"Okul öncesinde belirsizlik bitmeli!"

"Okul öncesinde belirsizlik bitmeli!"

Covid19 vakaların tekrar artması nedeniyle, tedbir amaçlı okullar ve kurslar kapatılmıştır. Milli Eğitim Bakanlığı basın yoluyla yaptığı açıklamada okul öncesi eğitim kurumlarının da kapatılacağını belirtti.

Ancak Aile Çalışma ve Sosyal Politikalar bakanlığı bu konuda bir genelge yayınlamadı ve açıklama da bulunmadı. Bunun üzerine ailelerden ve kurumlardan ciddi tepkiler gelmeye başladı. Aileler çocukların eğitimlerinin yarıda kaldığının, bunun haricinde çalışan aileler olarak çocuklarını bırakacak yerlerinin olmadığını belirttiler. Milli Eğitim ile Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler bakanlığının bu durumu öngöremediklerini, bu yüzden çocukları ruhsatsız, ehliyetsiz yerlere göndermek zorunda kalacaklarını söylediler. Bilhassa sağlık çalışanları ne izin aldıklarını, ne istifa edebildiklerini belirttiler. Yaşanılan bu duruma istinaden Önce-Eğitim-Der Başkanı Özcan Dalgıç, Okul öncesi eğitim kurumlarının ve çocuk kulüplerinin 1 Haziran’dan bu yana hizmet verdiklerini, kurumların hassasiyetle gereken tüm tedbirleri aldığını söyledi. 1 Haziran’da çalışan ailelerin mağduriyetine ve talebine istinaden, apar topar açılmalarına rağmen, kurumların hizmet verdikleri süreç içerisinde bir problem yaşanmadığını belirttiler. İlgili müdürlüklerden aldıkları vaka sayılarının yanısıra kurumlara yönelik yaptıkları anketlerde okul öncesi eğitim kurumlarında yaşanan vaka sayılarının neredeyse hiç mesabesinde olduğunu çünkü hizmet verdikleri grubun risk düzeyinin dünya ölçeğinde de zaten düşük olduğunu belirtti.

Okul öncesi eğitimin telafisinin mümkün olmadığını, uzaktan eğitimin ise bu yaş grubunda uygulanamayacağını belirten Dalgıç, bilhassa gelişimi geriden gelen çocukların bu süreçten olumsuz etkileneceklerini söyledi. Rehabilitasyonlarda bulunan engelli bireylerin ve gelişimi sıkıntılı çocukların durumları nasıl göz önünde bulundurulduysa, benzer sıkıntıları olan okul öncesi eğitim kurumlarının da alınan karar kapsamı dışında tutulması gerektiğini söyledi.

Eğitim ve gelişim uzmanlar tarafından, okul öncesinin üniversite kadar önemli olduğu belirtilmekte, bilhassa okul öncesi dönemi çocuklarda 2 yaşındaki zekânın üst sınırı, 4 yaşındaki kişilik gelişiminin tamamlanması, 6 yaşına kadar olan sürecin bir çocuğun altın çağı olduğu unutularak hareket edilmesi, geleceğimizi inşa edecek çocukların eksik büyümesine sebep olmak demektir. Çocukların sadece sosyal yönünün eksik kalması dışında konuşma problemi, gelişim geriliği ve özgüven kaybı, sosyal kaygı oluşturduğu da gözlenmektedir. Bu süreç birçok çocuğumuz için kötü sonuçlanmış alamadıkları eğitimle, tablet, televizyon cep telefonu bağımlılığına dönüşüp atepik rahatsızlıklar ve geri dönüşü zor olan hasarlar bırakmıştır. 4 duvar arasında sıkışıp kalan çocukların, her gün ölüm ve hastalık haberlerinden çok etkilendiklerini, çocuklarda kaygı ve endişelerin arttığını, bu neslin gelecekte obsesif rahatsızlıklara boğuşacağını ilave etti. Ayrıca velilerin süreçle alakalı görüşlerini, Türkiye genelinde bulunan okul öncesi dernekleri ile birlikte düzenledikleri anket ile aldıklarını, ankette bilhassa çalışan ailelerin mağduriyeti ortaya konulduğu, ailelerin okul öncesi eğitim kurumlarına güvendiklerini ve okulların açık kalmasını talep ettikleri görülmektedir. İlgili bakanlıkların bu durumu göz önünde bulunduracaklarını inandığını sözlerine ekledi.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.