Hüseyin Saydam: Pankobirlik

Saadet Partisi Konya İl Başkanı Hüseyin Saydam 

Pankobirlik

Şehrimiz Konya, bir tarım şehri. Böyle giderse bu unvanı koruyabilir miyiz, koruyamaz mıyız bilemiyorum ama tahıl ambarıyız. Tahıl ambarı olmakla birlikte, son dönemlerde diğer tarım ürünleri ekiminde epeyce bir çeşitlilik oluştu. Şehrimiz sanayisi bile ekseriyetle tarıma dayalıdır. Bu sebeple şehrimizdeki her kıpırdanma, hem çiftçimizi hem sanayicimizi doğrudan ilgilendirmektedir.

Konya'mızda Konya Şeker, Çumra Şeker, Ilgın Şeker ve Ereğli Şeker olmak üzere 4 adet şeker fabrikası bulunmaktadır. Haliyle şeker pancarı ekimi ve üretimi önemli bir yer tutmaktadır. Üretici çok olunca, 1163 sayılı kooperatifler kanununun kabulü sonrası pancar ekicileri kooperatifleri PANKOBİRLİK, 1972 tarihinde kurulmuş. 

Bünyesinde 8 adet şeker fabrikası ve 1,5 milyon ortağı bulunuyormuş. Çok büyük bir çiftçi kuruluşu. Anadolu Birlik Holding olarak, çiftçinin üretimini farklı alanlara taşımış; TORKU markası ile çikolata, bisküvi, içecek, et ve süt ürünleri, yağ, dondurulmuş gıda üretimi yaparak bugün Türkiye’de, hatta birçok dış ülkede adından söz ettiren bir kuruluş.

Şehrimize de, çiftçimize de çok büyük faydaları olmaktadır. Çiftçimizin zor zamanlarda bile imdadına koşmuş; ekim öncesi veya hasat öncesi avans ve ödeme destekleri ile pancar eken çiftçilerimizin işlerini kolaylaştırmıştır. PANKOBİRLİK yatırımlarını da ilçeler bazında yaymış; aslında bizim de bütün Türkiye için savunduğumuz Milli Görüş anlayışına uygun olarak yatırımı tek bir noktada değil de yaygın kalkınma şeklinde gerçekleştirmiş, bütün Konya sathına fayda sağlamıştır.

Gıda ve Tarım Üniversitesi ile ağırlıklı olarak kendi alanında, eğitim çalışmaları da yapmaktadır. Alanında nitelikli ve kalifiye işgücü, insan kaynağı yetiştirmektedir. Konya ve çevresinde ağaçlandırma çalışması yapmış, şehrimizin ağaçlandırılmasına çok büyük katkıları olmuş, hâlâ da devam etmektedir. Hasılı bir çok noktada şehrimiz için, ülkemiz ve çiftçilerimiz için ciddi bir katma değer üretmektedir.

PANKOBİRLİĶ’in faydalarını anlatıp Recep Konuk Bey’i anmasak olmaz. Recep Konuk Bey uzun yıllardır PANKOBİRLİK’e hizmet etmektedir. Kuruluşun yaptığı yatırımlar, atılımlar, oluşturduğu marka değerinin altında Recep Bey’in katkısı ve emeği çoktur. Kendisine teşekkür ediyoruz. Şehrimiz için bir değer. Yakında PANKOBİRLİK’in genel kurulu olacak. Recep Konuk Bey tekrar aday olmayacağını, ailesine zaman ayıracağını, yakın bir zaman önce yaptığı açıklama ile kamuoyuna deklare etmiş oldu.

Her insan gibi onun da hataları, eksikleri, yanlışları olmuştur. Milyonlarca seveni olmuş, ancak sevmeyenleri de vardır. Tabiatın akışı içinde gayet doğal olan işler. Son süreçte termik santralleri alımı sonrasında şirketin ciddiye alınacak bir borcu da oluşmuş haliyle.  

Geldiğimiz süreçte PANKOBİRLİK’te bir takım değişiklikler olacak. İçeriğini bilmiyoruz. Haliyle net bir şey de söyleyemiyoruz. Belki bu borçtan dolayı finansal bir takım sıkıntılar da oluşabilir. İnşallah sıkıntısız atlatılır.

Endişemiz şu. Recep Konuk Bey’in görevi bırakması sonrasında oluşabilecek boşluk ve finansal zorluklar bahane edilerek bu kuruluşun bir yerlere peşkeş çekilmesi. Çiftçi kuruluşu olmaktan çıkıp, patron şirketi haline dönüşmesi. Türkiye’de bu tür kuruluşların tökezlemesini bekleyen ve sonrasında üzerine konan belli başlı adamlar var. Şehrimizde bile belli başlı birçok kuruluş Konya’lı olmayan, Konya ile ilgisi olmayan kişilerin uhdesine geçmiş durumda. Korkumuz, endişemiz bu.

Birçok değeri bünyesinde barındıran, şehrimiz çiftçisi ve ekonomisi için önemli olan bu kuruluşun Konya'dan koparılması. İnşallah böyle bir durumla karşı karşıya kalmayız. PANKOBİRLİK Genel Kurulu meselesinden buraya nasıl geldik. Bugüne kadar yapılan uygulamalardan. Tecrübelerimizden. Meşhur bir hikaye var.

Arslan, kurt ve tilki arkadaş olmuş, avlanmaya çıkmışlar. Akşama doğru bir yaban öküzü, bir dağ keçisi, bir de semiz tavşan yakalamışlar. Avlarını sürükleyerek ormana getirince kral arslan kurda dönüp:

-Bunları, aramızda adaletle taksim et bakalım! diye emir vermiş.

Kurt:

-Padişahım, yaban öküzü en büyük av olduğu için size layıktır. Keçi orta boyda, orta irilikte, o da benim olsun. Tilki de tavşanı alsın.

Arslan, kurdun paylaşımına şiddetle karşı çıkıp:

-Sen kim oluyorsun da ben varken pay istiyorsun? diye kükremiş. Bir pençe ile kurdu yere yıkıp parçaladıktan sonra tilkiye dönmüş:

Haydi, dedi, avlarımızı bir de sen paylaştır!

Tilki yüreğini dolduran korkuyu gizlemeye çalışarak:

-Aman efendimiz, pay etmekte neymiş? Bu semiz öküz sizin kuşluk yemeğinizdir, keçiyi gün ortasında yer, akşama doğru da tavşanla kendinize ziyafet çekersiniz!

Arslan, tilkinin paylaşımını pek beğenmiş, yüzü gülmeye başlamış.

-İşte adaletli bir paylaşım böyle olur, bu çeşit pay etmeyi kimden öğrendin?

Tilki başını çevirip yerde yatan kurdu göstermiş:

-Padişahım demiş, tabi şurada yatan kurdun halinden… Arslan bu cevaba daha çok memnun olmuş.

Şimdi önceki özelleştirmelerden, yapılan uygulamalardan dolayı böyle bir endişe duyduk.

Bu sebeple her ne olursa olsun şehir kendi kazanımlarına, kurumlarına sahip çıkmalıdır. Vesselam