Eskiden Nerede Ne Vardı? -15-

Daha önce de temas ettiğimiz gibi, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde şehrimizde inşa edilmiş mescit, tekke, türbe, kilise, köşk ve saray gibi tarihî önem taşıyan pekçok bina ne yazık ki, yol açma gayesiyle yıkıldığı için günümüze sadece fotoğrafları gelebilmiştir. Bunlardan Tekel Müdürlüğü’nün yerindeki Millî Kütüphane ile Çifte Merdiven Mahallesi’nde Vezneci Hüseyin Efendi Mescidi’nin (Asri Cami) karşısında yer alan Nizamiye (Nalıncı) Medresesi 1928’de Hükümet Alanı’nı giden Alaaddin Caddesi genişletilirken yıkılmış bulunuyor. İlk müdürlüğünü İsmail Zühtü Bey’in yaptığı tek katlı ahşap kütüphanedeki kitaplar önce Orduevi yanındaki Halkevine, sonra da ibadete kapalı olan PTT’nin yanındaki Hacı Hasan Camii’ne taşınmıştı. Ben, caminin 1950’den önce kütüphane olduğunu ve mihrabın üst kısmında mermere işlenmiş olan ayetlerin, Anıt Alanı’ndaki Feritpaşa Çeşmesi’nin kaidesi üzerindeki kitabe ve tuğra gibi, kazındığını biliyorum. 90 yıl önce çekilmiş olan fotoğraflarda Alâaddin Caddesi’nde sağda kaldırımın üzerinde Millî Kütüphane binası görülebiliyor. İbrahim Hakkı Konyalı’ya göre Millî Kütüphane; 1916’da 2. Defa Konya Valiliğine tayin olan Muammer Bey zamanında Rehber-i Hürriyet Mektebi olarak açılmış, daha sonra kütüphaneye çevrilmiştir.

Millî Kütüphane’nin yerine eski adı İnhisarlar İdaresi olan Tekel Müdürlüğü, Asri Cami’ye giren sokağın sol köşesine üzerinde Alaaddin Oteli, altında da Ağazade Osman Efendi’nin oğlu Adnan Koçbeker’in eczanesi bulunan bina inşa edildi. Bu bina ile cadde üzerinde hâlen Karatay Müftülüğü olan Olgun Palas arasındaki diş tabibi Ermeni asıllı Oskan ve Demirci Hamdi isimli tüccara ait koruma altına alınan evlerle altındaki dükkânlar geçtiğimiz yıllarda yıkılarak gûya aslına uygun biçimde yeniden yapıldı. Ancak, eski mimarî güzellik yansıtılamadı. Şimdi DYP eski il başkanı Adnan Ağırbaşlı’ya ait beyaz eşya mağazası olan yerde yıllar önce Koçbeker eczanesi’nin yanısıra, Balkan Muhaciri İdris Manav’ın pastanesi ve terzi A. İhsan’ın dükkânı vardı. Yıkılıp yapılan 2 binanın altına bir ara Balkan Muhaciri Mustafa Babaotu da pastahane açmıştı. Ekrem Karayel’in fotoğrafçı dükkânı da bu sıradaydı. Bilindiği gibi, 20 yıl kadar önce burada bir de Denizcilik Bankası açılmış, fakat daha sonra kapanmıştı.
Eski adı İnhisarlar İdaresi olan Tekel Müdürlüğü ile halen İş Bankası’nın faaliyet gösterdiği eski Belediye binası arasında 50’li yıllarda bir bahçeli lokanta mevcuttu. Buradaki 2 katlı ahşap binanın birer odasını da kendilerinin mülkleri olmadığı için Gençlerbirliği ve Selçukspor kulüpleri kullanmış, daha sonra İmam Hatip Lisesi yapılmak üzere satılan futbol sahasında üst katı mülk sahibi İdmanyurdu’na ait 2 katlı binanın alt katındaki birer odaya taşınmışlardı. Gençlerbirliği; Atatürk Stadı yapılıp, İdmanyurdu sahası satıldıktan sonra uzun yıllar Halkevi’nin üst katında ve Yeni Sinema’nın yanında Tahir’in Sazı ve Bomonti Lokantası olan binanın üst katında faaliyet gösterdi. 1922’de kurulan Konya’nın ilk kulübü Gençlerbirliği, 1965’te Konyaspor ismini alarak 2. Lig’e girdikten ve sattığı sahanın parasıyla eskiden Sıtma Savaş Derneği ve Musiki Cemiyeti’nin bulunduğu binayı satın alan İdmanyurdu ile 1981’de birleştikten sonra nihayet şimdi idare edildiği mülke kavuşabildi.
Millî Kütüphane yıkıldıktan 10 yıl sonra karşı tarafına 1938 yılında şehrin ilk çok katlı binası olan Hayat Apartmanı inşa edildi. Bu apartmanın altında 50’li yılların ortalarında Hayat Kıraathanesi, sokağın içinde eskiden yıkılıp yerine günümüzün Selçuk Oteli yapılıncaya kadar Babalık Gazetesi idarehanesi ve Selçuk Palas Oteli olarak kullanılan 2 katlı bina, batısında eski belediye başkanlığından Muhsin Faik Dündar’ın evi yer alıyordu. Hayat Apartmanı’nın cadde üzerindeki bitişiğinde Silleli İbrahim Dolapoğlu’na ait mülk, Ana ve Çocuk Sağlığı Merkezi, Foto Hamit Kuday, Hasan Çay’ın Lokantası vardı. Üst katındaki Konya Oteli’ni de Beden Terbiyesi eski Bölge Müdürü Vezir Balcıoğlu’nun babası Yakup Ağa’nın işletiyordu. İstasyon civarındaki Tantavi Ambarı’nı depo olarak kullanan Çukurova Katarpillar Acenta da Dolapoğlu Pasajı’nın yerindeydi.
Evliya Çelebi Seyahatnamesi’nde, Medreseler içinde en meşhuru olduğu için yalnızca bunun adını verdiği Nizamiye Medresesi, Millî Kütüphane’nin arkasında idi. Sultan III. Murad’ın Konya tahrir defterinde bu medresenin hicri 635 miladi 1237’de Emir Nizameddin Eb-ül hasen Ali ibn-i İlalmış ibn-i İdris tarafından yaptırıldığı belirtiliyor. Konya Vakıflar Müdürlüğü’nde 1563 genel ve 2 varak numarası taşıyan bir kayıtta (Nalinci Tekkesi) olarak gösterilen medresenin tekke hâline getirildiğine ait bir vesika bulamadığını ifade eden tarihçi İbrahim Hakkı Konyalı, III. Murad zamanından beri buraya Nalinci Tekkesi denildiği için (Konya’da takunyaya nalin deniliyor) nalincilik yapan birisinin medresede müderris olmasının muhtemel olduğunu ileri sürerek, 1944 tarihinde yazdığı Konya Tarihi’nde şöyle devam ediyor:
“Son zamanlarda yıkılan kubbeli kısmın asıl medresenin bitişiğinde Emir Nizameddin’in türbesinin olduğunu sanıyorum. Asıl Medrese cadde açılırken daha evvel yıkılmıştı. Eski Darülmuallim binası da kısmen medresenin yerinde idi. İstanbul Başvekâlet arşivinde 399 numarada kayıtlı olan Kanuni devrine ait tapu defterinde Konya’nın sahra nahiyesine bağlı Küçük Alan, Okçu Güvercinlik, Akça Kuyu köylerinin öşürlerinin yarısının Nizamiye Medresesi’nin vakfı olduğu yazılıdır”
Nizamiye Medresesi’nin kuzeyinde Tekel Müdürlüğü’nün ön tarafında Selçuk isminde bir caminin olduğu ve Karamanoğlu İbrahim Bey’in, imâretini de kısmen Nizamiye Medresesi’nin arsası üzerinde kurduğunu kaynaklardan öğreniyoruz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Arşivi

Eski Ramazanlar

01 Ağustos 2012 Çarşamba 17:55

Konyasporun dünü bugünü!

17 Haziran 2011 Cuma 18:25

Konya Mûsikî Derneği'nin Konseri

10 Ocak 2011 Pazartesi 17:45

Genç Gazetecilere Rehber

19 Eylül 2010 Pazar 16:31

Mevlâna Araştırmaları Enstitüsü

29 Ağustos 2010 Pazar 16:00

Sahip Ata Caddesi'nin Hâli!

29 Temmuz 2010 Perşembe 18:32

1901'de Bursa'dan Konya'ya Seyahat (9)

25 Temmuz 2010 Pazar 18:39

1901'de Bursa'dan Konya'ya Seyahat (8)

22 Temmuz 2010 Perşembe 18:56