Konya'da AK Parti önünde İsrail karşıtı eylem!
Mazlumlar İçin Vicdan Platformu, daha önce Konya’da eşine az rastlanır bir eyleme imza attı. AK Parti Konya İl Başkanlığı önünde bir araya gelen platform üyeleri, İsrail’i lanetledi, Filistin’e destek olduklarını açıkladı. Güvenlik güçlerinin çok yoğun önlem aldığı eylemde herhangi bir sorun yaşanmadı. Eyleme Mazlumlar İçin Vicdan Platformu Başkanı Ahmet Aka, yönetim kurulu üyeleri ve çok sayıda vatandaş katıldı.
‘SEFALETE KARŞI DURMAK ADINA BİR ARAYA GELDİK’
Mazlumlar İçin Vicdan Platformu adına basın açıklamasını Musa Erdoğan Bişkin yaptı. Bişkin, “Bizler Mazlumlar İçin Vicdan Platformu olarak, hakkın, adaletin ve mazlumun, mağdurun safında yer almayı; insani, vicdani ve ahlaki bir görev biliyoruz” dedi. Yeryüzünde yaşanan zulüm, vahşet, soykırım, açlık ve sefalete karşı durmak adına AK Parti Konya İl Başkanlığı önünde toplandıklarını özellikle ifade eden Bişkin, “Mazlumun yanında zalime karşı net ve mertçe durabilmek için buradayız” şeklinde konuştu.

‘BİR KÖPEKCİK KADAR OLAMADIK’
Bişkin, İsrail’in ve suç ortaklarının eliyle, tam bir sapkınlık ve Sadistlilikle yürüttükleri soykırımın artarak devam ettiğini dile getiren Musa Erdoğan Bişkin, bu şeytani vahşetin sadece yoğun bombardımanlarla yapılmadığına dikkat çekti. Soykırımdaki alçaklığın dip yaptığını vurgulayan Bişkin, konuşmasını şöyle sürdürdü: “İsrail terör şebekesinin temiz su, ilaç, elektrik, her türlü, insani ihtiyaç ve gıdayı engellemesi sonucu özellikle son günlerde can Gazze’mizde açlık soykırımı yaşanmaktadır. Ne acı bir tablodur ki; son iki günde 50’den fazla kardeşimiz sadece açlık nedeniyle can vermiştir. Böyle bir felaket karşısında; başta iktidar sahipleri olmak üzere ümmetin her bireyi olarak boğazımızdan geçen her lokmanın hesabını vereceğimizi hatırlamak ve hatırlatmak için buradayız. Maalesef 2 milyarlık vicdanı sakatlanmış ümmet ve 57 İslam ülkesinin başlarında bulunan gargat ağacı niteliğindeki yöneticiler yüzünden, Gazze bu haldedir. Bu durum insanın yozlaşması, aklın körelmesi, vicdanın çürümesi durumudur. Bizler bu halimizle Gazze’de, açlıktan kendi kaburga kemikleri çıktığı, derisi sarktığı halde, bulduğu bir parça kuru ekmeği yıkılmış bir enkazın yanında yaralı duran 1,5-2 yaşındaki bir çocuğa götürerek o ekmeği yiyinceye kadar başını bekleyen bir köpekcik kadar olamadık. O köpekçiğin vicdanı maalesef; Müslüman ülke yöneticilerin ve ümmetin, vicdanını geçmiş durumdadır.”

'İSRAİL’E TAŞERONLUK YAPILIYOR!'
“Ve özellikle yetki ve sorumluluk sahibi oldukları halde; yaşanan bu vahşet karşısında maalesef kınamanın ve toplumun gazını alacak beylik laflarla konuşmanın ötesinde vahşetin durması noktasında hiç bir icraatta bulunmayan, hatta daha da ötesi mazlumların kendilerine, bir nevi; gölge etmeyin başka ihsan istemeyiz dedikleri iktidar sahiplerine; sorunluluklarını ve sorumluluklarını hatırlatmak için buradayız” diyen Musa Erdoğan Bişkin, ayrıca şunları kaydetti: “Maalesef büyük bir acı, utanç ve öfkeyle hala şu icraatlara şahit olmaktayız. Terörist İsrail'in alçakça soykırımına rağmen, hala, bu şeytanın çocuğuna; Bakü-Ceyhan Boru Hattından petrol taşıyarak; Filistinli-Gazzeli kardeşlerimizi bombalayan uçak ve tankların yakıtlarını varil başı 1,27 dolar kazanma uğruna satmaktan geri adım atılmamaktadır. Böyle bir vahşet ortamında, ülkemizdeki askeri üsleri yabancı kullanımına kapatacakları yerde ABD savaş uçaklarının; Adana İncirlik Üssünden yükledikleri mühimmatlarla, Filistin-Gazze'nin bombalanmasına çanak tutulmaya, fütursuzca edilmektedir. Malatya'daki Kürecik Radar Üssünden gönderilen sinyallerle, İsrail'i tehdit eden füze ve hava gereçlerinin yerlerini, anlık olarak İsrail'e bildirerek, devre dışı bırakılmasına, böylelikle terörist İsrail’in füzelerden korunmasına taşeronluk yapılmaya hiç utanmadan devam edilmektedir. Böyle bir felaket ortamında bile; terör şebekesi İsrail'le, diplomatik tüm ilişkiler kesilmemekte. Büyükelçimiz çekilip, onların diplomatları sınır dışı edilmemektedir. Çifte vatandaşlık zırhına bürünerek; Filistin Gazze’de katliam yapıp, gelip ülkemizde keyif çalarak tatil yapan, çapulcu katil sürüleri; mahkemelerde yargılanmamakta, hak ettikleri cezaları almamakta, sınır dışı edilmemektedir.”

'GERÇEK ANLAMDA SORUMLULUĞA DAVET İÇİN BURADAYIZ'
Böyle bir soykırım karşısında bile ülkenin genelinden hükümet izniyle işbirlikçi bir kısım şirketlerin, akan mazlum kanına hiç aldırış etmeden, insafsızca, karlarına kar katma hırslarına alet olunduğunu aktaran Musa Erdoğan Bişkin, “Binlerce gemi ve konteynırlarla çapulcu İsrail’e yiyecek, kıyafet, demir, çelik ve benzeri her türlü malzemenin satışına hala hayasızca devam edilmektedir. Bu noktada Konya’da şimdilik burada ismini açıklamayacağımız fakat böyle giderse mutlaka deşifre edeceğimiz bir kısım işbirlikçi şirketlerin ürünlerinin de; Kayacık Lojistik Üssünden, Maersk ve ZİM gibi İsrail’in lojistik firmaları aracılığıyla satılmaya devam edildiğine, utançla şahit olmaktayız. Ayrıca bundan birkaç gün önce; İsrail’in Gazze işgaline karşı Kolombiya’da bir araya gelen ülkeler, Türkiye de dahil İsrail’i kınayan bir bildiriyi kabul ettiler. Bunlardan 4'ü Müslüman ülke olmak üzere 12 ülke ambargo kararı aldı. Fakat ülkemizi yöneten işbirlikçi zihniyet, ambargoyu içeren 6 maddelik somut eylem planına imza koymayarak, gerçekte nasıl bir anlayışa sahip olduğunu bir kez daha sergilemiştir. Bu ve benzeri ‘tarihi şuçlara bulaşanların; hiçbir insani, gerçekçi ve geçerli mazereti olamaz. İşte biz, Siyonist zalimleri telin etmek! Etki ve yetki sahibi kesimleri, gerçek anlamda sorumluluğa davet için buradayız” diye konuştu.

'ÜMMET ERBAKAN HOCAYI ARIYOR'
Büyük ilim, fikir, aksiyon ve Devlet adamı eski Başbakan Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın
1996-1997 Haziran ayları arasındaki bir yıllık hükümetindeki başbakanlığı döneminde Filistin'in El Halil Kentine 'Barış Gücü' adı altında Türk askerini gönderdiğini belirten ve Mazlumlar İçin Vicdan Platformu adına basın açıklamasını gerçekleştiren Musa Erdoğan Bişkin, “Erbakan Hocanın 54. Hükümeti döneminde Filistin'de bir masumun burnunun kanatılmasına bile müsaade edilmemiştir” dedi. 1974 yılında, Başbakan yardımcısı merhum Erbakan Hocanın öncülüğünde gerçekleşen ‘Büyük Kıbrıs Zaferi’nden sonra, Türkiye’ye yoğun ambargoların uygulandığının altını çizen Bişkin, şu cümlelerle konuşmasını noktaladı: “Buna mukabil, o dönemde yine başbakan yardımcısı olan Erbakan Hocanın kararlığıyla 25 Temmuz 1975 tarihinde tüm yabancı üslere el konulmuş, bütün yabancı askerler sınır dışı edilmiştir. Günümüzdeki imkân ve şartlara kıyasla, çok daha kısıtlı imkanlarla sergilenen bu şahsiyetli duruş, bizlere göstermektedir ki, eğer sahiden istenir, sorumlu davranılır ve sağlam durulursa yapılabilirmiş. Bu şahsiyetli dış politika ve mazlumların hamisi olma örneği aciz edilen politikacılara ibret olmalı ve halkımıza da gerçeğe taraf olmada kılavuzluk yapmalıdır. Özgür Gazze ve yaşanabilir bir dünyaya bir an önce ulaşmak niyazıyla esenlikler dileriz.”
Kaynak:Mustafa Ünüvar (ESKİ)





Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.