Mustafa Tuncer: Populizm değil icraat zamanı
Saadet Partisi Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi Mustafa Tuncer, “Dünya 5’ten büyüktür demek yetmiyor. Bu cümleyi kullanıyorsanız altını doldurmanız gerekiyor. Erbakan bunu D-8’ler ile doldurmuştu” dedi
Saadet Partisi Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi ve MÜSİAD eski ABD Başkanı Mustafa Tuncer, Merhaba Gazetesini ziyaret etti. Ziyarete Merhaba Gazetesi İmtiyaz Sahibi Halid Şen, Saadet Partisi İl Başkan Yardımcısı Abdullah Altuntaş ve Saadet Partisi Konya İl Halkla İlişkiler ve Tanıtım Başkanı Mehmet Küçükgünay da hazır bulundu.
ABD’de yaşanan krizi ve eylemleri değerlendiren Mustafa Saadet Partisi Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi ve eski MÜSİAD ABD Temsilcisi Mustafa Tuncer, ABD’de yaşanan gelişmeleri iyi okumak gerektiğini söyledi. ABD’de oturmuş bir kurumsal bir sistem olduğunu dile getiren Tuncer, “ABD’nin kendi iç kamuoyunda demokrasimiz yandı, bitti, gitti diye bir algı yok. Trump’un kendi kişisel menfaati için ABD’deki yerleşik anlayışı altüst ettiğini söyleyebiliriz. Trump’a dair bazı davalar söz konusu. Biden’ın bu davaları gündeme getirmesi yüksek ihtimal. Tekrar başkan adayı olabilmek için kamuoyu desteğini görmek istiyor olabilir. Trump, ABD’de derin bir kutuplaşma yarattı. Trump, seçimin kaybettiğinin farkında fakat bu kayıptan giderayak kendi haneme ne katabilirim derdinde. Toplumsal mekanızmaların bozulmasın hiç umursamıyor” dedi.
KARŞILIKLI GÜVENE DAYALI İLİŞKİMİZ OLMALI
Türkiye- ABD ilişkilerinin geleceği hakkında da konuşan Tuncer, “Sen bana güven, ben sana güveneyim. Güveni kurumsal hale getirmeliyiz. ABD dolarının reel karşılığı kurgudur. Biz ABD’nin kurmuş olduğu algıya değer veriyoruz. Bu açıdan bakarsak Rusya ve Çin’in askeri gücü ABD’den daha az değil ama yine de para birimleri Amerikan doları gibi dominant değil. ABD’nin bu algıyı koruyacak bir de askeri gücü var. Ama bu askeri güç yeterli olmuyor. Bu açıdan bakarsak Rusya ve Çin’in askeri gücü ABD’den daha güçlü. ABD kapitalist bir ülke. Kendi içerisinde sorgulama yapacaktır mutlaka. Hayata fayda ve zarar ekseninde bakan ve hayata sadece materyal üzerinden bir coğrafya. Bunu da deklere etmiş bir ülke. Buna göre ilişkilerimiz belirlemeyiz. Amerika’yı şeytan olarak görmek sorunları çözmez. Sorunları halının altına sürmekten öteye geçemez. Önemli olan o şeytanla mücadele etmektir. Zorunlu köleliğin müsebbibi olarak dış güçler gösterilebilir. Gönüllü köleliğin nedeni ise iç çürümedir. Bizim yaşadığımız zorunlu kölelik değil gönüllü köleliktir. Önce kendimizi düzeltmek zorundayız.”
Saadet Partisi Genel İdare Kurulu (GİK) Üyesi Mustafa Tuncer
ABD İLE ÇIKAR ÇATIŞMASI YAŞIYORUZ
Türkiye ve ABD’nin Ortadoğu’nun şekillendirilmesi konusunda çıkar çatışması yaşadığını kaydeden Tuncer, şunları söyledi: “Biz Müslüman kimliğimizden dolayı Filistin ve İran ile ilişkilerimizde daha iyi olmaya çalışıyoruz. Kuzey Irak ve Kuzey Suriye’deki Türkiye’ye yönelik terör örgütlerine bakış açımız farklı. Sebep olarak iletişim eksikliği var. Mutlak anlamda anlaşamayacağımız farklılıklar var. Suriye politikasında ciddi bir çatışma alanı var, Filistin ile ilgili farklı bakış açımız var. Beraberinde İran’a uygulanan ambargoları delme noktasında iki ülke arasında derin krize neden olduğunu görüyoruz. Kurumsal ilişkileri bertaraf ederek, kişisel ilişkiler üzerinden dış politika belirlemeye çalışan Başkan Trump’ın görevden gitmesi Türkiye için bir fırsat olabilir. Özellikle Türkiye’den Biden gelirse Türkiye için iyi olmayacak söyleminin altında yine iç siyaset refleksi yatıyor. Sebebi nedir? Trump kendisi olmayan insanlara hakaret eden, ötekileştiren, mahalle diliyle kahvehane diliyle karşısındaki eleştiren, baskın bir lider karakteri çiziyor. Bu dünyada da böyle liderler algısı bitti. Trump’un gidiyor olması Türkiye içerisindeki kabul edilmiş çaresizliği de bitirebilir. Böyle de olmak zorunda değilmiş cümleleri kurulacak. Trump’ın gidiyor olması Türkiye’deki iç siyaseti de etkileyebilir. Türkiye’nin dış siyasetinden daha çok iç siyasetine yönelik kaygılar var bu konuda.”
BİDEN DÖNEMİNDE YENİ BİR SAYFA AÇABİLİRİZ
Türkiye’nin Trump döneminde ABD ile ilişkiler açısından en kötü dönemi yaşadığını dile getiren Tuncer, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Biden döneminde Türkiye’yi çok zor günler beklemiyor diyebiliriz. Trump döneminde Türkiye’ye yönelik ciddi yaptırımlar uygulandı. Çelik sektörüne vergiler artırıldı, THY’ye yasaklar getirildi, Cumhurbaşkanımıza ağza alınmayacak bir mektup yollandı. Trump döneminde her türlü ekonomik tehdide uğradık. 15 Temmuz hain darbe girişimine uğradık. FETÖ elebaşısı iade edilmedi. Trump döneminde ilişkilerin en kötü olduğu dönemdi. Türkiye’nin ABD ile eşit muhatap olması gerekiyor. Biden döneminde Türkiye yeni bir sayfa açabilir. Kabul etmeyeceğimiz anlaşamayacağız noktalar olabilir. Ama ilişkilerimizi kurumsal hale getirmeliyiz. Türkiye kendi menfaatlerini öncelik tutmalı. S-400’lerin gelişi baştan başa bir hikaye gibiydi. Türkiye’nin sert söylemlerle adım attığını gördük. Biden yönetiminin tavrı Türkiye’nin S-400’lerle ilgili tavrını da belirler. Türkiye usulünce çalışmak istediği mesajını verdi.
Türkiye’nin kendi iç meselelerini çözmesi gerekiyor. Türkiye uzun süredir güvenlikçi savunmacı silah sanayine yönlendiriliyor. Dünyada en fazla yolsuzluklar ilaç ve savunma sanayi üzerinden yapılıyor. Savunma sanayine bu kadar kaynak aktarılması farklı soruları gündeme getiriyor. Enflasyon Türkiye için büyük bir sorun. Türkiye’nin kuraklık ciddi bir sıkıntısı var. Türkiye’nin kendi kendine yetmeyen tarımsızlaşma gibi bir realitesi var. Sadece savunma sanayi endeksli bir yaklaşım geliştirmemiz sacayağının birinin eksik kalmasına neden olur. Organik bir büyüme olmamış olur.Kurumların kişilere endeksli olmayan mekanızma üretmesi gerekiyor.”
Tuncer, ABD’de yaşanan kaos ile ilgili önemli açıklamalar yaptı. Tuncer, Türkiye’nin bundan sonraki süreçte ve Joe Biden başkanlığında izlemesi gereken yol haritası ile alakalı, “Dünya 5’ten büyüktür demek yetmiyor. Bu cümleyi kullanıyorsanız altını doldurmanız gerekli, Erbakan bunu D-8’ler ile doldurmuştu” ifadelerini kullandı. “Bakın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın güzel bir sözü var, “Dünya 5’ten büyüktür” diyor, doğru güzel bir sözdür. Ama bunun altını doldurmak lazım. Eğer biz bunun altını doldurmazsak, bu iç siyaset mekanizmasına dönük bir popülarite aracı haline dönüyor.”
İBRAHİM BÜYÜKEKEN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.