Hüseyin Saydam: OBRUK... Tehlikenin Farkında Mısınız?

Hüseyin Saydam: OBRUK... Tehlikenin Farkında Mısınız?

Siyasi partilerin il başkanları; fikirlerini, siyasi görüşlerini, şehrin sorunlarını ve çözüm önerilerini Merhaba Gazetesi “Siyasetin Nabzı” sayfaları için kaleme aldı.

Saadet Partisi Konya İl Başkanı Hüseyin Saydam'ın yazısı şu şekilde:

OBRUK... Tehlikenin Farkında Mısınız?

Son zamanlarda çok duyduğumuz bir kelime. Özellikle şehrimizle birlikte çokça anılan bir kavram. Bir obruk haberi görmüşseniz; kesinlikle Konya'dadır algısı zihninizde parlayıveriyor. Birkaç gün önce yine vardı obruk haberi. Jeoloji Mühendisleri Odamızın yaptığı bir çalışmanın sonucu yerel ve ulusal basında yer aldı. Konya Karapınar’da oluşan obruk sayısı 600’ü bulmuş.

Sebep nedir? Sebep belli. 

Hem işin uzmanları, hem de Jeoloji Mühendisleri Odası’nın yaptığı açıklama. Diyorlar ki uygulanan yanlış tarım politikası. 

Bunu değiştirin. Duyan var mı? Yok. Çünkü daha önemli işlerimiz var. Uzaya çıkıyoruz. Kendi önündeki toprağı nasıl işlenmesi gerektiği adına bir politika üretemeyen adamlar, (görmüşsünüzdür) iktidar medyası televizyonlarda uzaydaki madenleri çıkartmayı filan konuşuyorlar. Yani dalga geçiyorlar. Neyse bunları biliyoruz zaten. Biz asıl konumuza dönelim.

Korkumuz şu. Bu obruklar oluşurken şu ana kadar bir can kaybı veya yaralanma hadisesi olmadı Allah'a şükür. Ama bu olmayacağı anlamına gelmiyor. Her an nerenin göçeceği belli değil. Çiftçilerimiz arazilerini ekip dikmeye, ziraat yapmaya, hayvanlarını otlatmaya devam ediyorlar. Allah muhafaza onların bulunduğu bir bölge göçmüş olsa mutlaka en az yaralanmalı bir kaza meydana gelir.

Ne obrukların oluşmasını önleyici, ne vatandaşı koruyucu bir tedbirin alındığı ile ilgili bir adım atıldığını duymadık. 

Genel bir anlayış var. Mutlaka bir hadisenin, bir facianın olması gerekiyor. Olduktan sonra, başımıza bazı hadiseler geldikten, canlarımızı kaybettikten sonra bir kısım önlemler alınıyormuş algısı oluşturuluyor. Sonra unutturuluyor. Ya gaz buluyoruz, ya uzaya gidiyoruz ya da yerli otomobilimizi bir daha, bir daha, bir daha yeniden yapıyoruz. Bana göre yine önlem alınmıyor.

Örnek olsun diye söylüyorum. Mesela Soma ve Ermenek Kömür madenlerinde yüzlerce canımızı kaybettiğimiz iki facia gerçekleşti. Sonrasında bir sürü şey konuşuldu. O zaman gündeme gelen yaşam ünitelerinin olmayışı facianın boyutunu büyüttüğünü, bir süre çalışanların içinde kalabilecekleri bir yaşam ünitesinin olması gerektiğinden bahsediliyordu. Ne oldu yıllar geçti? Kondu mu o ünitelerden, kömür madeni çıkarılan ocaklara veya en azından birine? Yoksa o gün konuşulması gereken bir şeydi. Konuşuldu geçti, şimdi gerek kalmadı mı ?

Yine merak ediyorum. Ülkemizin her bölgesinden hemen hemen her gün deprem haberleri geliyor. Her deprem haberinde İstanbul’da olması muhtemel büyük bir deprem olacağı, çok büyük bir yıkım olacağı konuşuluyor. Bununla ilgili ne gibi önlem alınıyor, nasıl bir çalışma yapılıyor bilmiyoruz. Sadece geçenlerde AFAD’ın, İstanbul dışında yakın bir yerde konuşlanacağı ve kısa sürede müdahale edeceği ile ilgili bir haber vardı. Yani bu haberden de anlaşılacağı üzere burası yıkılacak. Enkaza en kısa sürede nasıl ulaşırız anlayışı hakim olmuş. Burası yıkılmadan nasıl çözeriz mantığı yok maalesef.

Anlayış bu. Belli oranda vatandaşımızı da buna inandırmışlar. “Bu ancak bu kadar olur. Daha ne yapalım? Ölen ölür. Kalan sağlar bizimdir.” Bu anlayış hakim.

Bu soruna mutlaka bir çözüm bulunmalıdır. Özellikle Çevre ve Şehircilik Bakanı Sn. Murat Kurum, Konya’mızın özellikle de kendi memleketi olan Karapınar ilçemizin bu sorunu ile ilgilenmelidir.

Ancak obruk sadece toprakta mı olmaktadır? Maalesef obruklar her alanda gerçekleşmektedir. Ekonomi de büyük obruklar oluşmaktadır. Ahlâk anlayışımızda derin obruklar oluşmaktadır. Aileler çöküyor. Eğitim de meydana gelen obruklar gelecekte bize çok pahalıya patlayacağı bugünden bariz görünmektedir. Bu eğitim sistemi içerisinde zar zor yetiştirdiğimiz beyinlerimiz de göçmektedir. Veya göçmek istemektedir. Bunların hepsi bir faciadır. Ve mutlaka ciddiyetle önlem alınmalıdır.

Rahmetli Liderimiz Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamız vefat etmeden önce uyarmıştı. Onunla bitirelim yazımızı. “Toprak ayağımızın altından kayıyor” demişti. Allah rahmet eylesin. Vakit geç değil. Hâlâ önlemler alabiliriz. Ama önlem alacak bir irade gerekli. İrade mi? Siz biliyorsunuz. Ben söylemeyeyim. Reklam olmasın. Son günlerin en çok konuşulan partisi.

Mübarek üç aylara girmiş bulunmaktayız. Tüm hemşehrilerimize mübarek olsun. 

Gara’da alçakça bir saldırıyla şehit edilen 13 sivil vatandaşımıza Allah’tan rahmet, ailelerine ve aziz milletimize sabır ve başsağlığı diliyorum.

Allah’a emanet olun.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.