Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi'nde Genel Kurul heyecanı

Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi'nde Genel Kurul heyecanı

29 Eylül'de Konya Büyükşehir Stadyumu'nda yapılması planlanan Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi'nin seçimli olağan genel kurulu kentteki koranavirüs vakalarının artış göstermesi nedeniyle 31 Ekim’e ertelenmişti.

29 Eylül'de Konya Büyükşehir Stadyumu'nda yapılması planlanan Konya Pancar Ekicileri Kooperatifi'nin seçimli olağan genel kurulu kentteki koranavirüs vakalarının artış göstermesi nedeniyle 31 Ekim’e ertelenmişti. 69. Seçimli Olağan Genel Kurulu, Konya Şeker Fabrikası kampüsünde gerçekleştiriliyor.

RECEP KONUK ADAYLARLA RESİM ÇEKTİRDİ

22 yıl boyunca görev başında olan, seçim öncesi aday olmayacağını duyuran Recep Konuk, genel kurul öncesi adaylarla bir araya gelerek, bir fotoğraf çektirdi. Adaylar ve Konuk, daha sonra genel kurulun yapıldığı salona geçti. Konuk, genel kurulda bir konuşma yaptı. Adaylar salonda konuşma yapmadı.

3-1-1280x720.jpg

BİZ BAŞARIYA MAHKUM BİR ŞİRKETİZ

Genel Kurul’da Yönetim ve Denetim Kurullarının ibrasından sonra, üreticilere seslenen PANKOBİRLİK Genel Başkanı Recep Konuk “Fabrikalar kuracağız, çikolata bisküvi üreteceğiz deyince insanlar ‘deli misiniz?’ dediler. Sermayemiz zayıftı, biriktirdik, tesisler yaptık. Bilmiyorduk öğrendik. Ticaretin kaygan zemininde ayağa kalkmayı ve yürümeyi sonrada koşmayı öğrendik. Biz ilerledikçe yolumuza döşenen çivilere basmamak için kabiliyetlerimizi geliştirdik. Önce iç pazarda vitrine çıktık, sonra dünya pazarlarına açıldık. Biz başarıya mahkûm bir şirketiz. Görevi devralacak arkadaşlarım da eminim bu yoldan dönmeyecek. Niçin başarıya mahkûmuz? Bu toprakların çocukları için. İki çocuk aynı gün doğuyor. Biri Konya’nın bir köyünde diğeri Hollanda’nın bir köyünde. İkisinin de anası babası pancar üreticisi. İkisinin de doğuştan zihni melekeleri aynı, kabiliyetleri eşit. Ama biri kişi başı yıllık geliri 3-4 bin dolar olan bir ailenin çocuğu olarak doğuyor diğeri 45-50 bin dolar olan bir ailenin çocuğu olarak doğuyor. Konya’nın bir köyünde doğan o çocuğun karşı karşıya kaldığı eşitsizlik sadece sınırlarımızın ötesiyle de sınırlı değil. Bu ülkenin şehirlerinde İstanbul, İzmir hatta Konya’da doğan çocuklara karşı da hayata eşit şartlarda başlamıyor. 22 yıl boyunca benim bir tane amacım oldu o da; bu hayata geriden başlayanları öndekilere yetiştirmeye çalışmak. Konya’nın köylerinde doğan çocukların şehirlerdeki akranlarıyla aynı ekonomik imkânlara kavuşması için çalıştım. Konya Şeker bir eşiği artık atladı. O pazara girdiğimiz dönemde önümüze çekilmek istenen setler yıkıldı. Biz bir kapı araladık ve o kapıdan girip daha önce adım atamadığımız market raflarını, pazarları fethetmeye başladık. Karşımızda mevzi tutanların mevzileri şimdi bizim elimizde. Artık buradan geriye dönüş yok” dedi.

3-3-1280x720.jpg

KONYA ŞEKER'İN 1,6 MİLYAR DOLAR BORCU VAR

Konuk, daha sonra şunları söyledi: “22 yıl boyunca benim bir tane amacım oldu o da, bu hayata geriden başlayanları öndekilere yetiştirmeye çalışmak. Konya’nın köylerinde doğan çocukların şehirlerdeki akranlarıyla aynı ekonomik imkânlara kavuşması için çalıştım. Konya Şeker bir eşiği artık atladı. O pazara girdiğimiz dönemde önümüze çekilmek istenen setler yıkıldı. Biz bir kapı araladık ve o kapıdan girip daha önce adım atamadığımız market raflarını, pazarları fethetmeye başladık. Karşımızda mevzi tutanların mevzileri şimdi bizim elimizde. Artık buradan geriye dönüş yok. Tarık Bin Ziyad, 19 Temmuz 711’de, 12.000 kişilik ordusuyla İspanya’ya geçer. İslam’ın bayrağını dikmek için. Askerlerini indirdikten sonra, bütün gemileri ateşe verip yaktırır. Bu arada İspanya Kralı Rodric’in 100.000 kişilik ordusuyla üzerine geldiğinin haberini alır. Askerlerine şu tarihi sözü söyler: “'rkanızda düşman gibi deniz, önünüzde deniz gibi düşman. Düşmanın silahı, teçhizatı, erzakı boldur. Sizin silah olarak ancak kılıçlarınız, erzak olarak da düşmanın elindeki sahip olabilecekleriniz var.' Sonuç, O 12.000 kişi deniz gibi düşmanı mevzilerinden söküp attı ve Endülüs Emevî Devleti’ni kurdu. Biz de çiftçinin ürününü bir marka altında pazara sokarken gemileri yaktık. Bizim elimizde de silah olarak üretmek için kullandığımız çapa, kürek, kazma, pulluktan başka bir şey yoktu, kasalarımızda ya da bankada deste deste dizilmiş paramız yani erzakımız yoktu. O erzaka yani ekonomik güce kazma ile kürek ile işleyip alın teri ile sulayıp ürettiklerimizi kendimiz işleyerek ulaşabilirdik. Biz de onu yaptık. Artık geri dönüş yok. Biz de kendi ekonomik hâkimiyet alanımızı kurduk. Elimizde yabancı memleketlerde taklitleri üretilen bir marka ve yüzlerce ürün çeşidi var. Rakiplerimizin ayağına basa basa kendimize yer açtık. Şimdilik geriye çekildiler, kabullendiler. Bükemedikleri bileğin ucundaki eli sıktılar. Ancak kimse unutmasın ki, özellikle emaneti devralacak arkadaşlarım unutmasın ki gözleri hala ellerinden aldığımız mevzilerdedir. Çumra Şeker'in sabit kıymet yatırım tutarı 1 Milyar 527 milyon TL yani yatırım yapıldığı yıl ki döviz kuru ile 794 milyon dolardır. Aynı yatırımın bugünkü döviz kuru ile bedeli ise 13 Milyar 547 Milyon TL’dir. 99 yılında grubun toplam cirosu 49 milyon TL, 2020 yılında ciro 250 katına çıkarak 12 milyar 300 milyon TL'ye ulaşmıştır. Peki, 2021 yılı sonunda ise ciro 16 milyar 500 milyon TL olarak gerçekleşecektir. 1999 yılında 1487 kişiye istihdam sağlanırken bugün bu rakam on katına çıkarak 14 bin 500 olmuştur. Bu sayede Anadolu’nun çocukları ağaların kapılarında değil, kendi işlerinde çalışıyorlar. 1999 yılında 142 bin metre kare kapalı alana sahip olan şirket 2021 yılı itibariyle 1 milyon 214 bin metre karelik alanda faaliyet gösterir hale gelmiştir. Gelelim borç konusuna, ben devraldığım zaman şu kadar borç var hiç demedim sadece malınızı büyüttüm. Çağımızın gereği borçlanacaksınız, borçlarınızı da ödeyerek büyüyeceksiniz. Küspenin içine şeker kaçtığını iddia edenler var hatırlarsanız bu küspeler buradan aslıma dökülüyordu, çöpe döküyordu. Ama ne oldu bugün 2 tane fabrika var küspe yere düşmüyor. İyi olmadı mı küspenin parasını cebimize koymuyoruz sonuçta çiftçi kullanıyor. Dağıtımında problem olabilir güzel öneriler var bunlar değerlendirilir ve yapılır. Ama önemli olan malı değerlendirmek, değerli kılmak. Mal değerlenince nasıl dağıtılacağının önemi çıkıyor. Bana verilen 10 dönüm çorak tarlayı işledim geliştirdim değerli hale getirip 100 dönüme çıkardım. Bu 100 dönüm tarlanın da 30 dönüm tarla borcu var. İster 30 dönümü satın, isterseniz 30 dönümü ödeyin üzerine yeni bir 30 dönüm daha koyun sizin bileceğiniz iş. Ama marifet o 30 dönümü satmakta değil, onu ödeyip üzerine yeni 30 dönümler koymak. Bu borç satarak savarak değil, kuruma sahip çıkarak ödenir. 2017 yılında bırakacağımı açıkladığımda da türlü türlü dedikodu ürettiler. Yok, Amerika'ya kaçtı, yok şirket battı, yok maaşları ödeyemiyorlar bir davet oldu devam ettik 4 senedir buradayız. Ne oldu ödenemeyen borç mu var, maaş mı? Bu tür fitne ve fesadı aranıza sokmayın, sokarsanız bu kurumlara yazık olur. İlmek ilmek gece gündüz çalışarak dokuduk bu kurumları. O kadar çok cephede savaştık ki, o raflara girmek kolay değildi, oralarda yer almak kolay değil. Eğer sizin malınız İzmir'in Kordonunda İstanbul'un boğazında Hakkâri’nin dağında satılıyorsa bu hepimizin gururudur. Bugün Konya Şeker 4,8 milyar dolar yatırım yapmış, 1,6 milyar dolar borcu var, 3,2 milyar dolarını ödemiş. Diyorlar ki dolar yükselmiş sizin borcunuz artmış. Bizim yatırdığımız 3,2 milyar dolar yerinde mi saydı oda yükseldi. Borcu büyütüyorlar aldığımızı yatırdığımızı küçültüyorlar. Burada hangi niyeti arayalım biz? Dün 1 kalem ürün alan fabrika bugün 36 kalem ürün almış ve bunun karşılığında bugüne kadar 7,5 milyar dolar çiftçiye ödeme yapmışız. Çiftçi bugün çok daha iyi bir durumda.”

HABER MERKEZİ

3-2-1067x800.jpg

 

 

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum