Evlerini kiraya verdiler, karavanda yaşıyorlar! Tek korkularını açıkladılar
Mühendislikten ve öğretmenlikten istifa eden Büşra ve Ömer Türkoğlu çifti, yaşadıkları evi kiraya verip, karavana yerleşti. Yılın 4 mevsimini karavanda geçiren çift, şehir şehir geziyor. Çifti; doğal hayat değil, en çok telefonun çekmediği bir yerde araçlarının bozulma ihtimali korkutuyor.

Konya Ereğlili olan Türkoğlu çifti sadece Konya’da değil, Türkiye’de çok dikkat çekecek ve hayrete düşürecek bir yaşantıya imza atıyor. 3 yıllık önce evlenen Büşra ve Ömer Türkoğlu çiftçi, ev hayatından karavan yaşamına geçmeye karar verdi. Oturdukları evi kiraya veren aile, o günden beri yaz-kış demeden karavanda yaşıyor. Her türlü teknik ve teknolojik donanımın olduğu karavanla şehir şehir köy köy gezen Türkoğlu çifti, hayatın keyfini çıkardığını söylüyor. Çiftin büyük hobisi ise balık tutmak.
DUR NOKTAMIZ YOK, KARAVANDA YAŞAMAK ÇOK KEYİFLİ
Büşra Türkoğlu, asıl mesleğinin öğretmenlik olduğunu şu anda gezgin bir karavancı olduklarının altını çizdi. Eşiyle birlikte Türkiye’yi gezmeye çalıştıklarına vurgu yapan Türkoğlu, “Benim ve eşimin çocukluktan gelen bir karavan merakı ve heyecanı var. Evlenince bu karar açığa çıktı” dedi. İlk karavan tecrübelerinin balayına gitmek için bir karavan kiralamakla başladığını dile getiren Büşra Türkoğlu, “Balayına karavanla çıkıp, bir tur yaptık. Dönüşte eşim işten ayrıldı. Bu durumu fırsata çevirmek istedik. Ben de işten ayrıldım. Düğünde takılan altınlarımızla bir karavan aldık. Çalışmadan geçinmek aslında çok zor. Bir evimiz var, onu kiraya verdik. Oradan gelen kirayla geçiniyoruz. Biz, hayatımızı karavanda sürdürüyoruz. Yaz-kış karavandayız. Kesinlikle zor olmuyor. Bir dur noktamız olmayacak. Anılarımızı kaydetmekten, yazmaktan çok keyif alıyoruz. Karavan, bizim için özgürlük demek. Neden mi? Sabah kalkıyoruz, planımızı ona göre yapıyoruz. Gideceğimiz yeri ona göre belirliyoruz. Gün doğumunda uyanmayı, güneşi selamlamayı çok seviyoruz. Kahve içiyoruz. Bulunduğumuz mekâna göre yürüyüş rotası varsa yürüyüş yapıyoruz. Hayalini gerçekleştirmek isteyenler, hayallerini ertelemesin. Karavan hayatı, mükemmel bir şey” şeklinde konuştu.

KESİNLİKLE DIŞARIDAN YEMEK YEMİYORUZ
“Karavan hayatına ilk girdiğimizde çok korkuyordum” diyen Türkoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Şu ana kadar 50 şehir gezdiğimizi söyleyebilirim. Gezdiğimiz şehirlerin en kıymetli yerlerini araştırıyoruz. Ancak biz kalabalıktan uzak yerleri kamp için daha çok tercih ediyoruz. Yeşillik yerler önceliğimiz. Balık tutacağımız neresi varsa tercihimiz orası oluyor. Karavan gezilerinden sonra balık tutma hevesimiz de arttı. Karavanımızın içinde bütün teçhizatlarımız ve minik bir mutfağımız var. Dışarıdan kesinlikle yemek yemiyoruz. Bir evde ne ararsanız karavanımızın içinde mevcut. Karavan, ev kadar konforlu. Eve göre çok daha ucuz. Biz, ilk evlendiğimizde birçok eşya almıştık. Karavan hayatına geçince eşyalarımızı sattık. Minimalist bir yaşamımız var.”
EŞİMİ İŞTEN AYRILMASINA İKNA ETTİM VE KARAVAN HAYATINA BAŞLADIK
Ömer Türkoğlu ise karavan hayatından önce ziraat mühendisliği yaptığını hatırlattı. Türkoğlu, düğün arabalarının bile karavan olduğuna dikkat çekerek, şunları kaydetti: “Eşimle evlendikten sonra, 1 hafta karavan turu yaptık. Seyahat esnasında karavan sevgimiz daha da arttı. Tatil bitmeden, minibüs araştırmaya başladık. Konya’da bir minibüs bulduk. Minibüsü aldık. Biz, karavan hayatına 1 yıl içinde başlayacağımızı düşünüyorduk. Minibüs aldıktan 1 gün sonra iş yerinde bazı problemler yaşadım. İstifamı verdim. Tamamen karavana yönelme kararı aldım. Eşimi de işten çıkmasına ikna ettim. İlk karavanımızı 3 hafta içinde tamamladık ve tura başladık. Karavanın içini kendimiz yaptık. Çalışmamızı da amatör bir şekilde yaptık. Bu karavanla uzun turlar yaptık. Bu hayatı sevdik, evimizi boşaltma, karavanda yaşama kararı aldık.”
EN BÜYÜK KORKUMUZ TELEFONUN ÇEKMEDİĞİ YERDE ARACIMIZIN BOZULMASI
Doğanın şehir merkezine göre daha güvenli olduğunun altını çizen Türkoğlu, bir dağa çıktıklarında kendilerini daha güvende hissettiklerini aktardı. Türkoğlu, şu cümlelerle konuşmasını sonlandırdı: “Şehir merkezine geldiğimiz zaman tedirgin olmaya başlıyoruz. Rahatsız edici şeyler yaşanabiliyor. Aracımızda silah ve türevlerini taşımıyoruz. Doğadaki hayvanlardan hiçbir şekilde zarar gelmiyor. Karavan hayatında bizi en korkutacak şey, telefonun çekmediği bir yerde aracımızın bozulması olur. Hayatımızı karavanda da idame ettirebiliyoruz. Karavan hayatına başlayacaklar, bu işi yapanlarla muhakkak sohbet etmeli. Karavan kiralayarak bu isteği yerine getirmek lazım. Karar bundan sonra verilmeli. Dışarıdan bakıldığında karavan hayatı çok zengin bir hayat olarak görülüyor. Aksine çok daha gariban bir hayat. Bir memurun Akdeniz veya Ege’de yaptığı bir haftalık tatilin masrafıyla siz karavanda 1 yıllık yaşamınızı sürdürebilirsiniz. Güncel otel fiyatları belli. Bizim aylık ortalama 10 bin TL yakıt masrafımız var. 10 bin TL’lik de market harcamamız oluyor. Kıyafet almayı bıraktık. İş hayatında o kadar çok kıyafet almışız ki, senelerce giysek bitmez.”
Kaynak:Muharrem Dursun





Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.