Saim Sakaoğlu'nun gözünden 2012

Saim Sakaoğlu'nun gözünden 2012

Konya'nın yakından tanıdığı, Konya adına önemli eserler vermiş olan Emekli Türk Halk Edebiyatı Öğretim Üyesi Pof. Dr. Saim Sakaoğlu, 2012 yılını kendi kaleminden yazdı

Saim Sakaoğlu'nun kaleminden 2012 yılında öne çıkanları dostları ile paylaştı. Sakaoğlu, yayımladığı yıl sonu hatıralarında, kendi ailesinin içinde olan başarıları, tatilini nasıl geçirdiğini ve daha birçok konuya değinmiş. Biz de acizane bazı bölümlerini okuyucularamız ile buluşturmak istedik. Sakaoğlu, her sene bir önceki yılın değerlendirmesini yaptığını söyleyerek sözlerine başlıyor. “1991’den beri eşe dosta, sevdiklerime, öğrencilerime gönderdiğim yıllık mektubumun 2012 yılına ait olanını da göndermenin mutluluğunu yaşıyorum. Bu mektubun gönderilme sayısı gecen yıl 200’ü geçti, belki bu yıl sayı daha da artacaktır. İki yıl öncesine kadar zarflayıp pullayıp gönderdiğim bu nameler artık genel ağ aracılığıyla gönderiliyor. Bu sayfalar, benim 73 yaşımdan sonra öğrenmeye başladığım bilgisayar kullanıcılığımın ilk ürünü. Lise yıllarımdan itibaren zaman zaman günlük tutmuşumdur. Yıllar sonra başladığım bilimsel günlüklerim ise iki defteri doldurdu. Ancak 2012’nin önemli olaylarından biri de hatıralarımı yazmaya başlamamdır. Öncelikle Selçuk Üniversitesi'ni anlatmaya başladım, çünkü orasıyla ilgili olanlar daha canlı idi. İpi pazara çıkarılacak ne kadar adam varsa yazmak gerek ama bir de onun bunun çocuklarıyla uğraşmak var. Ol sebeple anlayana sivrisinek saz hesabı yazacağız. Mesela bir tamirci lafının kimi hatırlatacağını sürekli okuyucularım şıp diye bilivereceklerdir. Daha ne olsun ki. Hırsıza ‘hırsız’, ‘şey’e ‘şey’ demenin suç olduğu bir ortamda daha ne yapabilirdim ki” diyor.

SAKAOĞLU'NUN KATILDIĞI SERGİLER

Sakaoğlu, yazdığı hatıralarının içerisinde Kitap Fuarı'na da değinerek, “Geçen yıl yapılan ve benim bir yerlerden gelip son gününe yetiştiğim bu güzel günlerin ikincisinin açılışında kurdele kesmek de varmış. Birkaç defa uğradım, kitaplar ve dergiler aldım, sohbetlerde bulundum. Kitaplarımın bazıları sergileme amacıyla Kömen’in masalarından birinde idi. 30 Kasım-09 Aralık 2012 tarihleri arasında Zindankale Sanat Galerisi’nde, zemin kat ile iki alt katta tarihle kucak kucağa açılan ‘fuar’ı Konya Büyükşehir Belediyesi düzenlemişti. İşittiğimize göre gelecek yıl yeri değişecekmiş” dedi. Yıl içerisinde katıldığı sergilerden bazılarını da anlattığı Sakaoğlu, “Konya’mızın 14 milletvekili var, 10’u erkek. Bunların da dördünün adı Mustafa. 23 ve 24. Dönemler AKP Milletvekili Mustafa Kabakçı çok yönlü bir insan. Ocak 2012 başında, artık defalarca pabucu dama atılan KuleSite’de bir sergi açtı. Kurdeleye makas atanlardan biri de bendim. Serginin konusu ‘fotoğraf’ idi” dedi. Cam altı resim sergisine de katıldığını ifade eden Sakoğlu, “Rahmetli babam, tahminen 50 x 40 santimetre boyutunda olan camlara mürekkeple çeşitli desenler çizerdi. Mekke ve Medine, tavus kuşu, gül ağırlıklı çiçekli desenler. Bizler de onları yağlı boya ile farklı renklere boyardık. İş bitince de kalan yerleri, genelde beyaz, bazen de pembe üstübeçle kapatırdık. Ben ilkokul yıllarımdan üniversiteyi bitirinceye kadar bu işleri yaptım. Tabii daha çok yaz aylarında. Bu sebeple elim fırçaya yatkındır. Daha birkaç yıl öncesine kadar bu işin sanat açısından adının 'cam altı resmi' olduğunu bilmiyordum. Yerel gazetelerde fotoğraflarla da süslenmiş Cam Altı Resim Sergisi haberlerini okuyunca eski günlerimi hatırladım. 15 Şubat 2012 günü, öğleden sonra Mimarlar Odasına gittim. Burası aslında, kadim arkadaşım Mehmet Bildirici’nin akrabası, kadın doğum uzmanı Dr. Nevzat Özkal’ın evi idi. Daha sonra Mimarlar Odası satın alarak çeşitli güzel amaçlarla kullanmaya başladı. Sergi sahibi yokmuş, ara sıra uğrarmış. Elbette bekleyemezdim. Kendimce dolaşıp bir değerlendirmede bulundum. Sergi sahibi, Oğuzhan Karaduman. Sergi, 11-18 Şubat tarihleri arasında açık kalacakmış. Sonradan öğrendiğime göre sergi sahibi, Prof. Dr. Mustafa Karaduman dostumuzun oğlu imiş” diyerek bilgi verdi.

NECMETTİN ERBAKAN ÜNİVERSİTESİ'NİN AÇILIŞI

Yıl içerisinde açılışı gerçekleştirilen Konya'nın ikinci devlet üniversitesi hakkında da bilgi veren Sakoğlu, “Bu üniversite aslında Konya Teknik-Teknoloji Üniversitesi olarak kurulacaktı, ama ‘Teknik’in öğrencisi az olur, biz klasik üniversite açalım da çokça öğrenci gelsin’ diye düşünülerek, Bursa, Adana ve Erzurum’da açılması kabul edilen Teknik Üniversitelerden sonra sıra Konya’ya gelince reddediliverdi. Sonra, sil baştan, klasik bir üniversite kurulması yoluna gidildi. Adı mı? Tabii ki Konya. Galiba onlarca dâhilî  ve haricî profesör, bu genç üniversitenin ‘kurucu rektörü’ olmak için çırpınıp durdular. Aralarında kimler yoktu ki. Elbette çok iyileri de vardı am şans, Selçuk Üniversitesi Meram Tıp Fakültesi'nden Prof. Dr. Muzaffer Şeker’e güldü. Aday listesindeki bazılarının aday olma konusundaki cesaretlerine hayran kaldığımı ifade etmek isterim. Derken, Selçuk Üniversitesi'nin şehirdeki üç fakültesi bir gecede Konya Üniversitesi'ne bağlanıverdi. Benim vaktiyle iki dönem dekanlık yaptığım Eğitim Fakültesi de buharlaşıverdi. O artık Konya Üniversitesi Ahmet Keleşoğlu Eğitim Fakültesi oluverdi. Yanılıyor muyum acaba? Değişiklikler devam ediyor. 11 Nisan 2012 tarihinde, 6287 sayılı bir kararla üniversitenin adı bir daha yenileniverdi, Necmettin Erbakan Üniversitesi oldu. Selçuk Üniversitesi, Konya Üniversitesi, Necmettin Erbakan Üniversitesi (NEÜ). Sizi temin ederim ki bu ad değişmeyecek. Çünkü atalarımız, ‘Hak oyunu üçtür’ demişler, biz Konyalılar üçü tamamladık” ifadelerini kullandı.

MUSTAFA ÖZÇELİK

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.