Kuyumculuğu bıraktı mutluluğu sanatta buldu

Kuyumculuğu bıraktı mutluluğu sanatta buldu

28 yıl önce aldığı radikal bir kararla kuyumculuğu bırakan, çocukluk hayali olan müzikle uğraşmaya başlayan Konyalı Sedat Odabaşı, “Kuyumculuk yaparken, para kazanıyordum ama mutlu değildim. Şimdi müzikle uğraşıyorum ve çok mutluyum” dedi

Körfez Olaylarıyla işleri kötüye giden, bu durumu fırsat bilerek, çocukluk hayalini yaşamak isteyen Sedat Odabaşı, aldığı bir kararla kuyumculuğu bıraktı ve müzikle uğraşmaya başladı. Kuyumculuk yaptığı dönemlerde çok para kazandığını fakat mutlu olamadığını ifade eden Odabaşı, müzikle yakından ilgilenmeye başladığı günden bu yana çok mutlu olduğunu, sigara içmeyi bile bıraktığını dile getirdi.

MÜZİK İÇİN KUYUMCULUĞU BIRAKTI

1993 yılından bu yana müzik aletleriyle uğraştığını söyleyen Sedat Odabaşı, 1993 yılından önce sarraflık yaptığını hatırlattı. 1992 yılındaki Körfez Olaylarından sonra işinin sıkıntıya düştüğünü belirten Odabaşı, “Mesleği bıraktım. Müzikle uğraşmak istiyordum. Çocukluğumdan bu yana hep müzikle ilgilenmek isterdim. Benim müziğe olan sevdam, sonradan olan bir sevda değil. Müzik aşkı, çok farklı bir olay. Tarifsiz. Ailemde, etrafımda müzikle uğraşan hiç kimse yoktu. Ben istedim, Allah da bana o ilmi ve duyguyu verdi. Müzik eğitimi almadım ama müzik aleti çalabiliyorum. İlk olarak ud çalmaya başladım. İşin içine girince geriye kalan müzik aletleri de çorap söküğü gibi geldi. Perdeli, perdesiz bütün müzik aletlerini çalabiliyorum. Bugün benim yaptığım iş, bir hayalin yansıması. Bir hobi. Ud merakım ve sevdam vardı. Müzik aşkım ve becerim, Allah vergisi arttı. Daha sonraki süreçte iş yapımcılığa döndü. Uzun yıllar ud yaptım. Daha sonraki süreçte de yani son 10-12 yıldır da ney yapmaya başladım” dedi.

adsiz.jpg

“2 BUÇUK PAKET SİGARA İÇİYORDUM”

Müzik aleti çaldığı, ürettiği için mutlu olduğu ifade eden Odabaşı, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Müzikle, severek uğraşıyorum. Bana yetiyor. Dükkânımda da sürekli enstrüman çalarım. Ruh hali çok önemli. Bazen o kadar çok müzik aleti çalmak, melodilerle uğraşmak istiyorum ki... Anlatamam. Müzikten uzak bir yaşam düşünemiyorum. Bana 'Sarraflığı bırakıp, bu işi nasıl yapıyorsun' diye soranlar oluyor. Ben, kuyumculuk yaparken, para kazanıyordum ama mutlu değildim. Sarraflık yapmak, çok stresli bir iş. Ben, kuyumculuk yaparken günde 2 veya 2 buçuk paket sigara içiyordum. Bu işe başladıktan sonra sigarayı bıraktım. Bu işi yapmaktan ise çok keyif alıyorum. Cumartesi ve Pazar günleri bile dükkâna gelirim. Atölyem var. Atölyede inzivaya çekilirim. Çalarım, söylerim. Bana terapi gibi geliyor bu iş. Ud çok farklı bir enstrüman. En çok udu seviyorum. Ud ile çalınamayacak eser yok. Sınırsız bir müzik aleti. Ben, kimseye çalmıyorum. Kendi kendime müzik aleti çalıyorum. Kendimi terapi ediyorum. Başkasına çalarsan, sazende olursun. Halk arasındaki ismi çalgıcıdır. Bu işten para kazanan arkadaşlarımız da var. Bu işi sanat haline getirmişler. Halka mâl olmuşlar. Benim öyle bir iddiam yok.”

İNER SAĞARKEN VEYA TAVUK ÇİFTLİKLERİNDE MÜZİK AÇILIR

Müziğin insan sağlığına fayda sağladığını da dile getiren Sedat Odabaşı, son olarak şunları söyledi: “Osmanlı döneminde hastalıkların tedavisinde müzik kullanılırmış. Ruh ve sinir hastalıklarında hastaları müzikle tedavi ederlermiş. Müzik, evrensel bir değerdir. 'Müzik, ruhun gıdasıdır' diye boşa söylememişler. Müzik, sadece insan sağlığına da iyi gelmiyor. Tavuk çiftliklerinde, inek sağımlarında müzik açanlar var. Müzikle verim artırılıyor” Çocukların ve gençlerin, kesinlikle bir müzik aletiyle uğraşması gerektiğine dikkat çeken Odabaşı, “Nota öğrenmeli. Müzik, insanın sosyalleşmesine katkı sağlıyor. Müzikle uğraşan insanlar, daha duygusal oluyor. Müzikle uğraşan çocuklar ve gençler, girdikleri ortamda fark edilir. Müzik, insana olumlu yönde ayrı bir hava katar” şeklinde konuştu.

EMRE ÖZGÜL

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.