Şair Şem-i’nin hatırası yaşatılıyor

Şair Şem-i’nin hatırası yaşatılıyor

Konya’nın ilk belediye başkanı ve en ünlü ozanı olan Aşık Şair Şem-i’nin torunu Ahmet Demirsel, dedesi anlattı.

Konya’nın ilk belediye başkanı Aşık Şem-i’nin 5. Kuşaktan torunu Ahmet Demirsel, anlattı. Mevlana Müzesi’nin yanı başında, kaldırımın üzerinde bulunan tek mezar, turistlerin ilgisini çekiyor. Turistler özellikle, mezar ve mezar sahibi ile ilgili bilgi sahibi olmak istese de gerekli bilgiye tam olarak ulaşamıyor. Konyalıların da mezar taşının üzerinde yazan isim harici çoğunlukla bilgi sahibi olmadığı mezar ile ilgili de sayısız efsane de ortaya atılıyor. Mezarda, Konya belediye teşkilatının oluşmasını sağlayan aynı zamanda da Konyalı ozanların en eskisi ve meşhuru olan Aşık Şem-i yatıyor.

30 YAŞINA KADAR OKUMA YAZMA BİLMEZMİŞ

Ahmet Demirsel, dedesi Aşık Şemi ilgili şunları söyledi: “Aşık Şem-i’nin erkek asabasından yani baba tarafından dedemin dedesi olur. Esas ismi de Ahmet’tir. Rahmetli Mehmet Dedem Konya’nın 1 numaralı helvacısıymış. Çıkrıkçıların orada dükkanı vardı. O dükkan Osmanlılardan kaldı. Bu yüzden kentsel dönüşümde oraya hiç dokunulmadı.

Orası rahmetli Aşık Şemi’nin babası pekmez helvası yaparmış. Hali vakti yerinde olanlara ücretiyle, hali vakti yerinde olmayanlara ise dağıtırmış. Rahmetli Aşık Şemi, 30 yaşına kadar okuma yazmayı bilmezmiş. Öğrenememiş. 30 yaşından sonra öğrenmiş okuma yazmayı. Mersiyelerini şiirlerini hep yanındakiler yazarmış. 25 yaşına geldiğinde annesi babası oğlum yeter artık askerlik de bitti. Seni evlendirelim demiş. Çukur Mahalle’de Silleli Hacı Abdulkadir diye bir adamın evinin önünden geçerken pencereden kızını görmüş. Bir daha hiç geçmemiş oradan. Geçerse ayıp olurmuş o devirlerde. Gönlü o kıza kaymış. Araya Hacı Abdulkadir’in yakınlarını sokarak, bu kızla evlenmiş. Mustafa ve Mehmet diye iki tane oğlu olmuş.

3-1-1280x715.jpg

SULTAN MAHMUT İSTANBUL’A DAVET ETTİ

Aşık Şem-i saz da salarmış. 40 yaşında Sultan Mahmut onu İstanbul’a davet ediyor. Mehdini duyuyor ve onunla sohbet etmek istiyor. İstanbul’da sarayda 3 ay kadar kalmış. 3 ay sonra Konya’ya dönmüş belediye başkanı yapmış Sultan Mahmut. Konya’nın ilk belediye başkanı oldu. 52 yaşındayken Sultan Mahmut tekrar İstanbul’a çağırmış. Bu sefer 6 ay salmamış. İzin huzura çıktığında padişah sana demiş sana bir soru soracağım yoksa salma demiş.

Buyrun sultanım demiş. Konyalılar küflü peyniri çok yiyorlar neden diye sormuş?

Aşık Şemi durmuş durmuş. Sultanım sorunuza bir soru ile cevap vereceğim demiş.

Siz de bağırsağı çok yiyorsunuz neden demiş?

Sultan Mahmut bu cevabı beğenince tamam Konya’ya gidebilirsin demiş..

İSTANBUL DÖNÜŞÜ ZEHİRLEDİLER

İstanbul’dan dönüşte bir rivayete göre hoşgeldin yemeğinde zehirlemişler Aşık Şemi’yi. Hokkalar yani aşırı softalar tarafından çorba ile zehirlemişler. 3 gün yatmış. Oğlu Mustafa, Karaman’a buğday almaya gitmiş, ona bir methiye yazmış. Vasiyeti üzerine Mevlana Türbesi’nin 2 metre uzaklığa defnedin diyor. 1783’te doğdu. Zamanla mezar taşı eskimiş ve rakamlar kırılmış. Sadece 1 ve 7 rakamları kalmış. Ben 1946 doğumluyum. 1956 yılında Aslanlıkışla yolu yapılırken günün Belediye Başkanı Rüştü Özal, bu mevtayı kabristanın içerisine alalım diyorlar. Iki amele geliyor kabire kazmayı vurunca kazma kırılıyor. Kazma fırlıyor. Ameleler bu olaya şahit olunca çok korkuyorlar. Hacıveyiszade Mustafa Efendi’ye durumu anlatıyorlar. Hacıveyiszade Mustafa Efendi kazmayı alıyor, hafiften dokununca kazma elinden fırlıyor. Sonra “Bu muhterem beni rahatsız etmeyin“ diyor. Öyle olunca Belediye Başkanı da bu kabir burada kalsın diyor.

3-2-1280x715.jpg

Zehirleyen artniyetli insanlarmış. 57 yaşında 1840 yılında vefat ediyor. Geride maniler, mersiyeler, şiirler, divanlar bırakıyor. Bunların hepsi İstanbul’dan gelen şairler tarafından götürülmüş. Konya’da bir kaç tane kitap kalmış. Onlar da Yusuf Ağa Kütüphanesinde bulunuyor. Aşık Şemi’nin torunlarında da şairlik vardı. Genleri geçmiş gerçekten. Cenabı Allah onlara bu melekeyi vermiş. Ağzından şiirler dökülüyordu. Ben 5. Kuşak torunuyum. ”

MEZARIN YERİNİ DEĞİŞTİRMEK İSTEDİLER

Aşık Şem-i’nin mezar taşındaki yazıda dünya malına bel bağlanmaması gerektiğini anlattığını ve bu şiirin önemli olduğunu vurgulayan Ahmet Demirsel, “Şem-i dedenin mezar yerini değiştirmek istemişler. Fakat mezar taşı kırılınca vazgeçmişler. Ben tamir ettirtmiştim. Yıllardır o mezar ile ilgili efsaneler anlatılır. O mezarı oradan hep kaldırmak istediler ama kaldıramadılar. Şem-i dede ölmeden önce defin olacağı mezarın yerini kendi belirliyor. Ve öldükten sonra da oraya defnoluyor. Bir defa mezar kaldırılmış. Türbenin içine nakledilmiş. Fakat mezarı yerinden oynatanlar büyük sıkıntı içine girmiş. Bu neden ile tekrar yerine gömülmüş. Şem-i Dedenin doğum tarihi 1783’tür. Şem-i dede, mezar taşındaki şiirinde dünya malına bel bağlanmaması gerektiğini anlatmaktadır. Son 2 satırı şöyledir; “Ey birader bakma bana, yetmez miyim ibret sana, Şem-i namım bir nişan olsun mezar taşıma” dedi.

AHMET DEMİRSEL KİMDİR?

1946 yılında Konya’da doğdum. Bir müddet Konya İdmanyurdu’nda ve Demirspor’da amatör futbol oynadım. 1966’da Kütahya’da askerlik yaptım. Askerlik dönüşü evlendim. Benim esas mesleğim mobilya imalatçılığıdır. Yıkılan orduevinin mobilya işlerini biz yaptık. Çok değerli mobilya ustalarım var. 1970’de Helvacızade Ahmet Efendi’nin yanında çalıştım. Sonra kendi atölyemi açtım. 1992 yılında emekli oldum. Ama hala çalışırım. Mutfak dolabı ve vestiyerler yaptım. Atölyem hala duruyor. Haftada bir defa kontrol ediyorum. Bazı antika işleri oluyor. Onları yapıyorum. 3 evladım var. 2 kız bir oğlan. Kızım eczacı. Diğer oğlum da dekan yardımcısı olarak görev yapıyor.

İBRAHİM BÜYÜKEKEN

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum