Toroslarda kış hazırlığı telaşı

Toroslarda kış hazırlığı telaşı

Karaman'da sonbaharın gelmesiyle bağ ve bahçeler bozulmaya başlanırken, köylerde kış hazırlıklarının tatlı telaşı yaşanıyor.

Torosların üzerinde kurulu Burhan köyü de kış hazırlıklarının yoğun olarak sürdüğü köylerden biri... Köyde, evlerin bahçelerinde kurulan ocaklarda bir taraftan pekmez, bir taraftan da salça kaynatılıyor. Köyde bu işler birlik ve beraberlik içinde yapılırken, herkes herkese yardım ediyor.

Pekmez ve salça kaynayan kazanların altındaki közlerde pişirilen patates, biber ve ekmeğin yenilmesinin ardından yine közde kaynayan çaylar yudumlanırken edilen sohbetlerle kış hazırlıkları adeta bir şenliğe dönüşüyor.

Köy muhtarı Mustafa Yarlıbucak yaptığı açıklamada, köylülerin kışın tüketecekleri yiyeceklerin birçoğunu sonbaharda kendi imkanlarıyla hazırladıklarını söyledi.

Köylerinde birçok sebze ve meyvenin üretildiğini, üretilen ürünlerin büyük kısmını pazarlarda satmayıp kendi ihtiyaçları için ayırdıklarını anlatan Yarlıbucak, "Domates, biber, patlıcan, fasulye, elma, armut, kiraz, vişne ve üzüm köyümüzde bol bol yetişir. Ürettiklerimizin bir kısmını kışın tüketmek için hazırlarız. Bir kısmını da kentte yaşayan akrabalarımıza, tanıdıklarımıza göndeririz. Tarlamızda, bahçemizde gübre ve ilaç gibi kimyasallar kullanmadığımız için ürünlerimiz lezzetli olur" diye konuştu.

Sonbaharın gelmesiyle köy halkının kış hazırlıklarına başladığını belirten Yarlıbucak, "Şu anda pekmez ve salça kaynatıyoruz. Üzümleri bağlarımızdan keseriz. Şıranalık dediğimiz yerlerde iyice çiğneyip suyunu çıkarırız. Bu suyu toprakla karıştırıp çökertiriz. Daha sonra kaynatırız, pekmez olur. Salçanın kaynatılması hemen hemen her yerde aynı" dedi.

Yarlıbucak, bu hazırlıkların köylerinde yıllardır aynı şekilde yapıldığını dile getirerek, şöyle devam etti:

"Kış hazırlığımızı, konu komşu ile birlikte yaparız. Bir nevi şenliğe dönüşür. Yalnız yapılacak şeyler değil. Pekmez ve salça kaynarken altında yanan ateşten çıkan közlerin üzerinde çay demleriz, patetes, patlıcan, soğan gibi sebzeleri pişiririz. Hamur mayalandıktan sonra hazırlanan ekmekler de közün üzerinde pişirilir. Kadınlar bunları hazırlar, toplu halde yeriz. Sohbetler edilir. Özellikle pekmez kaynatılması çok zevkli, fakat o kadar da zahmetli bir iş. Pekmez kazanı, ateşten indirildikten sonra soğuması ve kıvama gelmesi için kepçelerle savrulur. O zaman kazanda pekmez köpüğü oluşur. Bu köpük ilaç gibidir. Herkes bu köpükten kaşık kaşık içer. O köpük içildikten sonra yapılan tüm zahmetler unutulur. Bu, bir senelik emeğin ardından yaşanan bir mutluluktur."

"BULGURU BİTEN KOMŞUSUNDAN ÖDÜNÇ ALIR"

Köyde yaşayanlardan Ayşe Yarlıbucak ise çok mecbur kalmadıkça marketten alış veriş yapmadıklarını vurguladı.

İhtiyaçlarını mümkün olduğunca kendi imkanlarıyla hazırlamaya çalıştıklarına işaret eden Yarlıbucak, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hazırladığımız pekmez, salça, bulgur, tarhana gibi ürünler tamamen organik. Üzümü kendi bağımızdan toplarız, sebzemizi kendimiz üretiriz. Kışın pazardan sebze almak yerine, güneşte kuruttuğumuz sebzeleri yeriz. Köyümüzde imkanı olan bunlardan bol bol hazırlar. Başka yerlerde yaşayan akrabalarına, çocuklarına da gönderir. Bulguru biten komşusundan ödünç alır. Sonbaharda bulgur kaynattığında borcunu öder.  Bir kış boyunca bu hazırlanan gıdalar tüketilir."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.