İktidara güven kalmadı!

İktidara güven kalmadı!

AK Partililerin “Erdoğan olmazsa biz bir hiçiz” sözünü bir şahsiyet iflası olarak değerlendiren Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Cihangir İslam, “Hiçbir insan, kendi varlığının temelini başka bir insan olarak tayin edemez” dedi.

Saadet Partisi Konya Merkez İlçeler Divan Toplantısı, Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Nazır Cihangir İslam’ın katılımlarıyla Saadet Partisi İl Teşkilatı’nın Prof. Dr. Necmettin Erbakan Toplantı Salonu’nda gerçekleştirildi. Toplantıya Saadet Partisi Konya İl Başkanı Hüseyin Saydam, Karatay Belediyesi Eski Başkanı Mehmet Şen, ÖĞ-DER Konya Şube Başkanı Yavuz Aydın, Kanal 42 Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Derbentli, çok sayıda teşkilat mensubu ve gençler katıldı.

“SURİYE MESELESİ DIŞ POLİTİKADAKİ İFLASI VE FATURASIDIR”

Toplantıda konuşan Saadet Partisi İstanbul Milletvekili Prof. Dr. Nazır Cihangir İslam, şunları ifade etti; “Suriye meselesi, AK Parti’nin dış politikadaki iflası ve faturasıdır. Bugün Suriye’de yüz binlerce insan hayatını kaybetti ve Suriye’nin 3’te biri göçmen durumunda. Bu durumun sorumlularından belki de en büyük olanı bugün ki iktidardır. Suriye meselesine baştan yanlış girilmiştir. Türkiye, Rusya ve İran bu duruma zamanında müdahale edebilseydi bugün bu coğrafyada yabancı ülkelerin askerleri olmazdı. Bundan sonra zararın neresinden dönülürse kârdır, diye bakmalıyız. Suriye’de barışı sağlamalıyız. Ama bugün ki hükümet bir gün Amerika ile, diğer gün ise Rusya ile stratejik ortaklık yapıyor. Bu durum taktiksel bir sonuç değil, tamamen plansız hareketin savrulmasının örneğidir. Bu savrulmanın acilen önüne geçilerek Suriye stabilize edilmeli ve istikrar sağlanmalıdır. Bir an önce Suriye’de yaşayan insanlar normal yaşantılarına dönmelidir.”

“YETKİYİ YENİDEN ALACAĞIZ”

İslam, ekonomi ile ilgili ise şu hususlara değindi; “17 sene önce ile bugünü karşılaştırırsak; 17 sene önce Türkiye krizden çıkmıştı ve ekonomik olarak kötü durumdaydı, 17 sene sonra bugün ekonomik olarak daha kötü durumda. 17 sene önce ki alım gücü, bugün ki alım gücümüzün çok daha üstünde. Pazara gittiğimiz zaman, pazar filesini doldurmak çok daha kolaydı. 17 sene önce dolar ne kadardı, şimdi ne kadar. 17 sene önce akaryakıt fiyatları neredeydi, bugün nerede. Dünyanın en pahalı akaryakıtını kullanıyoruz. Peki niye böyle oldu? Türkiye 500 milyar dolar borç aldı. ‘Peki bu parayla ne yaptınız?’ diye soruyoruz, onlar ise cevap vermeden bakıyorlar. ‘Yol yaptık.’ diyorlar ama bu yolların çoğu yap-işlet-devret şeklinde yapılıyor. Bu kadar yüklü bir borç alıyorsunuz ancak ne üretime yönelik ne ise tarıma yönelik bir yatırım yapmıyorsunuz. Bu 500 milyar doların senetini ise millet olarak biz imzalıyoruz. Ancak Saadet Partisi olarak biz bu durumun içinden çıkarız. Milletimiz yetkiyi yeniden alır ve bu durumu düzeltiriz. İnşaallah 3 Kasım’daki genel kongremizin ardından daha da hızlı bir şekilde ilerleyeceğiz.”

“SORU SORMA HAKKINA SAHİP OLAN BİZİZ”

Yeni kurulacak partilerle ile ilgili ise İslam şunları ifade etti; “Şimdi yeni partiler kuruluyor. Programlarını görmek ve ne söyleyeceklerini dinlememiz lazım. Bize hayırlı olsun demek düşer ancak yeni kurulacak olan partilerden, kurucu olan bir arkadaşımız diyor ki; ’17 senede bu ülkeden 2 trilyon dolar geçti, bu parayı nereye harcadınız?’. Yahu 16-17 sene siz de bu arkadaşlarla iç içeydiniz. Bu sorunun cevabını sadece onlar değil siz birlikte vermelisiniz. Bu soruyu sorma hakkına biz sahibiz.”

“SADECE AĞAÇ KÖKÜ YEMEĞE İZİN VERDİLER”

KHK’lılar durumuna da değinen İslam, şunları belirtti; “KHK’lar bu ülkenin felaketidir. Ben de bir KHK’lıyım. Bizimle birlikte 140 bin kişi işinden edildi. Hepiniz mahallenizde, sokağınızda, apartmanınızda bu feryatları duyuyorsunuz. İnsanlar işten atıldı ama buna itiraz hakları ellerinden alındı. Hukuk devleti demek, tüm kurumların, bakanlıkların ve başkanlıkların tamamen kamuoyuna açık olması ve yargıda adaletin sağlanması demektir. Ama bugün hukuk engellenerek, biz KHK’lıların mahkemeye gitmesinin önüne engel koyuluyor. Yurtdışına çıkamamamız için pasaportlarımıza el koyuyorlar. Bir tek şeye izin verdiler, ağaç kökü yemeğe. Suçu ne olursa olsun herkes yargı önüne çıkarılmalı ve alınan karara saygı duyulmalıdır. 15 Temmuz gecesi, dışarıdaki milyonlar gibi bizlerde tanklara karşı sokaktaydık. Adil olmadıktan sonra Müslümanlığın ne anlamı kalır? Mecliste OHAL Komisyonu kuruldu ve KHK’lılar için itiraz hakkı doğdu. Ben komisyona inandığımdan değil ama hukuki yolu takip edebilmek amacıyla 13 Eylül 2017’de itirazda bulundum. İki yılı geride bıraktık ama dosyamız halen incelenmedi. Bu tamamen bir oyalamadan ibaret. Hesapladık, KHK’lılar için hukuk mücadelesi süreci en az 10 yıl sürüyor. Gencecik insanların hayatını kararttılar. Bugün ortalıkta FETÖ Borsası diye bir oluşumun varlığı konuşuluyor. Birkaç milyon veriyorsunuz ve hakkınızda takibat yapılmıyor. Acı bir durum.”

KİNAYELİ KARARLAR VERİLİYOR

İslam, Kadın cinayetlerine de değindi; “2018’de 440 kadın cinayeti işlendi. Boşanan eş karşı tarafa hak iddia ediyor. Ya benimsin ya kara toprağın diyor. Biz bunu nasıl kabul edebiliriz. Mahkemeler adeta kinayeli kararlar veriyor. Bu durum bizim inancımıza aykırı bir mesele. Kadın cinayetlerinin acilen önüne geçmeliyiz ve durdurmalıyız. Hiçbir anne küçük kızının önünde katledilmemeli ve hiçbir kadın öldürülmemeli.” EYT’lilerin durumu ile ilgili bir soru üzerine İslam, şu şekilde cevap verdi; “EYT konusu tamamen hesaplanması gereken bir durum. Bizler vatandaş tarafını düşünmeliyiz ancak hükümet kendini çok genç yaşta emeklilik devlete yük olur diyerek savunuyor. EYT’liler çok büyük bir grup ancak homojen bir grup değiller. Bunun için uzmanlar tarafından bu gruplar doğru bir şekilde tespit edilmeli ve acilen işe konulmalıdır.” Af meselesi ile ilgili bir soru üzerine İslam’ın cevabı, şu şekilde oldu; “Haksız yere bir insan bir insanı öldürmüş. Bunu ölen insanın ailesi değil de devlet nasıl affedebilir. Devlet bir tüzel kişiliktir. Bugün hükümeti veya cumhurbaşkanını eleştiriyorsun, hemen devlete hakaretten bir soruşturma açılıyor. Siz beni seçmişsiniz eleştir diye ancak bugün bize dahi eleştiri kapıları kapatılıyor.”

PARLAMENTOYU GÜÇLENDİRİN MESAJI

AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan’ın “Erdoğan olmazsa biz bir hiçiz.” sözü hatırlatılarak meclisin işlevi ile ilgili sorulan bir soru üzerine İslam şunları ifade etti; “Millet olarak meclise sahip çıkmalıyız. Önceden meclis güven oyu ile hükümet düşürebiliyordu, bugün böyle bir fonksiyonu yok. Gensoruyla, yarıdan bir fazla oyla bakan düşürülebiliyordu, bugün üçte iki oy aranıyor, soruşturma açılması için. Bu mekanizma zorlaştırılmış bir vaziyette ama yasayı yapan meclistir. Cumhurbaşkanı yasa ile sabit olan durumlarda kararname yayınlayamaz. Yayınlanan kararnamedeki bir durumla ilgili yasa çıkartırsa, yasa kararnamenin önüne geçer. Şu anda bu sistemin çalıştırılmaması AK Parti ve MHP milletvekillerinin kendi liderlerinin talimatları dışına çıkmamasından kaynaklanıyor. Sistem bilerek çalıştırılmıyor. Milletin vekili Millet Meclisi’nde Cumhurbaşkanı’na doğrudan soru soramıyor. İşte içinde olduğumuz durum tam manasıyla bu. Durumun düzelmesi için parlamento güçlendirilmelidir. AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan’ın ‘Erdoğan olmazsa biz bir hiçiz.’ sözü ise bir şahsiyet iflasıdır. Hiçbir insan, kendi varlığının temelini başka bir insan olarak tayin edemez. Bu insanın kendine ihanetidir. Maalesef bu partide ilişkiler bu şekilde yürüyor. Ben diğer söylenen bu tarz bir çok sözü burada tekrar etmek istemiyorum. AK Parti bu ruh halinden acilen çıkmalıdır.”

MUHARREM DURSUN

2-105.jpg

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.