Dumanlı: Eğer örgütse Erdoğan da yargılansın

Dumanlı: Eğer örgütse Erdoğan da yargılansın

Dumanlı, Ak Parti ve cemaat arasında 17 Aralık'tan bugüne kadar yaşananları anlattı.

Ahmet Hakan'ın Hürriyet Gazetesi'nden her Çarşamba yaptığı röportajların konuğu bu hafta Zaman Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı oldu. Dumanlı AK Parti ce cemaat arasında 17 Aralık'tan bugüne kadar yaşanan gelişmeleri çok çarpıcı açıklamalarla bir kez daha hatırlattı. İşte olay yaratacak Ekrem Dumanlı ve Ahmet Hakan röportajından çarpıcı başlıklar:

KIRMIZI KİTAP

Cemaat, Milli Güvenlik Kurulu'nda konuşuluyor. Devletin "Kırmızı Kitap"ına giriyor. Nasıl
değerlendiriyorsunuz bu durumu?

EKREM DUMANLI: İddialar doğruysa, yani "Gülen Çalışma Grubu" diye bir grup kuruluyorsa, bu eninde sonunda yargıya intikal eder. 28 Şubat'ta Batı Çalışma Grubu kurulmuştu. BÇG suçsa, bu da suç. Bülent Arınç gibi 28 Şubat günlerini yaşamış siyasiler neden bu duruma bir şey demiyorlar?

Demiyorlar. Çünkü şöyle düşünüyorlar: "Cemaat, devleti ele geçirmek istedi. Seçilmiş hükümete yargı mensupları ve polisler eliyle darbe yapmak istedi". Kalkış noktaları bu... Bu nedenle 28 Şubat'la en küçük bir benzerlik kurmuyorlar. Haklı değiller mi?

EKREM DUMANLI: Değiller... Çünkü Cemaat hakkında çok şey söylenebilir, eleştiri yapılabilir ama Cemaat'e örgüt demek büyük vebaldir, büyük suçtur. Eğer Cemaat örgütse... Tayyip Erdoğan'ın da bu örgüte üye olmaktan yargılanması gerekir.

Niye yargılansın ki?

EKREM DUMANLI: Arınç'ın yaptığı konuşmayı hatırlayın. "Başbakanımız beni Hocaefendi'ye gönderdi, bir emirleri var mı diye sordu" demedi mi? Olimpiyat Stadı'na gidip "Hasretle bekliyoruz" denmedi mi?

Bir dakika... Bu işin bir tarihi var. Sizinle hükümet arasında büyük bir mutabakat vardı. O mutabakat bitti. 17 Aralık'ta kılıçlar çekildi. Hükümet kanadı o günden beri şunu söylüyor: "Biz yanılmışız. Biz kendilerine 'Alnı secdelidirler' diye destek veriyorduk ama onlar bize darbe yapmaya kalkıştılar". Yani sizin suçunuzu buradan başlatıyorlar.

EKREM DUMANLI: Bu çok keyfi bir yorum... Yani bizimle beraberseniz meşrusunuz, bazı konuları beraber yapmadığımızda ya da aynı düşünmediğimizde gayrimeşrusunuz. Böyle mi yani? Sonuçta iş buraya çıkıyor.

Hayır, oraya çıkmıyor. Siz seçilmiş hükümete ve onun başkanına operasyon çektiniz, bürokrasideki adamlarınız eliyle. Suç burada başlıyor. Bunu söylüyorlar.

EKREM DUMANLI: Bu çok ağır bir iddia... Bu tamamen kendini kurtarma adına geliştirilmiş bir retorik. 17 Aralık nedir? Bir yargı süreci, bir soruşturma süreci değil mi? Bu soruşturma sürecinde aktif rol alan insanlar belli. Savcılar belli, polisler belli. Şimdi bu insanlar bir yanlış yapmışsa bu yanlışın hesabını onlardan sorarsın. Ama sen ne diyorsun? "Bunlar topyekûn gizli bir odaktır, efendim biz sonradan farkına vardık, bunlar örgüttür" diyorsun. Bu olmaz.

SAVCILARIN CEMAATÇİ OLDUĞUNU İSPAT ETSİNLER

Siz suçlamanın farkında değil misiniz? Size deniyor ki: Bunlar yargıya, polise egemen olmuş bir yapı... Emri Pensilvanya veriyor, buradaki savcı, polis harekete geçiyor. Size yönelik temel suçlama bu.

EKREM DUMANLI: Hodri meydan! İspat edin diyoruz.

Ama işte bu kanıtlanması zor bir ilişki biçimi... Teknik olarak ispatta zorluk var.

EKREM DUMANLI: 17 Aralık'ta tutuklama talebinde bulunan savcı Ekrem Aydıner idi. Aynı savcı, şimdi takipsizlik kararı verdi. Bu adam Cemaatçi mi, değil mi? Mesela Zekeriya Öz'le oturanlar, konuşanlar bu iktidarın temsilcileriydi. "Biz Ergenekon'un savcısıyız" diyenler, şimdi Öz'e "Cemaat'in adamı" diyorlar. İşte Ali Fuat Yılmazer. Ben hayatımda bir kerecik bile görüşmedim. Yandaş medyadaki arkadaşların haftalık sohbet arkadaşıydı. "Ali Fuat Yılmazer dedi ki" diye konuşurlardı. Ne oldu? Bir anda "Cemaat'in adamı" oldu. İşinize gelen durumda sizin adamınız oluyor, işinize
gelmeyen durumda "Cemaat'in adamı"... İşte bu yüzden diyorum ki: İspat et kardeşim.

SANKİ KAFASINA SAKSI DÜŞMÜŞ

Hüseyin Gülerce'nin Cemaat'ten ayrılışı konusunda ne diyorsunuz?

EKREM DUMANLI: Cemaat işi, gönül işidir. Dilekçeyle girilmez, dilekçeyle çıkılmaz. Gönlün olursa gelirsin, gönlün olmazsa gidersin. 7 Şubat'ta MİT krizinin hemen ertesi günü Zaman gazetesi "O Savcılar hep haklı çıktı" diye manşet atmış.

Hüseyin Gülerce, atılan o başlığı Cemaat'in hükümete savaş açması olarak yorumluyor. Ne diyorsunuz?

EKREM DUMANLI: Hüseyin Bey yanlış hatırlıyor. Öyle bir manşet atmadık. Doğru değil bu... 12 Şubat tarihinde attığımız manşet şu: "Savcı görevden alındı". Gülerce'nin sözünü ettiği başlık, bu manşetin altında yayınladığımız, yargı muhabirimiz Büşra Erdal'ın kaleme aldığı bir haber analizin başlığıdır. O analiz de 7 Şubat savcılarıyla ilgili bir analiz değildi.

Gülerce'nin Cemaat'e yönelik eleştirilerine ne diyorsunuz?

EKREM DUMANLI: Yanlış söylüyor, yanlış söylediğini kendisine hatırlattığımız halde yanlışını ısrarla tekrarlıyor. Ayrılıp gidebilirsin, ürkebilirsin, hatta korkabilirsin. İncitici ve ağır sözler söylemeye ne gerek var.

Gülerce "17 Aralık'ta Cemaat, hükümete darbe yapacaktı" diyor. Haksız mı bu konuda?

EKREM DUMANLI: İyi ama Hüseyin Gülerce'nin 17 Aralık'tan sonra yazdığı yazılar var. Hükümeti eleştiriyor o yazılarda. 17 Aralık darbe girişimiyse, 17 Aralık'tan sonra neden hükümeti eleştirmiş? Hüseyin Bey'in hali eski Türk filmlerinde kafasına saksı düşüp de bir anda hafıza kaybına uğrayanlara benziyor. Cemaat'le ilgili kanaati değişiyor, Başbakan'la ilgili kanaati değişiyor. Çift taraflı topyekûn bir değişim geçiriyor. Buradan bir Aydın duruşu ve Aydın cesareti çıkar mı?

KOZANLI ÖMER KİMDİR?

"Kozanlı Ömer" diye anılan biri var. Cemaat'in polisteki yapılanmasının baş sorumlusu olduğu söyleniyor bu kişinin. Zaman gazetesine gidip geliyormuş. Doğru mu?

EKREM DUMANLI: Zaman gazetesine bir kere gelmiş, üniversitede beraber okuduğu bir arkadaşını ziyaret etmiş, gitmiş. Bunu bin defa yazdılar. Açıklama yaptık. "Bu adam bir kere gelmiş" diye... Ne yani? Gelemez mi? Gelip arkadaşını ziyaret edemez mi? Ayrıca bu adam, Hanefi Avcı'nın kitabındaki iddialar nedeniyle gitmiş savcılığa ifade vermiş ve hakkında takipsizlik kararı verilmiş.

NEDEN CEMAATİ BIRAKIYORLAR

Nurettin Veren, Kemalettin Özdemir, Ahmet Keleş, Latif Erdoğan... Ve son olarak Hüseyin Gülerce... Neden Cemaat'te en önemli yerlere gelmiş bu isimler, Cemaat'ten kopuyorlar ve aleyhte konuşmaya başlıyorlar?

EKREM DUMANLI: Bu tür kopmalar her yapıda söz konusu olabilir. Partilerde, şirketlerde, spor kulüplerinde olabilir... AK Parti'de yok mu kopma? Bana dönemin başbakanı Erdoğan bu konuyu sormuştu, ben de "Sizdeki zayiat bizdekinden çoktur" demiştim. Bu işler böyledir.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.