Temel Karamollaoğlu: "Düşünmeyin" istiyorlar

Temel Karamollaoğlu: "Düşünmeyin" istiyorlar

“İnsanımız araştırıp düşünürse, mukayese ederlerse doğru karar verecektir” diyen Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, “Söylemlerimize tepki gösterenler benim söylediklerimi dinlemeden, konuşuyorlar. ‘Düşünmeyin’ diyorlar” dedi

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Merhaba Gazetesi Sorumlu Yazı İşleri Müdürü İbrahim Büyükeken ve Muhabir Hâlid Şen’in sorularını cevaplandırdı. Gündemde olan anayasa değişikliği ile ilgili kendilerine yöneltilen eleştirilere cevap veren Karamollaoğlu, Kıbrıs müzakereleri, Suriye’deki sorun başta olmak üzere dış politikadaki sorunlardan bahsederek, tarım ve sanayideki gidişatı değerlendirdi.

BAZILARI ‘DÜŞÜNMEYİN’ DİYORLAR

Başkanlık sistemine karşı olmadıklarını belirten Genel Başkan Karamollaoğlu, ‘Nasıl bir başkanlık sistemi?’ sorusunun cevabının önemli olduğunu belirterek, “Kuvvetler ayrılığı bunun temelidir. Adalet mekanizması ise hem parlamentonun, hem de başkanlığın etkisi altında kalmadan teşekkül ettirilmelidir. Aksi takdirde adalet mekanizması bitaraf karar veremez. Sosyal medyada karşı görüş gösterenler veya tepki gösterenler benim bu söylediklerimi dinlemeden, konuşuyorlar. Düşünmeyin diyorlar” dedi.

13-2-005.jpg

ÜRÜN İTHAL ETMEYE ODAKLANMIŞIZ

Türkiye’nin tarımının içler acısı bir halde olduğunu söyleyen Genel Başkan Karamollaoğlu, “Buğday en çok Konya’da çıkıyor. Ama maalesef çiftçinin elinden tutulmadığı için tarım hep ihmal edilmiş, yanlış politikalara gidilmiş. Biz dışarıdan ürün ithal etmeye odaklandık. En ucuz nereden alırız diye çalışıyoruz. Halbuki biz en rahat nasıl ihraç ederiz diye çalışmamız lazım. Güzel örnekler var. Bakın Torku çıktı Konya’dan, başarılı oldu. Onlar yapıyor da başka yerde neden yapılamıyor?” ifadelerine yer verdi.

**Meclis’ten geçen Anayasa değişikliğine bir kesim tarafından tepkiler geldi. Ciddi bir ayrışma ve kutuplaşma oluşturuluyor bu konuda ne söylemek istersiniz?

Biz fikrimizi yeni söylemedik, daha önce de söyledik. Bir kutuplaşma meydana getirmek, toplumda bir rahatsızlık meydana getirmek için konuşmuyoruz. Bu tarz tepki gösterenler benim söylediklerimi ya dinlemediler ya okumadılar. Biz sanki fikrimizde değişiklik yapmışız, daha önce destekliyormuş da sonradan karar değiştirmişiz gibi davranıyorlar. Fikrimizi açıkça söyledik. Biz prensip itibariyle başkanlık sistemine karşı değiliz. Çünkü biz başkanlık sistemini 70’lerde ve 90’larda da savunduk. Ama ‘Nasıl bir başkanlık sistemi?’ dediğiniz zaman, başkanlık sisteminin yanlış bir istikamete yönlenmemesi için birtakım şartlar var. Kuvvetler ayrığı bunun temelidir. Kuvvetler ayrımı tam manada sağlanmalı Cumhurbaşkanı yürütmenin başıdır. Parlamento kanunları yapar, bütçeyi onaylar ayrıca icrayı denetler. Adalet mekanizması ise hem parlamentonun, hem de başkanlığın etkisi altında kalmadan teşekkül ettirilmelidir. Aksi takdirde adalet mekanizması bitaraf karar veremez. Bu prensiplerle bu paket geliştirilebilir. Önemli olan düşünerek müşterek bir yol bulmaktır. Başkanlık sisteminin getirdiği önemli hususlar da var. Tereddüt kalmıyor, güven oylaması gibi bir husus kalmıyor. Yürütmede bir istikrar sağlanıyor, çabuk karar verilebiliyor. Mekanizmalar daha belli. Sosyal medyada karşı görüş gösterenler veya tepki gösterenler benim bu söylediklerimi dinlemeden, konuşuyorlar. Düşünmeyin diyorlar.

**Şunlar, bunlar karşı ise bu değişiklik demek ki doğrudur desteklenmeli gibi bir söylem var bu doğru mu?

Yani şimdi vurmaya kalkışırsak, Amerika ile beraber olduğumuz zaman doğru Rusya ile beraber olunca yanlış mı veya Rusya ile beraber olunca doğru, Amerika ile beraber olunca yanlış mı? Böyle şey mi olur? Üzerinde konuştuğunuz maddeye bakarsınız siz. Bunlar cehaletten, düşünülmeden söylenilen sözler. Bu tip insanlar, araştırıp düşünürlerse, mukayese ederlerse doğru karar vereceklerini düşünüyorum. Bazılarının düşünmemelerinin sebebi Cumhurbaşkanına duydukları saygı ve sevgiden kaynaklanıyor. Ama Cumhurbaşkanı ilanihaye bir görevde kalmaz ki, insan fanidir. İleride bu görevden ayrılırsa, işler değişirse, başka biri geldiğinde ne olacak? Verdiğiniz yetki, sizinle aynı görüşü taşımayanlar bile iş başına geldiğinde bile kabul görebilmeli. Şimdi sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Cumhurbaşkanı, zayıf bir ihtimal başka biri seçilse bu yetkileri aynen vermeye hazır mısın? Yok diyecek, o zaman da çifte standart olur.

**Eski parti programlarından derlenen bazı kesitler göz önüne sunularak ‘Erbakan’la Saadet Partisi ters düşüyor gibi söylemler yapılıyor. Bu konuda ne söylemek istersiniz?

Onu da okumuyor, düşünmüyorlar. Erbakan Hoca’yı hayatta iken kimin terk ettiği belli.  Şimdi bizi Erbakan Hoca’nın yolundan ayrılıyor diye suçlamaları ya kasıt ya da cehalet. Başkanlık sisteminden ziyade şu anda bizi daha çok ilgilendiren konular var. Ülkemiz çok ciddi problemlerle karşı karşıya. Terör var, nasıl çözülecek? Ekonomik sıkıntı var, eğitimde problem var, dış politikada sorun var, nasıl çözülecek? Bunların hiçbirini gündeme almadan sadece başkanlık sistemi ile uğraşmak insanımızı yanlışa götürür.

**Kıbrıs müzakereleri sürüyor bu konudaki görüşünüz nedir?

Kıbrıs için bizim söyleyeceğimiz, rahmetli Erbakan Hocamızın 20 yıl önce söyleyeceğinin aynısıdır. Bizim Kıbrıs diye bir problemimiz yok. Kıbrıs’ta 1974’te bir harekat gerçekleştirilmiş. Bunun sonunda bir sınır oluşmuş. 1980’den sonra da ilk kez Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti kurularak Türkiye Cumhuriyet tarafından tanınmış, İslam ülkeleri tarafından da tanınmıştır. Biz şimdi ne vereceğiz? Onları nasıl tatmin edeceğiz diye düşünürken fotoğrafın bütününü kaybediyoruz. Kıbrıs deyi bir mesele yok. Allah’tan bazen insanın hasmı kendisine destek veriyor. Annan Planını Türkler kabul etti, Rumlar kabul etmedi, o yüzden şu anda avantajlı bir konumdayız. Bunu suni olarak gündeme getiriyorlar. AB bizi kabul etmezmiş. Etmesinler!

**Dış politikada ciddi U dönüşleri var. Dış politikada pek çok noktada Saadet Partisi’nin dediklerine gelindi. Bundan sonraki süreç hakkında ne düşünüyorsunuz?

Çok zor bir döneme girildi. Bundan sonra Suriye’de bu fiili bir iç harp yaşandı. Yüz binlerce insan can verdi. Milyonlarca insan memleketini terk etti. Bu insanlar yeniden tekrar nasıl barış içerisinde yaşayacaklar. Asıl problem bu. Bu sorunu çözmek için ciddi girişimlerde bulunulması lazım. Bu Suriyeliler ile birlikte bölgede rol alan ülkelerle birlikte çözülebilir. Burada Suriye, İran, Türkiye, Rusya olacak. Eğer bozmazsa Amerika olacak bir de içeride çarpışmış farklı grupların temsilcileri kısmen olacak. Bu konuda da sanırım mutabakat sağlandı. Küçük gruplar masada yer almasa da haklarının savunulması lazım. Barışın tesisi için çaba gösterilmeli. Çok karışık bir ortam var. Şimdi kan aktı artık bir araya gelmek zor olacak. Kanaatimiz en etkin rolü Türkiye ve İran oynar. Türkiye’nin desteklediği gruplar var, İran’ın desteklediği gruplar var.

**Türkiye yönünü Avrupa Birliği’nden dönmüş gibi gösteriliyor, Şangay Beşlisi’ne yönelme var gibi. Türkiye’nin yönü ne olmalıdır sizce?

Türkiye aslında 20 yıldır ihmal edilen İslam Birliği ve D-8’lerin ayağa kalkması için mücadele etmelidir. Bu bölgenin barış ve huzuru, içerisinde bulunduğu ülkelerin mücadelesi ile olur. Dışarıdan müdahale haksızlıkları beraberinde getirir. Dışarıdan genler, kaşımıza gözümüze aşık oldukları için gelmiyorlar. Bu bölgeyi kendi emelleri için yeniden tanzim etmek için, petrol için, stratejik konumu için, İsrail’in menfaati için geliyorlar. Onların bu bölgede etkin olmaları bu bölge için tehdit oluşturur. Bundan tek memnun çıkacak olan İsrail’dir, çünkü suni olarak kurulmuştur. Bundan dolayı bu bölgede yaşayan insanlar bir araya gelmelidir. Biz İran, Irak, Türkiye, Suriye bir araya geldikten sonra, Batı tarafından kullanılan gruplar da yanımıza getirilmiş olur. Zor bir dönem. Çok karıştırdılar işleri. Zor ama imkansız değil.

**Konya bir tarım ve sanayi şehri. Bu konuda neler söylemek istersiniz?

Türkiye’nin tarımı içler acısı bir haldedir. Konya’nın da bundan etkilenmemesi düşünülemez. Özellikle buğday en çok Konya’da çıkıyor. Ama maalesef çiftçinin elinden tutulmadığı için tarım hep ihmal edilmiş, yanlış politikalara gidilmiş. Bir ara getirdiler zorla toprak parası ödendi çiftçiye. Adam ekse de alıyor, ekmese de parayı alıyordu. Amerika’da böyle yapılıyormuş. Bana ne Amerika’dan. Sizin ürünü desteklemeniz lazım. Bunu yaparlar mı? Ben halen bir emare göremiyorum. Biz dışarıdan ürün ithal etmeye odaklandık. En ucuz nereden alır diye çalışıyoruz. Halbuki biz en rahat nasıl ihraç ederiz diye çalışmamız lazım. Yanlışlıklar tarımda çok. Güzel örnekler var. Bakın Torku çıktı Konya’dan, başarılı oldu. Onlar yapıyor da başka yerde neden yapılamıyor? Demek ki basiretli yöneticilerle yapılabiliyor bu iş. Ama devletin desteği olmadan hiçbir sanayi Türkiye’de gelişemez, başta tarım olmak üzere. Bizim giderek tarım ithalatımız ihracatımızdan fazla hale geliyor. Türkiye bir tarım ülkesi, çeşitli bir floramız var. Fındık, tütün, buğday, pancarı, zeytini fıstığı, ülkemiz çok büyük zenginlikleri var. Dünyada etkili olmamız lazım ama bizim önümüzde diğer ülkeler. Konya’da da buğday ve pancar üretiminin geliştirilmesi, buna paralel olarak da hayvancılığın geliştirilmesine ihtiyaç var.

TEMEL KARAMOLLAOĞLU KİMDİR?

Aslen Sivas’ın Gürün ilçesinden olup 1941 yılında Kahramanmaraş’ta doğdu. İlk ve ortaöğrenimini çeşitli illerde tamamladı. 1960’da burslu olarak gittiği İngiltere’de Manchester Üniversitesi Bilim ve Teknoloji Enstitüsü, Tekstil Teknoloji Bölümünden 1964 yılında mezun oldu. 1967 yılında aynı üniversitede yüksek lisansını tamamladı. 1967’de Devlet Planlama Teşkilatında uzman olarak görev aldı. 1975’de Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Teşvik ve Uygulama Genel Müdürü olarak görev yaptı. 1977 yılında Milli Selamet Partisi’nden Sivas Milletvekili seçildi. 1989 yılında Sivas Belediye Başkanlığına seçildi. Mayıs 2000 tarihinde yapılan Saadet Partisi kongresinde Genel İdare Kurulu Üyeliğine seçildi ve Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı görevine getirildi. 2016 Ekim ayında yapılan Saadet Partisi 6. Olağan Kongresinde Genel Başkan seçildi. İyi derecede İngilizce bilen Karamollaoğlu, evli ve 5 çocuk babasıdır.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.