Öğrenciler tatili fırsata çevirmeli

Okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim düzeyindeki yaklaşık 18 milyon öğrenci geçtiğimiz Cuma günü ikinci ara tatile çıktı. 2021-2022 eğitim öğretim yılının ara tatiline giren öğrenciler 9 gün tatil fırsatı elde etti. Ara tatil 17 Nisan'da sona erecek, 18 Nisan'da okullar açılacak. Eğitim Bir-Sen (EBS) Konya Şube Başkanı Nazif Karlıer, gazetemize ara tatil döneminin değerlendirmesini yaptı. Bu tatili öğrencilerin dinlenerek geçirmesi gerektiğini söyleyen Karlıer, “Bu yılın ikinci tatili Pazartesi itibariyle başladı. Öğrencilere bizim tavsiyemiz bu ara tatil dinlenerek geçirsinler” dedi.

EN BÜYÜK SEVİNCİMİZ YÜZ YÜZE EĞİTİME GEÇMEK OLDU

Bu dönemin en büyük sevincinin online eğitimden yüz yüze eğitime geçilmesi olduğunu dile getiren Karlıer, şunları ifade etti. “Bu yıl en çok sevindiğimiz olayların başında hiç kuşku yok ki yüz yüze eğitime geçmek oldu. Online eğitimde öğrenciler derse adapte olmakta güçlük çekiyorlardı. Yüz yüze eğitimle bunu aşmış olduk. Gene aynı şekilde online eğitimden yüz yüze eğitimi geçişte öğrencilerimizin bazılarında adataptasyon sorunu gördük zamanla bunlarda açılmış oldu.

ÇOCUKLAR DOYA DOYA EĞLENMELİ

Velilerin her çocuğun kendine has bir özelliği olduğunu unutmaması gerektiğinin altını çizen Karlıer, "Çocuklarımızı kabiliyetine göre yönlendirebilme becerisine sahip olmalıyız. Başarısız çocuk yoktur, başarısız bir eğitim sistemi vardır. Veliler, öğrencilerini sevsinler. Çocuklarına kızmasınlar, onlar bizim çocuklarımız Çocuklar, ailelerine katkıda bulunacak uğraşların içinde olmalıdır. Unutmamak gerekir, hiç bir çoçuk yarış atı değildir. Tatilde bile çocukları okul anlayışı ile nizama sokmak isteyen velilerin varlığına şahit oluyoruz. Bu tutum, gerçekten çok yanlıştır. Çocuklarımız biriktirdiği enerjisini oynayarak atmalıdır. Kısacası çocuklarımız çocukluklarını yaşamalıdır" şeklinde konuştu.

MORAL MAKASI AÇILDI

Eğitim İş Konya Şube Başkanı Özgür Ulaş Yiğit ise şunları söyledi: “Uzaktan eğitimin uygulandığı, okulların bir açılıp bir kapandığı dönemden kalma olan iki yıllık eğitim kaybı varlığını koruyor. Salgın döneminin çocuklarda yarattığı sosyal ve psikolojik tahribat giderilemiyor.'Bu kaybı ortadan kaldırmak için öğretmenlerimiz büyük gayret gösterse de Milli Eğitim Bakanlığı’nın bu soruna yönelik sistemli bir çözüm yolu sunmamış olması, durumun iyileşmesini zorlaştırıyor.'

Çocuklarda genel bir kendine güvensizlik ve içe dönüklük vardır, ve bu ilköğretimde daha da yaygındır Sosyalleşme, sosyal davranışları geliştirme, uyum sağlama, eğitim için çok kritik unsurlar ve çocuklarda bu konuda genel bir gerileme gözlemliyoruz. Lise kademesindeki öğrencilerde bu sorunlara bir de zor disipline olmak ve dikkatini toplayamamak sorunları eklenmiş durumda. MEB ise çocuklardaki bu sosyal ve psikolojik tahribata yönelik tamamen üç maymunu oynuyor. Öğrenme kaybının iç içe geçmiş sorunların toplamı olduğu ve pedagojik olarak bu sorunlara eğilmek gerektiği gerçeğini görmezden gelen Bakanlık şimdiye kadar sadece “ders geriliği”ne yönelik adım atmış durumda. Açılan destekleme yetiştirme kurslarında bile sadece Türkçe, Matematik gibi ana derslerin olduğunu görüyoruz. Yani bu kurslar da sınav eksenli bir mantığa sahip ve çocukların geri kaldığı diğer alanları es geçiyor. Öğrencileri kültürel olarak besleyecek; sanatla, genel kültürle ilgili bir destekleme söz konusu değil. Onların aşınan psikolojilerini ve sosyalleşme yetilerini onarmaya yönelik bir vizyon Bakanlık’ta yok.”

SAİT ÇELİK