ESDER'den Konya'da 'milli birlik' mesajı: Çözüm süreci bir tezgah
Kültürpark Meydanı’nda gerçekleşen toplantıya vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi. Etkinliğe, Saadet Partisi Konya İl Başkanı Mehmet Demirel, ESDER Konya Şube Başkanı Latif Işık ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Yeryüzünde kötülüğü örgütleyen terörist Siyonist zihniyetin bir projesi olarak Türkiye’nin, pek çok sorununun yanı sıra 40 yıldır bölücü terör ile mücadele ettiğini belirten Esnaf ve Sanatkârlar Derneği (ESDER) üyesi Murat Uğurlu, "Bin yıldan fazladır bir arada yaşayan, et ve tırnak gibi kaynaşmış bulunan bu Türk-Kürt kardeşliğini, hangi tezgâhı kurarlarsa kursunlar asla bozamayacaklardır. Şu gerçek artık herkes tarafından bilinmektedir ki; Bölücü terörü planlayan, yönlendiren, lojistiğini, eğitimini, stratejisini sağlayan siyonist yapıdır. Bu yapının bileşenleri ise başta terörist İsrail olmak üzere, ABD ve AB ülkelerinin birçoğuna da yön veren Siyonist organizasyondur" diye konuştu.
'MİLLETİMİZ BÜYÜK BİR TEZGAHLA KARŞI KARŞIYADIR'
Milletin şimdi büyük bedeller ödemek zorunda kaldığını ve sözde çözüm sürecinde olduğundan çok daha büyük bir tezgahla karşı karşıya kaldığını söyleyen Murat Uğurlu sözlerini şu ifadelerle sürdürdü: "Halkımız çözüm süreci adı altında büyük bir tazgahla karşı karşıyadır. Bu hususta büyük ilim, fikir ve devlet adamı efsane Başbakan Prof. Dr. Necmettin Erbakan Hocamızın tespitleri tam yerinde ve yol göstericidir."

'TÜRK-KÜRT DİYE BİR MESELEMİZ YOK BİRBİRİMİZİN KARDEŞİYİZ'
Siyonizm'in Türkiye için en büyük tehlikesinin milleti bölmek olduğunu ifade eden Uğurlu, dış güçlerin Türkiye’yi milliyetçilik ile ayırmaya çalıştığını Belirtti. Siyonistlerin Türkiye’yi savaşla yenemeyeceğini ve bunun üzerine ülke içinde kaos yaratmaya çalıştığını vurguladı. Uğurlu, "Merhum Necmettin Erbakan hocamızın meşhur bir sözü var: Siyonistler diyor ki; Türkiye’yi İsrail’e bin yıldan beri vilayet yapmayı başaramadık. Beş sene Cihan Harbi’yle uğraştırdık, ardından beş sene İstiklal Harbi’yle yıprattık, gene bunları yıkamadık. Öyleyse stratejimizi değiştiriyoruz.’ Türkiye’yi İsrail’e vilayet yapmak için harp yolunu bırakıp, bu zor, pahalı, meşakkatli yol yerine, daha ekonomik ve kolay olan şu yolu, Haim Nahum doktrinini uygulayacağız. Buna göre: Türkiye’yi aç bırakacağız, işsiz bırakacağız, borca esir edeceğiz, dininden uzaklaştıracağız, kamplara kutuplara ayıracağız, sonra bunları birbiriyle çarpıştırıp yumuşak lokma haline getireceğiz ve sonra bu yumuşak lokmaları yutacağız!
Bugün tatbik edilen politika budur! Bunlar Dış güçlerin ve Avrupa’nın gözüne girmek için; “Efendim, Avrupa bizim şimdi Kürt meselesi diye bir meselenin üzerinde çalışmamızı ve Sevr’e zemin hazırlamamızı istiyor” diyemedikleri için! Bunun yerine, kendilerini akıllı zannederek “Aaahhh ey millet, siz annelerin acısını bilmezsiniz! Ey millet, bu terörü tarihe gömeceğiz” diye halkı aldatacaklarını sanıyorlar. Bana bak yaaa, sen ağzındaki baklayı çıkarsana. Bu dış güçler, İlle Kürt meselesi diye, Türkiye’nin bölünmesini istiyorlar. Bu yolda çalışmamızı dayatıyorlar diye gerçeği, ortaya koysanıza! Bunlar dış güçlerin kışkırtması ve Haim Nahum planıdır. Türkiye’yi bölmek için oynanan oyunlardır. Bizim Türk-Kürt diye, ayrım diye bir meselemiz yok! Kürt-Türk birbirimizin kardeşiyiz. Tek bir milletiz, tek bir ümmetiz. Tarih boyunca da birbirimizle kardeş olarak yaşamışız. Siyonizm bizi bölmek için böyle şeyleri çıkarıyor, alet olmamak lazım" ifadelerini kullandı.
'SORUNLARIMIZIN İLACI FİKREN VE RUHEN MİLLİ OLMAKTIR'
Siyonistlerin yeni karargâhı olması için hazırlanan Çin’de, Doğu Türkistan’a karşı büyük bir zulüm gerçekleştiğinin altını çizen ESDER üyesi Uğurlu sözlerini şu sözlerle noktaladı: "Çin'in mazlum ve onurlu Doğu Türkistan’da yaptığı utanç verici uygulamaları ve soykırıma varan zulmünün ardında da Siyonist şebekenin izleri görülmektedir. Unutulmamalıdır ki zulme sessiz kalan da zulmü yapan gibidir. İki çeşit zalim vardır. Biri zulmeder diğeri zulme ses çıkarmaz. Ses çıkarmayanın niyeti ne olursa olsun, o da en az zulmeden kadar zalimdir. Bırakın zulme sessiz ve duyarsız kalmayı tüm imkanlarıyla zalimin yanında olan yöneticilerimiz, idarecilerimiz var. Ülkemizde yaşanan maddi - manevi tüm sorunların da, Dünyanın dört bir yanında yaşanan zulüm ve vahşetin bertaraf edilmesinin de gerçek anlamda ilacı; fikren ve ruhen milli olmaktır. Milli Güç unsurlarını akıllıca ve gerektiği etkinlikte kullanmak, D-8'leri canlandırmak, İslam birliğine öncülük etmek, yani inanç, şuur, azim ve kararlılıkla çalışmaktır."
Kaynak:Ali Kaan Kurşun





Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.