Keklikten daha çok kene yiyen hayvan doğaya bırakıldı! Avlayıp etini yemek yasak

Keklikten daha çok kene yiyen hayvan doğaya bırakıldı! Avlayıp etini yemek yasak
Selçuk Üniversitesi’nde yetiştirilen bu kuşların keneleri iştahla yediği tespit edildi. Uzmanlar, “Doğaya salınan keklik ve sülünleri kesinlikle yemeyin” uyarısında bulundu

Son günlerde artan kene vakalarıyla birlikte doğaya salınan keklik ve sülünler, biyolojik mücadelede umut oldu. Selçuk Üniversitesi’nde yetiştirilen bu kuşların keneleri iştahla yediği tespit edildi. Uzmanlar, “Doğaya salınan keklik ve sülünleri kesinlikle yemeyin” uyarısında bulundu.

Selçuk Üniversitesi Veteriner Fakültesi Zootekni Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Kemal Kırıkçı ve ekibi, üniversite bünyesinde kurdukları üretim çiftliğinde keklik ve sülün yetiştiriyor. Başlangıçta et üretimi amacıyla yola çıkan ekip, son dönemde doğaya salınan bu hayvanların biyolojik mücadelede kullanılabileceği yönündeki gelişmeler üzerine farklı bir misyon üstlendi. Prof. Dr. Kemal Kırıkçı, üretim çiftliklerinde yaklaşık 300 sülün bulunduğunu belirterek, "Öncelikli hedefimiz et üretimiydi. Ancak son günlerde kamuoyunda fındık başta olmak üzere tarım ürünlerine zarar veren kahverengi kokarca ve yaz aylarında ortaya çıkan Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığını taşıyan kenelerle mücadelede keklik ve sülünlerin kullanılabileceğine dair tartışmalar gündemde. Özellikle sosyal medyada ‘Keklik Özel Harekâtı’ adı verilen ve doğaya salınan kekliklerin keneleri tükettiğine dair birçok paylaşım yapılıyor" dedi.

ekran-goruntusu-2025-07-26-104059.webp

‘KENELERİ İŞTAHLA TÜKETİYORLAR’

Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü ile yakın çalıştıklarını ifade eden Prof. Dr. Kemal Kırıkçı, kısa süre önce Genel Müdür Yardımcısı Paşa Enver Baysa ile birlikte Samsun, Gümüşhane ve Yozgat’taki keklik üretim tesislerini ziyaret ettiklerini aktardı. Bu görüşmeler sonrası keklik ve sülünlerin keneleri gerçekten tüketip tüketmediğini araştırmak üzere üniversiteye kene gönderildiğini belirten Prof. Dr. Kemal Kırıkçı, "Sülün ve keklik civcivlerinin önüne koyduğumuz keneleri iştahla yediklerine bizzat şahit olduk" diye konuştu.

4-4.webp

‘DOĞAYA SALINAN KEKLİK VE SÜLÜNLERİ YEMEYİN’

Prof. Dr. Kemal Kırıkçı, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın keklik ve sülün salımına yönelik uygulamasının doğayı zenginleştirme amacı taşıdığını hatırlatarak, “Ancak gördüğümüz bu durum, bu hayvanların aynı zamanda biyolojik mücadele için de kullanılabileceğini gösteriyor. Hem ekonomik zarara yol açan kahverengi kokarca hem de insan sağlığını tehdit eden kenelere karşı mücadelede keklik ve sülünlerin sahada etkin biçimde kullanılması gerekiyor. Bunun için de ciddi uygulamalara ihtiyaç var” dedi. Bazı avcıların kekliklerin keneleri taşıdığı yönündeki eleştirilerine de değinen Prof. Dr. Kırıkçı, “Salınan keklikler dış parazitlere karşı ilaçlanarak doğaya bırakılıyor. En az bir ay boyunca üzerlerinde bu ilacı taşıyorlar ve kendilerine yaklaşan kenelerin ölümüne sebep oluyorlar. Bu, doğayı bir anlamda ilaçlamış oluyor. O yüzden bu kekliklerin kesinlikle tüketilmemesi gerekiyor. Çünkü üzerlerinde insan sağlığına da zararlı olabilecek ilaç kalıntıları bulunuyor” uyarısında bulundu. Prof. Dr. Kemal Kırıkçı ayrıca, bakanlığın doğaya saldığı kekliklerin üç yıl boyunca avlanmasının yasak olduğunu, sülünlerin ise Türkiye'de 1930’lardan bu yana koruma altında bulunduğunu hatırlatarak, "Sülünlerin avlanması kesinlikle yasak. Özellikle Doğu Karadeniz’de yapılan salımlar sonrası vatandaşlardan olumlu geri dönüşler aldık. Kokarca popülasyonunda gözle görülür bir azalma olduğunu ifade eden vatandaşlarımız oldu" dedi.

4-2.webp

‘YEMEKTEN FERAGAT EDERİZ’

Konya'da keklik ve sülün üretiminin başarılı şekilde sürdüğünü kaydeden Prof. Dr. Kemal Kırıkçı, “Sülünlerin doğal ortamı olmadığı söylense de burada çok başarılı bir üretim yürütüyoruz. Bu sene et üretimi için düşündüğümüz hayvanları, eğer keneyle ya da kahverengi kokarcayla mücadele gibi kutsal bir görev üstleneceklerse doğaya salmaya razıyız. Bu hayvanların tüketiminden vazgeçip mücadeleye katkı sunmalarını destekleriz” diye konuştu. Yaklaşık 33 yıldır keklikler üzerine çalışan ve bu alanda birçok araştırma gerçekleştirdiklerini belirten Prof. Dr. Kemal Kırıkçı, yılda bir keklikten yaklaşık 50 yumurta, kuluçka döneminde ise 45 civarında civciv elde ettiklerini söyledi. Ölüm oranının oldukça düşük olduğunu ifade eden Prof. Dr. Kemal Kırıkçı, şunları kaydetti: "Amacımız yıl boyu yumurta verecek bir keklik hattı geliştirmek. Adını da şimdiden koyduk: Türk Kekliği. Nasıl Japon bıldırcını varsa, neden Türk Kekliği olmasın?”

“EN KALİTELİ ETLERİ AVCILAR YİYOR”

Şu anda Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü’ne bağlı Afyon, Yozgat, Kahramanmaraş, Malatya ve Gaziantep’te keklik üretiminin sürdüğünü söyleyen Prof. Dr. Kırıkçı, "Bu hayvanlar artık sadece doğayı zenginleştirmek değil, keneyle mücadele amacıyla da üretiliyor. Keklik civcivlerinin keneleri iştahla yediklerini gözlemledik. Yetişkin keklikler ve sülünler de hareketli olan her böceğe karşı dikkatli ve saldırgan davranıyor. Bu yüzden biyolojik mücadelede kullanılmaları son derece mümkün" dedi. Son olarak keklik ve sülünlerin sadece avcılar tarafından tüketildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Kemal Kırıkçı, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Türkiye’nin en kaliteli etlerini şu anda avcılar yiyor. Bizim amacımız bu hayvanların etinin tüm vatandaşlar tarafından tadılması. Kınalı keklik, Türk kültürüne en çok sirayet etmiş hayvandır. Atasözlerinden türkülere kadar hayatımızda yer etmiş. Bu hayvana sahip çıkmalı, üretimini artırmalı ve hem biyolojik mücadelede hem de sofralarımızda daha çok yer vermeliyiz.”

Kaynak:Süleyman Kuloğlu (ESKİ)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.