"Eğlence ile yatıp festivalle kalkıyorlar"

"Eğlence ile yatıp festivalle kalkıyorlar"

Saadet Partisi Konya İl Başkanı Hüseyin Saydam, “Arsa satıp, tarla satıp eğlenceye yatırıyorsunuz. Adını da Konya Modeli koymuşlar. Model dedikleri şey bu.” dedi

Saadet Partisi Konya İl teşkilatı haziran ayı İl toplantısı İl Başkalığında gerçekleştirdi.

Divan toplantısına Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Bülent Kaya da katıldı. Saadet Partisi İl ve ilçe yönetimleri ile birlikte çok sayıda üyenin katılım sağladığı divan toplantısı konuşmaların ardından rapor sunumları ile devam etti. Divan toplantısında partililere hitap eden Bülent Kaya, “Kamu yönetiminde liyakat ve eşitlik ilkesinde, bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının dini, mezhebi ve etnik kimlikleri ne olursa olsun kamu tarafından tanımlanmış, belirlenen şartları taşıyan herkesin kamuda rahatlıkla yer alabileceği ve mülakat uygulamasına son verilerek özellikle yazılı bir sınav sistemi içerisinde en yüksek puandan başlayarak herkesin kamuda yer aldığı bir sistemi inşa etmek zorundayız. Geçmiş dönemlerde de 'ötekisi' olan bir devlet vardı, şimdi de 'ötekisi' olan bir devlet var. Bizim sağlamamız gereken, 'ötekisi olmayan', 85 milyonluk bir devlet inşa edebilmek” dedi.

SORUNLAR MİLLİ GÖRÜŞ İKTİDARINDA ÇÖZÜLEBİLİR

 Ülke olarak eğitimden dış politikaya ekonomiden sosyal yaşama kadar birçok sorunun olduğunu dile getiren Kaya, “TÜİK rakamlarına göre dört milyon işsizin olduğu bir ülkede bugün çok daha fazla işsizin olduğu gayet açık bir şekilde ortadadır. Yurt içi hasıla anlamında ilk 20’de olan ülkemizin artık 23’üncü sıraya doğru gerilemeye başladığı kurumlara güvenin son derece zayıfladığı ve bir türlü kurumsallaşmasını tamamlayamayan bir cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle karşı karşıyayız. Bütün bu açmazlar içerisinde kritik bir tarih vardır. Üzerinden çok değil, sadece 1 ay geçti. 8 liralarda olan, 9 liralarda olan dolar kurunun Aralık ayından 18 liraya çıktığını gördük. Bir ay sonra. Ekonomide her şey dört dörtlük denilen bir süreçte Aralık enflasyon oranının Sadece aylık oranını yüzde 13’e çıktığı bir Türkiye fotoğrafıyla karşı karşıya kaldık. 8 lira olan mazotun 6-7 aylık bir süreç içerisinde 30 TL'leri aştığını görüyoruz. Ve yine faiz giderlerinin, bütçe açıklarının katmalara arttığını Ocak 2022 de 700 milyar civarında olan faiz yükümüzün bugün 2 trilyon2 yüz milyara yaklaştığını, yani sadece altı aylık süreçte faiz giderlerimizin yani faiz yükümüzün 3 kat arttığı, arttığı bir Türkiye fotoğrafıyla karşı karşıyayız Değişim tek başına elbette yeterli değil. Bu değişimin yerine bu iktidarın bıraktığı tahribatları onaracak ve bu ülkeyi yeniden özellikle dış politikada şahsiyetli bir dış politika iç meselelerine ve ekonomide de huzurlu refaha erişmiş üretime dayalı yolsuzluk ve israfı kaldıracak bir iktidara ihtiyacı var. Dolayısıyla bu problemlerin çözülebilmesi için piyasaya ve vatandaşlara güven veren bir iktidar şarttır dedi.”

“ZENGİNLERİMİZ FAİZ ALIR, VERGİLERİMİZ FAKİRDENDİR”

 İktidarın ekonomi politikalarına eleştiriler getiren Bülent Kaya, sözlerine şöyle devam etti: “Güvenin de ilk unsuru kısa, orta ve uzun vadede ortaya koyduğunuz hem ekonomik hem sosyal politikaların vatandaşa bir güven vermesi lazım. Eğer sizin kısa vadeli olarak ortaya koyduğunuz planları bırakın orta ve uzun vadeli planları kısa vadede planlar bile birkaç ay içerisinde yerle yeksan oluyorsa bu ekonomik politikalarınıza ne piyasaların ne iş adamların ne de vatandaşların elbette güvenmesi söz konusu olamaz. Daha 6 önce yaptığımız bütçede dolar kurunun 2022’nin sonuna kadar 9 TL civarında olacağını ön görerek bir bütçe hazırladınız. Ve yine enflasyonun 20’lerde olacağını öngörerek bir bütçe hazırladınız. Çok geçmeden henüz sizin bu kasım ayında getirdiğiniz bütçe ocak ayında yürürlüğe girmeden Dolar kuru 18’lere enflasyon Aralık ayında sadece aylık 13’lere çıktı. Bugün de dolar kurunun her geçen gün arttığı ve enflasyonun sene sonuna doğru üç haneli rakamlara çıkacağı bir Türkiye fotoğrafında Hiç kimse sizin ortaya koymuş olduğunuz ne kısa ne orta ne de uzun vadeli planına güvenerek üretim yapmaz, yatırım yapmaz. Dolayısıyla da bu ülkede istihdam olmaz. Onun için hani eskiden bir söz vardı derlerdi ya zenginlerimiz bedel öder. Askerimiz fakirdendir diye artık süreç değişti zenginlerimiz faiz alır. Vergilerimiz fakirdendir diye fakirlerin vergi verdiği ama zenginlerin ise sürekli devletten faiz aldığı bir ekonomik süreçle karşı karşıyayız. Faizi indirdik diyorlar, yüzde on dört politika faiziyle hazine Merkez Bankası, bağ özel bankalara mevduat veriyor, para veriyor. Bankalardan yüzde 14’ten aldıkları parayı yüzde 23, yüzde 24’le devlete geri satıyorlar..”

“EĞLENCE İLE YATIP FESTİVALLE KALKIYORLAR” 

Partisinin Haziran ayı divan toplantısında partililere hitap eden Saadet Partisi Konya İl Başkanı Hüseyin Saydam, “Şehrimizde alışık olmadığımız sel baskınları yaşanıyor. Son dönem yağan yağmurlar alt geçitlerde, yollarda su birikintilerine, su baskınlarına sebep oluyor. Sizler de takip ediyorsunuzdur. Bununla ilgili sosyal medya hesaplarına çok sayıda şikâyet geliyor. Bu durum son bir iki yıldır yaşanıyor. Bununla ilgili de önlem alınması gerekiyor, gerekli altyapı çalışmaları yapılması gerekiyor. Ancak yaparlar mı? Yapabilirler mi? Zannetmiyorum. Yapamazlar. Yapmıyorlar da zaten. Aynı şekilde bununla ilgili de hiçbir adım attıklarını göremiyoruz. İşleri güçleri eğlence. Eğlence ile yatıp, festivalle kalkıyorlar. Hem ülke, hem şehrimiz ekonomik olarak zorda. Bu yaptığınız işler bolluk zamanında yapılması gereken işler. Bakın şehrin belediye adına yapması gereken işleri bile yapamıyorsunuz. Ya da yapmıyorsunuz. Arsa satıp, tarla satıp eğlenceye yatırıyorsunuz. Adını da Konya Modeli koymuşlar. Model dedikleri şey bu. Çevre ve Şehircilik Bakanı belediyelerimize arsa temin ediyor. O arsalar adil olmayan, şeffaf olmayan bir şekilde sermaye sahiplerine satılıyor. Vatandaşa da o parayla eğlence düzenleniyor. Sonra da eğlenceye katılım sayılarını yayınlayıp; bakın yaptığımız faaliyetlerden vatandaş memnun algısı oluşturuyorlar. İnancımıza, örfümüze, adetimize uygun olan ne eğlenceye ne de festivale karşıyız. Ancak; bir tarafta şehrin problemleri dururken diğer tarafta bu tür önceliği olmayan programların yapılmasına, şehrin kaynaklarının israf edilmesine tabi ki karşıyız.  Yollarımız köstebek yuvasına dönmüş. Yaptığınız yamalara da yama yapıyorsunuz. Doğru düzgün ne altyapı çalışmanız var ne asfalt çalışmanız. Denetimsizlik had safhada. Kimin ne yaptığı belli değil. Çıkın şehirde bir gezin. Yolların halini görün. Kaldırımların halini görün. Yeni döktüğünüz asfaltlara bile üzerinden 2 yıl geçmeden yama yapıyorsunuz. Bitti zannettiğiniz kavşaklar daha yarım yamalak duruyor. Gidin bir bakın! 

“TARIMIN MERKEZİ OLAN ŞEHİRDE TARIM YAPILAMAZ HALE GELDİ”

İktidarın tarım politikasına eleştiriler getiren eden Saadet Partisi Konya İl Başkanı Saydam, sözlerini şöyle tamamladı: sıkıntının, Tarımın merkezi olan bir şehirde yaşıyoruz. Sahada yaptığımız çalışmalarda da yakinen gördük ki; tarımın kalbi olan bu şehirde, tarım yapılamaz hale gelmiş. Tohum, gübre, mazot, ilaç, elektrik fiyatlarının aşırı zamlanmasından kaynaklı olarak çiftçimiz ekemez, dikemez hale gelmiş. Şehrimiz; hayvancılıkta da süt üretiminde de söz sahibi. Aynı şekilde yem fiyatlarının aşırı olması elektrik ve mazot fiyatlarının aşırı olması hayvancılığın da yapılamaz hale geldiğini gösteriyor. Bu işle iştigal eden besicilerimiz, üreticilerimiz de söylüyor: Her gün zarar ediyoruz diyorlar. Bırakacağız bu işi diyorlar.  İktidar; doktorlara giderlerse gitsinler dediği gibi, çiftçiler için de bırakırlarsa bıraksınlar rahatlığında. İthal ederim mantığında. Yurtdışından ekilecek arazi kiralamaları da bunu gösteriyor zaten. Böyle bir rahatlığın, böyle bir sorumsuzluğun içerisindeler.  İyi de nereye kadar? En basit gıda ürünlerinden tutun da, kağıda varıncaya kadar, çalışan işçiden tutun da kanunlarımıza varıncaya kadar her şey ithal. En azından kendi yağıyla kavrulmaya çalışan, az çok kendi ekmeğini kazanmaya çalışan çiftçimiz var ama o bile gözlerine görünüyor onu bile çok görüyorlar. Her gün azalan, üretimi bırakan az bir çiftçimiz var onu da tamamen bitirmenin peşindeler.  Üreticimiz, çiftçimiz, besicimiz zarar ediyor. Pe ki onlar zarar ederken tüketici kar ediyor mu? Hayır. Tüketici de hem et ürünlerinin hem süt ürünlerinin çok pahalı olduğundan, alamadıklarından şikâyetçi. Ülkemiz şartlarında en çok buğday üretiminin olduğu şehrimizde daha önceki gün ekmek 3,5 tl oldu. Simit 5 tl. Pancar üreten 3-4 şeker fabrikamızın olduğu ilimizde dün şeker yine zam gördü. Bunlar en basit olmazsa olmazlarımız. Diğer ihtiyaçlarımızı ifade bile etmiyorum. Hem üreten hem tüketen genel bir memnuniyetsizlik içerisinde

SAİT ÇELİK

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
23 Yorum