Konyasporun dünü bugünü!
Yayınlanma:
1922’de Gençlerbirliği adıyla kurularak 43 yıl amatörce Konya futbolunun önde gelen kulüplerinden birisi olduktan sonra, 1965’te temsil ettiği şehrin ismini alarak Türkiye profesyonel 2. Ligi’ne katılan Konyaspor, tâbiri câizse güzel gün görmedi. 1969-1970 sezonunda 3. Lig’e düşen, ancak ertesi sezon geldiği yere dönen Konyaspor, 22 yıl zorlu bir mücadele yaparak 1987-1988 sezonu sonunda Türkiye 1. Ligi’ne çıkarak büyük bir mutluluk yaşattı. Fakat güzel günler sadece 5 yıl sürdü, 1992-1993 sezonunda 2. Lig’e iniş yapan Yeşil Beyazlı ekip, yeniden 1. Lig’de yer alabilmek için 10 yıl bekledi. 2002-2003’ten itibaren 6 sezon adı “Süper Lig” e dönüştürülen maratona katılan temsilcimiz, 2008-2009’da tekrar 2. Lig uçurumuna yuvarlanmasına rağmen, 2009-2010’da baraj maçları sonunda bir defa daha Süper Lig’e çıktıysa da 1 sezon kalabildi.
Böylesine iniş çıkış yapanlara “asansör takım” denildiğini biliyorsunuz. Ancak, bu üzüntüyü yalnızca biz yaşamadık. Daha önce 5 defa düşüp çıkan Kayserispor’a da aynı lâkap takılmıştı. Ankara Gençlerbirliği’nin düştüğü 2. Lig’den çıkabilmek için tam 13 yıl çabaladı. Son defa düşmeden önce Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş’tan sonra Türkiye 1. Ligi’nde en fazla yer alan 4. takım olan Altay’ın yanısıra Karşıyaka’nın geri dönmek için kaç sezondur mücadele bile edemediğini görüyoruz. Avrupa Kupasına katılma başarısını gösteren Göztepe, yıllar sonra 2. Lig’e çıkabildi. Son yıllarda kılpayı kurtulan Gençlerbirliği, geçmişte 13 yıl 2. Lig batağında saplanıp kalmıştı. Yıllar önce kendi sahasında 2. Lig’e düşen İstanbulspor’a yenilerek şampiyonluk fırsatını kaçıran Eskişehirspor ile Ankara’nın çetin cevizi Hacettepe’nin 2. Lig’de kaç sezon kaldığını bir çırpıda söyleyebilecek var mı? Bir zamanlar 3 büyüklere kök söktüren İstanbulspor ve Sarıyer şimdi 3. Lig’de kaderi ile baş başa. 103 senelik Vefa’nın profesyonel liglerde adı sanı geçmiyor.
Profesyonel 1. Lig’in ilk yıllarında sahalarda boy gösteren Altınordu, İzmirspor, Ankara Demirspor, Adana Demirspor, Ankara PTT şimdi neredeler? Türkiye 1. liginde daha önce oynayan Mersin İdmanyurdu ve Orduspor, mutlu sona ulaşmak için uzun yıllar bekledi. Geçmişte Balıkesirspor, Giresunspor, Erzurumspor, Adanaspor, Batman Petrolspor, Kahramanmaraş, Malatyaspor, Diyarbakırspor, Kocaelispor, Denizlispor, Çanakkale Dardanel, Yimpaş Yozgatspor, Kırıkkalespor, Akçaabat Sebatspor, Kayseri Erciyesspor, Beykoz, Rizespor, Sakaryaspor Aydınspor da bir zamanlar Türkiye 1. Ligi’nde yer alıyordu. Ankara Şeker Hilal, Zonguldakspor, Karagümrük, Bakırköyspor, Gençlerbirliği Oftaşspor, Şanlıurfaspor, Kasımpaşa, Bucaspor ve Elâzığspor acaba bir daha Süper Ligi görebilecekler mi?
Şampiyon olmuş 4 takımın dışında Bursaspor dahil, en üst lig’de yer alıp, düşme üzüntüsü yaşamayan takım kalmadı. Bursaspor, yıllar önce 2. Lig’e düşünce başkanın “Düşmek dünyanın sonu değil, gelecek yıl tekrar çıkarız” dediğini hiç unutmadım. Nitekim, Bursaspor tekrar çıktı, kulübü sağlam bir altyapıya kavuşturdu ve 100 yılı geçen Türk futbolunun 5. şampiyonu ünvanını aldı. Önümüzdeki yıllarda belki de daha önce düşüp, tekrar çıkmış bir takım şampiyon olacak. Onun için Konyaspor’un da yeniden geldiği yere dönmemesi için bir sebep yok. Yeter ki, her şeyden önce sağlam temele oturmuş, alt yapısını oluşturmuş olsun.
Konyaspor ne zaman kriz yaşamış olsa yıllarca birlikte çalıştığımız Recep Çınar kardeşime “Konyaspor, her şeyden önce kulüp haline gelecek. Bir futbol takımından farkı yok” derdim, Recep de “Nasıl kulüp olunur” cevabını verirdi. Şimdi televizyon programlarında, gazetelerde herkesin aynı noktaya geldiğini görüyorum: Konyaspor halâ kulüp olmuş değil.
Galatasaray eski Başkanı Adnan Polat’ın bir kanalda, “Fenerbahçe altyapısını tamamladı, stadını 10 yıl önce yaptı, geliri 300-400 milyon doları buldu. Onun için amatör şubelerde bizim önümüze geçti. Biz altyapımızı oluşturmakta geç kaldık” şeklindeki sözleri, Konyaspor’un durumuna güzel bir örnek oldu.
Konyaspor’un düşmesi hakikaten dünyanın sonu değil. Bundan önceleri olduğu gibi tekrar çıkılır. Yalnız dört başı mamur bir kuruluş hâline gelmek şartıyla.
Şâyet üyelikten çıkarılmadımsa, Konyaspor’un 1965’teki ilk başkanı Mehmet Ortaer’den sonra 2. numaralı üyesi olmam lâzım. 1946’dan bu yana Konya futbolunun canlı tarihiyim. Profesyonel 2. Lig’e girmek için federasyonun şehir ismini alma şartı gereğince Gençlerbirliği’ni Konyaspor olarak değiştiren bu kulüp, 89 yıllık tarihinde nice sorunlarla karşılaştı, ancak bir şekilde yaşayıp bugünlere geldi. Kısmet olursa, tarihini uzun uzun yazarım. Her şeyden önce başını sokacak kendi mülkü bir binası olmadı. 60 yıl önce Halkevi’nin üst katına sığındığı bir sırada İdmanyurdu maçına çıkacak forması olmadığı için perdelerden forma diktirip, İmam Hatip Lisesi’nin yerindeki İdmanyurdu sahasına çıkıp, İdmanyurdu’nu 3-0 yendi. Yedek futbolcuları giyecek ayakkabı olmadığı için 2 numara büyük ikisi de sağ olan ayakkabıyı giyip idmana çıktı. Kira parası olmadığı için belki 10 yer değiştirdi. Daktilosu olmadığı için emanet daktilo bulup, kongre tutanağı yazdı.
1966’da Vefa’dan Bultan ve Kütahya’dan Muammer’in bonservis bedeli olan 240 lirayı zor denkleştirebildi. Başkan bulmakta güçlük çekti. Zaman geldi, şimdi İş Bankası olan eski belediyenin altında nikâh salonunda yapılan kongrede, ya da kaptan Hikmet İmran ve kaleci Fethi’nin kapı kapı gezerek topladığı paralarla deplasmana çıkabildi. Yönetim kurulu istifa ettiği için Manisa’ya idarecisiz giden takımı götüren otobüsün şoförü, esame listesine idareci olarak yazılarak Konya’ya galip dönüldü. Gençlerbirliği’nin maçtan bir gün önce gece Hatunsaray’da yedek subay öğretmen olan Fikri ile Bilgin’i getirerek sahaya 11 kişiyi ile ancak çıkabildiği zamanlar oldu. Daha neler neler!
Konyaspor, tekrar Süper Lig’de olması gereken yere çıkabilir. Bundan şüpheniz olmasın. Yeter ki, ilk önce bu kulüp sağlam temeller üzerine oturtulabilsin. İşi bilen, ayağını yorganına göre uzatan, har vurup harman savurmayan insanlar tarafından yönetilebilsin. Konyalıyım diyen herkes seyretmek yerine omuz vererek işin bir ucundan tutabilsin. “Futbol takımı olmaktan öteye gidemeyen bugünkü hâlimizle bizim Süper Lig’de ne işimiz var” diye sorsam herhalde yanlış olmaz.
Böylesine iniş çıkış yapanlara “asansör takım” denildiğini biliyorsunuz. Ancak, bu üzüntüyü yalnızca biz yaşamadık. Daha önce 5 defa düşüp çıkan Kayserispor’a da aynı lâkap takılmıştı. Ankara Gençlerbirliği’nin düştüğü 2. Lig’den çıkabilmek için tam 13 yıl çabaladı. Son defa düşmeden önce Fenerbahçe, Galatasaray ve Beşiktaş’tan sonra Türkiye 1. Ligi’nde en fazla yer alan 4. takım olan Altay’ın yanısıra Karşıyaka’nın geri dönmek için kaç sezondur mücadele bile edemediğini görüyoruz. Avrupa Kupasına katılma başarısını gösteren Göztepe, yıllar sonra 2. Lig’e çıkabildi. Son yıllarda kılpayı kurtulan Gençlerbirliği, geçmişte 13 yıl 2. Lig batağında saplanıp kalmıştı. Yıllar önce kendi sahasında 2. Lig’e düşen İstanbulspor’a yenilerek şampiyonluk fırsatını kaçıran Eskişehirspor ile Ankara’nın çetin cevizi Hacettepe’nin 2. Lig’de kaç sezon kaldığını bir çırpıda söyleyebilecek var mı? Bir zamanlar 3 büyüklere kök söktüren İstanbulspor ve Sarıyer şimdi 3. Lig’de kaderi ile baş başa. 103 senelik Vefa’nın profesyonel liglerde adı sanı geçmiyor.
Profesyonel 1. Lig’in ilk yıllarında sahalarda boy gösteren Altınordu, İzmirspor, Ankara Demirspor, Adana Demirspor, Ankara PTT şimdi neredeler? Türkiye 1. liginde daha önce oynayan Mersin İdmanyurdu ve Orduspor, mutlu sona ulaşmak için uzun yıllar bekledi. Geçmişte Balıkesirspor, Giresunspor, Erzurumspor, Adanaspor, Batman Petrolspor, Kahramanmaraş, Malatyaspor, Diyarbakırspor, Kocaelispor, Denizlispor, Çanakkale Dardanel, Yimpaş Yozgatspor, Kırıkkalespor, Akçaabat Sebatspor, Kayseri Erciyesspor, Beykoz, Rizespor, Sakaryaspor Aydınspor da bir zamanlar Türkiye 1. Ligi’nde yer alıyordu. Ankara Şeker Hilal, Zonguldakspor, Karagümrük, Bakırköyspor, Gençlerbirliği Oftaşspor, Şanlıurfaspor, Kasımpaşa, Bucaspor ve Elâzığspor acaba bir daha Süper Ligi görebilecekler mi?
Şampiyon olmuş 4 takımın dışında Bursaspor dahil, en üst lig’de yer alıp, düşme üzüntüsü yaşamayan takım kalmadı. Bursaspor, yıllar önce 2. Lig’e düşünce başkanın “Düşmek dünyanın sonu değil, gelecek yıl tekrar çıkarız” dediğini hiç unutmadım. Nitekim, Bursaspor tekrar çıktı, kulübü sağlam bir altyapıya kavuşturdu ve 100 yılı geçen Türk futbolunun 5. şampiyonu ünvanını aldı. Önümüzdeki yıllarda belki de daha önce düşüp, tekrar çıkmış bir takım şampiyon olacak. Onun için Konyaspor’un da yeniden geldiği yere dönmemesi için bir sebep yok. Yeter ki, her şeyden önce sağlam temele oturmuş, alt yapısını oluşturmuş olsun.
Konyaspor ne zaman kriz yaşamış olsa yıllarca birlikte çalıştığımız Recep Çınar kardeşime “Konyaspor, her şeyden önce kulüp haline gelecek. Bir futbol takımından farkı yok” derdim, Recep de “Nasıl kulüp olunur” cevabını verirdi. Şimdi televizyon programlarında, gazetelerde herkesin aynı noktaya geldiğini görüyorum: Konyaspor halâ kulüp olmuş değil.
Galatasaray eski Başkanı Adnan Polat’ın bir kanalda, “Fenerbahçe altyapısını tamamladı, stadını 10 yıl önce yaptı, geliri 300-400 milyon doları buldu. Onun için amatör şubelerde bizim önümüze geçti. Biz altyapımızı oluşturmakta geç kaldık” şeklindeki sözleri, Konyaspor’un durumuna güzel bir örnek oldu.
Konyaspor’un düşmesi hakikaten dünyanın sonu değil. Bundan önceleri olduğu gibi tekrar çıkılır. Yalnız dört başı mamur bir kuruluş hâline gelmek şartıyla.
Şâyet üyelikten çıkarılmadımsa, Konyaspor’un 1965’teki ilk başkanı Mehmet Ortaer’den sonra 2. numaralı üyesi olmam lâzım. 1946’dan bu yana Konya futbolunun canlı tarihiyim. Profesyonel 2. Lig’e girmek için federasyonun şehir ismini alma şartı gereğince Gençlerbirliği’ni Konyaspor olarak değiştiren bu kulüp, 89 yıllık tarihinde nice sorunlarla karşılaştı, ancak bir şekilde yaşayıp bugünlere geldi. Kısmet olursa, tarihini uzun uzun yazarım. Her şeyden önce başını sokacak kendi mülkü bir binası olmadı. 60 yıl önce Halkevi’nin üst katına sığındığı bir sırada İdmanyurdu maçına çıkacak forması olmadığı için perdelerden forma diktirip, İmam Hatip Lisesi’nin yerindeki İdmanyurdu sahasına çıkıp, İdmanyurdu’nu 3-0 yendi. Yedek futbolcuları giyecek ayakkabı olmadığı için 2 numara büyük ikisi de sağ olan ayakkabıyı giyip idmana çıktı. Kira parası olmadığı için belki 10 yer değiştirdi. Daktilosu olmadığı için emanet daktilo bulup, kongre tutanağı yazdı.
1966’da Vefa’dan Bultan ve Kütahya’dan Muammer’in bonservis bedeli olan 240 lirayı zor denkleştirebildi. Başkan bulmakta güçlük çekti. Zaman geldi, şimdi İş Bankası olan eski belediyenin altında nikâh salonunda yapılan kongrede, ya da kaptan Hikmet İmran ve kaleci Fethi’nin kapı kapı gezerek topladığı paralarla deplasmana çıkabildi. Yönetim kurulu istifa ettiği için Manisa’ya idarecisiz giden takımı götüren otobüsün şoförü, esame listesine idareci olarak yazılarak Konya’ya galip dönüldü. Gençlerbirliği’nin maçtan bir gün önce gece Hatunsaray’da yedek subay öğretmen olan Fikri ile Bilgin’i getirerek sahaya 11 kişiyi ile ancak çıkabildiği zamanlar oldu. Daha neler neler!
Konyaspor, tekrar Süper Lig’de olması gereken yere çıkabilir. Bundan şüpheniz olmasın. Yeter ki, ilk önce bu kulüp sağlam temeller üzerine oturtulabilsin. İşi bilen, ayağını yorganına göre uzatan, har vurup harman savurmayan insanlar tarafından yönetilebilsin. Konyalıyım diyen herkes seyretmek yerine omuz vererek işin bir ucundan tutabilsin. “Futbol takımı olmaktan öteye gidemeyen bugünkü hâlimizle bizim Süper Lig’de ne işimiz var” diye sorsam herhalde yanlış olmaz.





Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.