Konyaspor bilindiği gibi, özellikle iç saha maçlarında gol sıkıntısı çekiyordu. Uğur Hoca eline teslim edilen kadrodan bir düdük çıkarma arayışında olduğunu bizlerle katıldığı Konya TV'deki spor programında da dile getirmişti ve her ne kadar kasetlerden izlenerek alınmış olsa da alınan Hollandalı santrafor ARS'tan beklentisinin büyük olduğunu ifade etmişti.
Evet Hollandalı Adana Demir maçında herkesten tam not aldı, attığı goller her ne kadar Kemal Sunal tarzında da olsa gol goldür.
Kimse atılan golün yanına 'bilmemneresiyle attı' yazmıyor. Bu Hollandalı kardeşi daha sonra anlatmak üzere bir kenara koyalım..
Gelelim adamcağızın HAT-TRİCK'inin boşa giden nedenlerine. Uğur Tütüneker'in maça çıkmadan önceki pisikolojisi herhalde şöyleydi; 'Sinan'ı gönderdik, Atilla hazır değil, elimde santrafor olarak kasetlerinde süper gözüken bir tek Hollandalı ARS var, ama bunun da ilk maçı, yani kapalı kutu ne yapacağını bilemeyiz, bu yüzden orta sahayı da hücumculardan kurayım, göbeğe Murat Akın'ı, önlerine de iki hücumcuyu, Ömer Ali ve Recep'i koyarak Adana Demir'i ortadan da delmeyi deneyeyim, nasıl olsa sol tarafta Erdal'ım bütün gücüyle katkı veriyor, sağda da Şenol ters taraftaki rakip ataklarında kademeye girerek takım savunmasına katkı verir, Şenol'un boşalttığı alanı da Tolgay'la doldurursak, ARS hava toplarına hakim hücumda etkili oluruz' diye düşünmüştür, düşünmüştür de evdeki hesap çarşıya maalesef uymadı. Bir kere hücumcu ağırlıklı orta saha oyuncuları  Buca maçındaki gibi alan daraltmasını yeterince yapamadılar, hücumdaki etkinliklerini de rakip göbekte oynayan yılların Hüseyin Cimşir'i ve Taha'sı engelleyince Erman Özgür istediği gibi at oynattı.
Rakibin oyun üstünlüğü var, ama 3.bölgedede bir Hollandalı kendi başına oynuyor, boş alanlara koşuyor, her durumda topa sahip oluyor, olması gereken yerde bulunuyor, top orasına burasına çarpıyor, ama gol oluyor. Kendi şaşkın, taraftar şaşkın rakip dersen tümden şaşkın. 'Adamı bir türlü tutamadık' diye.
19.dakikada diziyle attığı gol dizilere konu olur. 1-0 öndeyiz yine girdiğimiz posizyonlar var, hele biri var ki kırılma noktamız. Dakika 56 Ömer Ali bomboş durumda kaleciyle karşı karşıya, ama topu sanat okuluna atıyor.
Ve kırılma değilde yıkılma noktamıza gelelim. Murat Akın 64.dakikada kırmızı kart görmesiyle hatalar zinciride peşinsıra sıralanıyor. Rakip beraberliği yakalıyor ve ümitleniyor. Neyseki bizim Hollandalı iki kez daha sahneye çıkıyor ve herkes rahatlıyor. Skor 3-1 ve dakika 78.  Tahmin ederim Uğur Tütüneker'de rahatlıyor. Dakika 87'iyken 'dur' diyor 'şu Hollandalıyı taraftara bir alkışlatayım' diyerek dışarı alıyor ve gerçekten herkes ayakta alkışlarken, adamcağız daha yerine oturmamışken rakip ikinci golünü atıyor. Tam üstüne eşofmanını giyerken de üçüncü golü yiyiyoruz. Hatta Adana Demirliler 90 artılarda dördüncüyü de atıyorlardı da Kaya topu çeldi, hakem de avut verdi.
Yorumlara bakıyorum bu maçın kazanılamamasını üç kişiye bağlamışlar. Kaçırdığı akılalmaz gol ile Ömer Ali'ye, gereksiz yere kırmızı kart görerek takımın en az 30 dakika 10 kişi oynamasına sebeb olduğundan Murat Akın'a ve son olarak  3 gol atıp ilerde tüm rakip savunmayı meşgul edip rakipin Konyaspor'un üzerine gelmesini engelleyen ARS'ı, şayet sakatlığı yoksa çıkartılmasında Uğur hocayı sorumlu tutmaktalar.
Sayın Konyasporlular olaya birde iyi tarafından bakın, hiç bir futbolcu gol kaçırmak istemez, yine hiç bir oyuncu atılmak istemez. Hele söz konusu teknik sorumlu ise bu takımı sahaya  çıkartırken sabaha kadar 30 kez yazboz yapmıştır ve en verimlisini sahaya sürmüştür. En azından elimizde gerçekten iyi bir golcümüz var, bu Hollandalıyı gördükten sonra geleceğe umutları taşıyabilirsiniz.
Ya bu da olmasaydı?