1900’lü yıllarda Osmanlı imparatorluğunun dağılarak yok edilmesi için başta İngiltere destekli ayak oyunları son yıllarda yeniden sahnede.

Önce altyapıyı hazırladılar.

Sonra PKK gibi iki üç taşeron buldular.

Son 40 yılda ihtilal, terör Türkiye’yi oyaladılar.

Parçalı hükümetler,

Ekonomik buhranlarla içe kapatma tuzakları hepsi planlıydı.

Amerika 20 yıldır bölgeyi sömürüyor. İngiltere, Fransa Almanya bundan pay kapmaya çalışıyor.

Baktığımız zaman yine aynı devletler, yine aynı senaryo.

Bu sefer Milli Mücadele ile oyunlarını bozan Türkiye Cumhuriyetini bölelim ve yok edelim düşüncesindeler.

Mondros Mütarekesi ve Sevr de yapamadıklarını şimdi yapmak niyetindeler.

1. Dünya savaşı öncesi Avusturya- Macaristan veliahtının milliyetçi Sırp genci tarafından öldürülmesi ile başlayan kıvılcım.

1991 yılında da Irak’ın Kuveyt’e girmesi ile bölgeye atılan ateş.

Önceki yıllardaki oyunları daha önce bu köşeden yazdım.

Onun için fazla derine inmeyeceğim.

O günlerde tebasını devlet vaadi ile Osmanlı’ya kışkırttılar. Bugün de mezhep ayrılığı ile bölgeyi ateş altına aldılar.

İngiltere yine perdenin gerisinde.

İsrail’le birlikte kendisini unutturmaya çalışan ‘yılan’ durumundalar.

O gün Ege’yi İtalyanlara vaad etmişlerdi, sonra Yunanlıları güçlendirerek İzmir’i işgal ettirip ardından Anadolu’ya savaş açtırdılar.

Güneydoğu’ya gireceklerdi. Musul’a geçip Fransızlara siz girin dediler.

Fransızlar İngilizlerin oyunu ile geldikleri Maraş, Urfa ve Antep te Türk milletinin tokadını yedi.

Yunanlılarda Ege Denizi’ne zor yetişti.

Zaten 1. Dünya Savaşı’nda da Osmanlıya karşı sömürgelerden topladıkları askerlerle savaştılar.

Şimdi de PKK, PYD gibi terör uşakları bularak Türk milletini sindireceklerini hayal ediyorlar.

Türkiye’ye karşı kullandığı terör örgütlerini kendisi gibi destekleyen Fransa’yı, Almanya’yı ve ABD’yi kollamaya çalışıyor.

Niye?

İşgalci olduğu Kıbrıs’ta kendisine destek bulmak için.

Suriye’den pay kapmak için.

Fransa, İtalya, Almanya ve Yunanistan 1.Dünya Savaşı’nda İngiltere’den yediği kazığı unutmaz.

O da Osmanlı karşısında Çanakkale ve Kut’ül amare de ki hezimetini unutmaz.

Ancak Amerika artık çökmeye başlamıştır.

AB’de dağılmaya yüz tutmuştur.

İngiltere’nin sinsi oyunları da iyice ayyuka çıkmıştır.

Yıllardır sürüncemede bıraktıkları Kıbrıs meselesini, Türkiye-Rusya işbirliği Kıbrıs’ta da çözüm bulur korkusuyla aceleyle masaya taşımışlardır.

Türkiye kamuoyu artık masa oyunlarına da karşı koyacak güçtedir. 

Biz millet olarak 1071 yılından bu yana dünyada oynanan oyunları biliriz. Çünkü bu yıldan itibaren ‘Hilal’ ve ‘Haç’ savaşı başlamıştır.

Hatta 1071’den Türkiye Cumhuriyeti’nin ilanı 1923 yılına kadar cepheden hiç ayrılmadık.

Hepsinin hayaliydi, Osmanlı masada olmasın.

Bugünde Türkiye masada olmasın diye ısrarla oyun üstüne oyun oynuyorlar.

Artık Suriye’den sonra Türkiye yok.

Avrupa var.

Rusya kendisini kapana kıstırmaya çalışan Avrupa’dan intikam alacaktır.

Çünkü Avrupa Birliği’nin kartondan olduğu görüldü. Almanya tarih tekerrür eder diye korkuyor.

Türkiye savaşa mı girecek diyenler etrafımızda olup bitenlere iyi baksınlar.

Rusya’nın Suriye’deki oyununu ABD ve Avrupa ülkeleri düşünsün.

1.Dünya Savaşı’nın sonucuna bir göz atalım.

Osmanlı'nın ardından Türkiye Cumhuriyeti, Avusturya-Macaristan'ın ardından Avusturya, Macaristan, Çekoslovakya, Sırp-Hırvat ve Sloven Krallığı, batıdaki topraklarının büyük çoğunluğunu kaybeden Rusya'da ise Bolşevikler iktidara geçti.

Savaşın en büyük sorumlusu olarak gösterilen Alman İmparatorluğu ise büyük tazminatlar öderken, sömürgelerinin de birçoğunu kaybetti.

Hepsinin bir birine kuyruk acısı var.

Şimdi Papazlar da bu acıyı örtemez.

“Görelim mevlam neyler.

  Neylerse güzel eyler.”