İzmirliler İki Gün Boyunca Sanata Doyacak

İzmirliler İki Gün Boyunca Sanata Doyacak

Kaynak Kültür Yayın Grubu ile Pırlanta Eğitim Kültür ve Gençlik Derneği tarafından düzenlenen İzmir Kültür Günleri, Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi’nde başladı. İki gün boyunca devam edecek etkinlikle İzmirliler sanata doyacak. Program...

Kaynak Kültür Yayın Grubu ile Pırlanta Eğitim Kültür ve Gençlik Derneği tarafından düzenlenen İzmir Kültür Günleri, Tepekule Kongre ve Sergi Merkezi’nde başladı. İki gün boyunca devam edecek etkinlikle İzmirliler sanata doyacak. Program çerçevesinde konferanslar, fotoğraf ve hat sergileri, kitap ve okur buluşmaları, imza günleri ve kermesler yapılacak. İzmirliler, okudukları kitapların yazarlarıyla da tanışma ve sohbet imkanı bulacak. Ali Demirel, Prof. Dr. Muhittin Akgül, Prof. Dr. Abdülhakim Yüce, Dr. Reşit Haylamaz, Seyit Nur, Fethi Erkal, İbrahim Kocabıyık, Yılmaz İndi, Nevzat Savaş, Prof. Dr. Muhammed Babammi, Prof. Dr. Semir Budinar ve Prof. Dr. Muhammed Cekip gibi yazar ve akademisyenler, hem konferanslara katılacak hem de kitaplarını imzalayacak.

Tepekule Kongre Merkezi’ndeki etkinlik, ilk gün yoğun ilgi gördü. Programın ilk konuşmacısı, ilahiyatçı yazar Ali Demirel oldu. Ondan önce ise Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi’nin programa özel gönderdiği dua ve mesaj okundu. Hocaefendi mesajında, “Cenab–ı Hakk hayırlı, bereketli ve istifadeden yana bir program olmasını nasip etsin. Başta organize heyeti olmak üzere konuşmacı ve katılımcılara ayrı ayrı selamlarımı arz eder, dualarınızı beklerim.” dedi. Ardından, Erguvan Sanat Merkezi tarafından kum sanatının tanıtımı yapıldı.

İlahiyatçı yazar Demirel, “İffet Yahu” konulu söyleşide, maneviyat ve zihin kirlenmesinden bahsetti. İffeti, “kişinin bakmaması ve baktırmaması” şeklinde tarif eden Ali Demirel, iffet eksenli yaşamamanın kalp ve zihin kirlenmesine yol açtığına dikkat çekti. Demirel, “Namaz kılma, Kur'ân–ı Kerîm okuma veya manevi bir eseri okurken bir sıkılma hali oluyorsa, uyku geliyorsa bu insanlarda zihin ve kalp adına birtakım kirlenme söz konusu olur. Bu kirlenme, bizi manaya karşı kapalı hale getirir. Buradan hareketle önce kendimizi tanımamız gerekir. Allah, her insana iki beden vermiştir. Her insanda bir tane beden ve bir tane de vücut vardır. Birinci beden etten kemikten oluşan vücudumuz, diğeri de manevi bedenimizdir. Birinci beden, zamanla eskir ve toprağa atılır. Manevi bedenimiz ise öyle değil. Ona önem vermediğimiz ve iyi bakmadığımız takdirde günlük hayatımızda ciddi sıkıntılar yaşayabiliriz. Özellikle de namazda sıkıntı yaşarız.” dedi. Manevi bedenin merkezinin kalp olduğunu kaydeden Demirel, şöyle devam etti: “Mana bedenini Bediüzzaman Hazretleri üçe böler. Üst tarafa kuvve-i akliye, orta tarafa kuvve-i gadabiye, alt tarafa ise kuvve-i şeheviye der. Kuvve-i akliye, kafaya yakın olan yer. Kuvve-i akliye ile beyin arasında, bizim gözle görmediğimiz manevi damarlar var. Bu damarlar, iffetsizlikle tıkanabilir. Allah’ın bakma dediği şeye bakar, konuşma dediği şeyi konuşursa kalpte olduğu gibi manevi olarak damar tıkanıklığı olur.” Gönül dünyası paramparça olan insanın, günlük hayatında psikolojik olarak yüzlerce bıkıntı yaşadığını ifade eden Demirel, “Orta taraftaki kuvve-i gadabiye öfke, kin, nefret, intikam, haset, enaniyet gibi şeytansı bütün vasıfların merkezidir. Bu insanlarda ani öfke patlaması olur. Bir insanın kin duygusu, din duygusunun önüne geçerse bu insan asrın tiranı olabilir. Böyle insanlardan her türlü heyezanı duyabilirsiniz. Alt tarafta ise mideye yakın olan kısım kuvve-i şeheviyedir. Böylesi insanlar, Allah’ın meşru daire içerisinde kullanmasına müsaade ettiği duygularını, farklı istikamette arama peşinde olabilir.” diye konuştu. CİHAN

Kaynak:

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.