Kurban ‘et’ bayramı değildir

Kurban ‘et’ bayramı değildir

Kurbanın Allaha karşı bir kulluk görevi olduğunu aktaran Prof. Dr. Hüsamettin Erdem, fakat Kurbanın et bayramı gibi başka alanlara doğru çekilmeye çalışıldığını söyledi.

Kurban Bayramı’na iki gün kaldı. Bayrama yaklaşırken bayram sevinci de giderek artmaya başladı. Bir taraftan kurbanlık telaşına düşen insanlar bir taraftan da bayrama hazırlık yapıyor. Peki, dinimiz açısından önemli olan Kurban Bayramını nasıl değerlendirmeliyiz, kurban alırken ve keserken nelere dikkat etmeliyiz? Kurban Bayramıyla ilgili kafalara takılan tüm soruları SÜ İlahiyat Fakültesi Felsefe ve Din Bilimleri Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hüsamettin Erdem ile görüştük. Prof. Dr. Hüsamettin Erdem, Kurban en eski ve en köklü ibadetlerden biri olduğunu belirterek, kurbanların Allahın rızasını kazanmak maksadıyla kesildiğini söyledi. Erdem, kurban alırken ve keserken nelere dikkat edilmesi gerektiğini de ayrıntılı şekilde anlatıyor. 
* Kurban Bayramının önemi nedir? Diğer dinlerde de kurban var mıdır?
— Kurban Bayramı, Allah’ın kullarına özel kıldığı en önemli iki bayramdan en büyüğüdür. Bu bayram adını, insanlık tarihi kadar eski olan ve o günlerde Allah’a ibadet maksadıyla kulluk borcunu ödemek ve rızasını kazanmak maksadıyla Müslümanların o günler için özel olarak kestikleri hayvanlara verilen isimden almaktadır. Kurban en eski ve en köklü ibadetlerden birisidir. İnsanlığın ilk yeryüzüne indirildiği zamandan bu yana hemen hemen bütün inançlarda ve dinlerde kurban mevcuttur. Kurban Bayramında kulların Allah’a yaklaşması demek olan vacip kurbanlar sırf Allahın rızasını kazanmak maksadıyla kesilir.
* Kimler kurban kesmelidir? Herkes kurban kesmekle sorumlu tutulmuş mudur? Yoksa kurban kesmek için bazı şartlar gerekli midir?
— Kurban, hür, belirli bir yerde yerleşik, Müslüman ve zengin olan kimseler için yerine getirilmesi gereken bir vecibedir. Zengin olmayan, özgür olmayan, yolcu olan ve gayr-ı müslim olan kimselere kurban kesmek vacip değildir. Burada zenginliğin ölçüsü, bir kimsenin aslî ihtiyaçlarından başka fazladan 80,18 gram altın veya eş değeri bir nakte sahip olması, başka bir ifadeyle "Sadaka-i Fıtır" kendisine vacip olan kimsenin kurban kesmesi de vaciptir. İmam Azam ve Ebu Yusuf’a göre, akıllı olmak ve buluğa ermek kurban kesmek için şart değildir. Zengin olan delinin veya çocuğun malından velisinin kurban kesmesi gerekir. İmanı Muhammed'e göre, akıllı olmak ve buluğa ermek şartı kurban kesenlerde de aranması gereken şartlardan diğer ikisidir. İslam dininin genel yapısı ve bazı temel özellikleri dikkate alınırsa İmam Muhammed'in görüşü daha uygun ve isabetli görünmektedir. Kurban, bayramının birinci, ikinci ve üçüncü günü kesilir. Şafilere göre dördüncü günde de kesilir. Kurbanın birinci gün kesilmesi daha faziletlidir. Kurban, bayram namazı kılınan yerlerde namazdan sonra, kılınmayan yerlerde ise bayram günü fecirden sonra kesilebilir. Geceleri kurban kesmek tenzihen mekruhtur.
* Kurbanın bireysel ve sosyal faydaları nelerdir?
    — Öncelikle bireysel olarak kurban kesen kimse Allah'a karşı kulluk borcunu yerine getirmenin huzur ve sevincini yaşar. İkinci olarak, Allah'a karşı ve Allah yolunda malını, değerli bir takım varlıklarını feda edebileceğini göstererek mala, mülke, dünyalığa fazla bağlanmanın manasızlığını anlar. İnsan kurban kesmekle önce kendi canının da bir gün yok olacağını, ona göre öteki dünyaya hazırlıklı bulunması gerektiğini anlar. İnsan içten bir yönelişle, gayet samimi bir şekilde Allah'a yönelir. Kesilen kurbanın etinin bir kısmı fakirlere ve komşulara dağıtılır. Böylece sosyal dayanışma güçlendirilmiş olur. Ahbaplık ve dostluklar artar ve gelişir. Aynı şekilde derisi ve bağırsakları fakirlere verilince veya hayır kurumlarına verilince onların mali yönden güçlenmesi sağlanmış olur ve daha rahat hizmet üretmeleri sağlanır. İnsanlar arasında var olduğu düşünülen sosyal tabakalar birbirine yaklaştırılır. Ahlakî duyguların güçlenmesine neden olur, cimrilik ve bencillikten uzaklaşmayı sağlar.
* Kurban Bayramı bir et bayramı mıdır?
— Kurban Bayramı bazı işin farkında olmayanlarca bağlamından koparılarak başka alanlara doğru götürülmektedir. Bu günler bir ibadet, Allah’a yaklaşma ve kulluk günleri olması gerekirken bazıları bu günleri bir et bayramına dönüştürmeye çalışabilmektedir. İbadet maksadıyla kesilen kurbanın gerek etinin taksiminde, gerekse kendisine kurban kesmek vacip olmadığı halde sırf hayvan kesip evine et sağlayabilmek maksadıyla bu işi gerçekleştirmeye çalışanlar arasında bazı aşırıya gidenler de yok değildir. Bu kimselerden bazıları kesmiş olduğu kurbanını hiç kimseye göstermeden Kurban Bayramı süresince evinde kurban etiyle ilgili bir takım kendinde alıkoyduğu kurban eti üzerinde işlemlere başlıyor. Sucuğunu ayrı, pastırmasını ayrı, kıymasını ayrı, kavurmasını ayrı yapıyor. Fakir fukaraya vermiyor. Bayram günleri hem kendisi için, hem de yoksulsal için bir fakru zaruret ve fukaralık günleri olarak geçip gidiyor. Hâlbuki insanlar bu günlerde hayır işledikleri zaman hayırlarına kat kat sevap verileceği günler olduğundan habersiler. Bu nedenle kurban kesen kişi adak olmayan kurbanın etinden kendisi yediği gibi fakirlere, hatta fakir olmayanlara da yedirebilir ve dağıtabilir. Kurban kesen kimsenin ailesi çok kalabalık ise kurban etinin tamamını evinde alıkoyması da caizdir. Ancak kurban etinin dağıtımında en uygun olanı, kurban etinin üç parçaya ayrılıp birinin evde alı konması, birinin eşe dosta, komşuya ikram edilmesi, diğer kısmının da fakirlere verilmesidir.
* Kurbanda hijyen ve temizliğin önemi nedir?
— Temizlik, ibadetin temeli ve ön şartıdır. Çünkü Allah çok temizlenenleri sever. Kurbanın bir anlamı da insanın kendisini günahlarından temizlemesidir. Öncelikle bu kurbanlarla kalplerimizi, kafalarımızı temizlemeliyiz, sonra da kurbanlarımızı temiz ve helal kazançla kesmeliyiz. Bütün bunlarla beraber gerek kurban kesimi esnasında, gerekse kesim sonrasında hem kesim yerlerinin temiz tutulması ve bırakılmasına dikkat etmeliyiz, hem de evimizi, çevremizi, çöp kutularımızı, sokaklarımızı, mahallemiz ve şehrimizi temiz tutmalıyız. Kurban atıkları öyle rast gele sokağa atılmamalıdır. Onlar gömme imkanı varsa gömülmeli, gömme imkanı yoksa kokmayacak, açılıp saçılmayacak şekilde çöp bidonlarına iyi bir şekilde konulmalıdır.
* Kurban alırken nelere dikkat etmek gerekir?
— Kurban yalnız koyun, keçi, sığır ve deveden olur. Koyun ve keçinin bir yaşında, sığırın iki. devenin de beş yasında olması gerekir. Koyunun yedi-sekiz aylık olup da bir yaşındaki gibi gösterişli olanından da kurban kesilebilir. Koyun cinsinin erkeğinin kurban edilmesi daha faziletlidir. Diğerler hayvanların erkek veya dişisinin kurban edilmesi fark etmez. Koyun ve keçi tek kişi, sığır ve deve ise bir ile yedi kışı arasında ortak kimselerce kurban edilebilir. Eğer kurbana birden fazla kişi ortak olmuş ise kurbanın paylaşımı mutlaka tartı ile ve sonundaki paylara sahip olma da, kura ile tespit edilmelidir. Bir veya iki gözü kör, dişlerinin ekserisi dökülmüş, kulakları kesilmiş, boynuzlarından biri veya ikisi olmayan. Kulağının, kuyruğunun veya memelerinin yarısı, kulak ve kuyruğu doğuştan olmayan, çok zayıf olan, topal olup da ayaklarının üstüne basamayan ve hasta olan hayvanlar kurban olamaz.
* Kurban keserken nelere dikkat etmek gerekir?
— Kurbanlık hayvanın gözleri bir bezle bağlanır, kıbleye karşı bir ayağı serbest olacak şekilde yatırılır. Kurban kesimi için niyet edilir. "Bismillahı Allahu ekber' diyerek keskin bir bıçakla hayvana eziyet vermeden hayvanın boynu kesilir. Kurban kesmeyi becerebiliyorsa bizzat sahibinin kesmesi daha faziletlidir. Vekalet vermek suretiyle ehil bir Müslüman’a kurbanını kestirebilir. Kesim esnasında kurban sahibinin kurbanın başında bulunup: "İnne salati ve nüsiki ve mahyaya ve memati lillahi rabbilâfemin la şerike leh. Benim namazım, kurbanım, yaşamım ve ölümüm, ortağı olmayan âlemlerin Rabbi içindir” ayetini okuyarak ve tekbir getirerek kesim yapılmalıdır. Kesim yapılırken nefes borusu, yemek borusu ve bunların arasında bulunan iki damarın kesilmesi gerekir. Hayvanın canı tam çıkmadan onu yüzmeye kalkmak mekruhtur.
* Bayram’da teşrik tekbirleri nedir, bundan da biraz bahseder misiniz?
— Teşrik tekbirleri her namazda mükellef olan Müslüman’a vaciptir. Bu tekbirler arife günü sabah namazından başlar ve Kurban bayramının dördüncü günü ikindi namazının farzıyla son bulur. Bu tekbirler her farz namazın hemen arkasından yirmi üç vakit tekrar edilir. Teşrik tekbiri: “Attahu ekber! Atlahu ekber. Lâilahe illallahu Allahu ekber, Allahu ekber ve lillahi’-l hamt' demek suretiyle yirmi üç vakit farz namazlardan hemen sonra tekrarlanır.
HASAN AYHAN

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.