MHP Kongresi önce ve sonrası yazı yazmıştım…

***

Sorumlu gazetecilik gereği kongrenin kaybeden tarafı olan Ali Yücel’e hiç mikrofon uzatmadığımın farkındaydım…

***

Geçmiş olsun ziyaretine gittiğimde, “Ara soğusun, biraz kendine gelince kongreyi konuşalım” demiştim…

***

Pazartesi günü haber yürüyüşüne çıktım… Önce Esnaf ve Sanatkar Odaları Birliği Başkanı Bekir Duvarcı’ya, iade-i ziyaret yapayım dedim… Yokmuş… “Başkan nerede?” diye sordum;

***

“Berbere gitti” dediler… Randevusuz gidersen kalırsın böyle ortada diye söylendim…

***

Genel Sekreter Mehmet Mutlu ile oturduk… Eski dost… Turizm İl Müdürlüğü yaptığı dönemden tanışırız… “Artık dinlenmek istiyorum” diyor… Ama önünde yapılacak onlarca iş var… Hiç değişmemiş 15 yıl önceki evtikliği, atikliği hala duruyor…

***

Oradan, Petek Pastanesi’ne doğru yürüdüm… Ali Yücel’de yoktur bu saatte diye düşünerek…

***

Her zamanki nezaketi ve şıklığı ile karşıladı… Oturduk… “Şu kongreyi konuşalım artık” diye üsteledim… O kadar merak ettiğim soru var ki…

***

Nasıl kaybettin?

***

Kongre de niye öyle konuştun?

***

Devlet Bahçeli kimden yana ? Niye gelmedi kongreye?

***

Sayın Bal, ne diyor bu işe?

***

Teybi açtık… Ben sordum o cevapladı…

***

Röportaj bittiğinde ikimizdetedirgindik… Rica etti, üsteledi “Umarım yanlış bir şeyler çıkmaz” dedi…

***

Teskin ettim… “Teyp neyi kaydettiyse o” diye… Ama hala kafasında “Nasıl oldu bu iş” diye sorguladığının farkına vardım…

***

Belli etmese de kendi içinde ‘sert özeleştiriler’ yaptığına da eminim… Kaybetmekçok zordur… Nefse ağır gelir…

***

Röportaj yayınlandı dün okudunuz… İnternette tıklanma rekoru kırdı…

***

Demek ki, bu konuda halasöylenecek çok şey var… Ama benden bu kadar… Allah her iki tarafında yardımcısı olsun…