Gökhan Tozoğlu: Ekonomiyi Güven İdare Eder

Gökhan Tozoğlu: Ekonomiyi Güven İdare Eder

Siyasi partilerin il başkanları; fikirlerini, siyasi görüşlerini, şehrin sorunlarını ve çözüm önerilerini Merhaba Gazetesi “Siyasetin Nabzı” sayfaları için kaleme aldı.

İyi Parti Konya İl Başkanı Gökhan Tozoğlu'nun yazısı şu şekilde:

Ekonomiyi Güven İdare Eder
Ekonomik ve sosyal anlamda gelişmiş ülkelerin ortak özellikleri incelendiğinde karşımıza şu çıkar. Başta ekonomi olmak üzere, eğitim, sağlık, hukuk, istihdam gibi temel politika alanlarında kişilere göre değişken bir yapıdan ziyade sistem üzerinden yürütülen bir süreç vardır.
Yani yalnızca bir bakan değişikliği veya birkaç bürokrat değişikliği ile sistem temelden değişmemekte birbirinden tamamen farklı yol ve yöntemler takip edilmemektedir. Ancak ülkemizde tablo böyle değildir. Geçmiş dönemlerde hükümet değişiklikleri ciddi politika değişikliğine sebep olurken artık aynı iktidar partisinin hükümetinde bakan değişikliği veya birkaç bürokrat değişikliği bile sistemi temelinden etkilemektedir.
En son Maliye ve Hazine Bakan değişikliği ve Merkez Bankası Başkanı değişikliğinde de görüldüğü gibi dengeler ve uygulanan politikalar değişmiş ve geçmişte söylenenlerin ve yapılanların hepsi boşa gitmiştir. Daha da önemlisi geçmişte uygulanan yanlış politikalar sebebiyle ülkemizin yüz milyar dolardan fazla kaynağı heba edilmiş millet topyekün fakirleştirilmiştir.
Esasında Türkiye'de uygulanan ve kuvvetler ayrılığını neredeyse ortadan kaldıran cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde yaşanan keyfi uygulamalara şaşırmamak gerekir. Öyle ki bu sistem halktan kopuk, hesap verme gereği hissetmeyen, keyfi bir yönetim anlayışı yaratmıştır.
 

İYİ Parti olarak uzun zamandır sahadayız. İlçelerimizde esnafımızı, vatandaşımızı ziyaret ediyoruz. Onlarla sohbet ediyoruz, dertleşiyoruz. Vatandaş gerçek anlamda dertli. Öyle ki son Karatay ziyaretimizde bir esnafımız bizim AK Parti'den geldiğimizi düşünerek serzenişlerde bulundu ve dedi ki "Bitirdiniz milleti, millette hâl kalmadı" Biz durumu izah ettik AK Parti'den değil İYİ Parti'den geldiğimizi söyledikten sonra vatandaşımız dertlerini sıraladı ve çözümü bizden beklediklerini ifade etti. Bu sadece bir örnek. Bunun gibi niceleriyle karşılaşıyoruz.

Esnafımız hafta sonu yasaklarından dertli. Dertli olmakta da çok haklılar. Öyle ki zincir marketler şehrimizin tamamını sarmış durumda. Bu zincir marketler, bakkalın, manavın, nalburun, elektronikçinin, kasabın, zücacciye dükkanının  ve daha birçok sektörün sattığı tüm ürünleri satıyor. Hal böyle olunca zaten pandemi sebebiyle sıkıntı yaşayan esnafımızın bir de bu haksız rekabet sebebiyle beli bükülmektedir.

Özellikle yeme içme sektörü ile düğün sektöründeki birçok işletme artık fiilen bitmiş durumda. Eski garaj bölgesinde mütevazı bir tavuk döner işletmesi olan esnafımız işlerinin yüzde 75 civarında azaldığını söylüyor. Paket servis yapabilen bu işletmenin bile gelirinde bu derece bir azalma var ise kalanını siz düşünün.

Sahada çokça işsiz vatandaşımızla karşılaşıyoruz. Genç işsizlik vahim durumda. Gençler bu yüzden evlenemiyorlar. Yuva kuramıyorlar. Üniversite mezunları bile artık  açık ve net olarak diyorlar ki "işsiziz, bize iş bulun, ne iş olsa yaparız." Ve artık vatandaş belediye başkanına, iktidar partisinden seçilen vekillere ulaşmakta ciddi zorluklar yaşadıklarından şikayetçi.
 

Çiftçimizin derdi daha büyük. Bir yanda yağışın azlığı, ürettiği ürünün para etmemesi, girdi maliyetlerinin ziyadesiyle artması, gübre fiyatlarındaki fahiş artış diğer yanda da hayvancılıkta yem maliyetlerinin artması, süt fiyatlarının halen istenen düzeyde olmaması buna benzer birçok sebep çiftçimizin belini büküyor.

Ilgın ziyaretimizde  bir çiftçimiz şöyle net  bir örnek verdi. Geldiğimiz noktayı anlamak açısından çok önemli. Çiftçimiz dedi ki Ilgın'da haşhaş tarlasında çapa yapan bir günlükçü bir günlük yevmiyesi ile 2014 yılında 5 kg ayçiçek yağ, 5 kg şeker, 1 kg çay alabiliyordu. 2019 yılında bir günlük yevmiyesi ile 5 kg. Şeker, 5. Kg  ayçiçek yağı alabilir hale geldi. Bu yıl ise artık günlük yevmiyesi ile sadece 5 kg ayçiçek yağı alabiliyor. İşte yoksullaşmanın bundan daha net bir tablosu çizilemez. Bu örnekleri çoğaltmak mümkün. Vatandaşa bir dokunup bin ah işitiyoruz. Mazlum insamızın feryadı yükseliyor. Hal böyle iken iktidar partisi başka bir gündemle Türkiye'yi oyalamak istiyor.

Esnafımız, çifçtimiz, işsizimiz bizlere bu dertlerini anlattığı sırada iktidar partisinin tvdeki temsilcileri "Aydaki madenleri nasıl işleyeceklerini" tartışıyorlar. Suni bir biçimde ortaya attıkları yeni anayasanın "yeniden kuruluş" anayasası olacağını iddia ediyorlar. Daha da vahimi bir iktidar yetkilisi çıkıyor "bizden önce bardak bile yoktu" deme cüretinde bulunuyor. Aynı iktidar yetkilisi derdini anlatan çiftçiye cebindeki telefonun markasını sorup oradan zenginlik analizi yapmaya çalışmıştı.

Peki bütün bu meseleleri biz nasıl çözeceğiz? Elimizde sihirli değnek yok. Olmasına gerek de yok. İşi olması gerektiği gibi yaptığımızda sorunlarımız çözülecek.  Ekonomiyi güven idare eder. Ekonomide güveni inşa edeceğiz. Hukuk devletini, yargı bağımsızlığını temele alacağız, liyakat temelli bir yapı ortaya koyacağız.  İsraftan, kamu kaynaklarının talan edilmesinden kaçınacağız. İnsan odaklı bir yönetim anlayışı ortaya koyacağız. Mesleki eğitimi teşvik edeceğiz. Gereksiz ünversite açmayacağız. Üniversitelere niteliksiz rektör atamayacağız. Eğitimi, sağlığı, adaleti temel devlet vazifesi olarak göreceğiz. Böylelikle ülkemiz İYİ olacak. 

İçimizi yakan bir haber aldık. Gara’da 13 vatandaşımız şehit edildi. Allah, rahmet eylesin. Milletimizin başı sağ olsun. 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.