Refik Tuzcuoğlu: Türkiye'nin en büyük krizi hayat pahalılığı değil!

2004-2009 döneminde Meram Belediye Başkanı olarak görev yapan Refik Tuzcuoğlu, Akit Gazetesi’nde ‘Ahlak Erozyonu’ başlığıyla bir yazı kaleme aldı. Tuzcuoğlu, “Market raflarında hemen her gün değiştirilen etiket fiyatlarını, piyasalarda görülen pahalılığı tablolarla izah etmek yeterli olur mu” sorusunu sordu.

TUZCUOĞLU: İNSAN VİCDAN PUSULASINDAN UZAKLAŞTI

“Üç liralık malı talep arttı diye on üç liraya satan fırsatçı, malı depoda saklayıp kıtlık algısı yaratan stokçu” diyerek yazısına başlayan eski Meram Belediye Başkanı Refik Tuzcuoğlu, “Fahiş kira artışları yapan mülk sahibi, mülk sahibine hak ettiği kirayı ödemeyen kiracı... Sosyal medyada feryat figan, “İstediğim açıklıkta giyerim, özgürlüğüme karışamazsınız, siz benim p.poma bakmayın” diyen genç kız... Metroda ayakta yolculuk yapan çarşaflı kadına, ‘Çarşafın bana değmesin’ diye hakaretler savuran bir başka kadın... Şehrin meydanında ‘haracını vermedi’ diye rızkının peşinde olan esnafın dükkânını kurşun yağmuruna tutan serseri... Fakirliği bir başarısızlık olarak gören kapitalist ahlaka ram olmuş, Allah’ın bir kuluna dokuz pulu, dokuz kuluna bir pulu reva gören zihniyetteki tacir... Bu birbirinden dağınık görünen ahlaki hezeyanların arkasında, aslında tek ve derin bir kopuş yatıyor: İnsanın vicdan pusulasından, yani fıtratından uzaklaşması” dedi.

KÖTÜ GİDİŞATI REKLAMLARA DİZİLERE BAĞLADI

Tuzcuoğlu, yazısında kötü gidişatı reklamlara, televizyon dizilerine ve değerlerden kopuşa bağladı. Tuzcuoğlu, ayrıca şunları yazdı: “Kendi ruh köklerinden koparılan bir toplumun ayakta kalması mümkün değil. Çözüm sadece polisiye tedbirlerde veya ekonomik paketlerde değildir. Çözüm, hayatın her sahasını yeniden kuşatacak bir ‘ahlak inşası’ seferberliğindedir. Bu, her bir ferdin kendi içine dönüp o kırık pusulayı tamir etmesiyle, fıtratının sesini yeniden dinlemesiyle başlar. Bugün yaşadığımız en büyük kriz ne hayat pahalılığı ne de metrodaki nahoş manzaralar. Bunlar kaybettiğimiz değerlerin sonuçları. En büyük kriz, ahlaki yozlaşmadır. Onu çözdüğümüzde pek çok mesele kendiliğinden ortadan kalkacak. Bereket, o mefkûreye döndüğümüz gün geri gelecek.”