Doğu Türkistanlılar ölmeyi kurtuluş olarak görüyorlar!

Ümmetin kanayan yaralarından biri olan Doğu Türkistan'daki zulme engel olabilmek adına bu Ramazan Bayramında bir farkındalık oluşturuldu. Sosyal medya mecralarında yüz binlerce paylaşım yapılarak, Doğu Türkistanlı Müslümanların yalnız olmadığı mesajı verildi. Türkiye gündemine oturan bu paylaşımlar ile zulmü duyurarak engel olmaya çalışıldığı ifade edildi. Yaklaşık 3 yıldır ciddi bir iletişim probleminin yaşandığı Doğu Türkistan'da Müslüman nüfus sessizce yok edilmeye çalışılıyor. Toplamda bin 200 kampta 500 bin çocuk hem ailesinden hem de dininden koparılmaya çalışılıyor.  Doğu Türkistan’daki ahlaksız uygulamaların ve işkencelerin zirve yaptığı biliniyor. İnsan ahlakına ve onuruna yakışmayan şeylerin Müslüman bir coğrafyada yaşanması yine yürekleri dağlıyor.  Eğitim kamplarına alınan Doğu Türkistanlı Müslümanlar çeşitli işkencelere maruz bırakılıyor. Fiziksel şiddet gören Doğu Türkistanlılar, psikolojik şiddete de uğruyor. Zulme uğrayan Müslümanları ise en fazla üzen olay, onları dinlerinden ve geleneklerinden uzaklaştırmak için uygulanan uygulamalar oluyor.   

DOĞU TÜRKİSTAN AÇIK HAPİSHANEYE DÖNDÜ

Doğu Türkistan’ın bugün tam anlamıyla bir açık hapishaneye döndüğünü söyleyen NEÜ Öğretim Görevlisi Dr. Yusuf Sami Samancı, 2017 yılından bu yana Doğu Türkistanlı Müslümanların her birinin attığı adımın anlık olarak kayda alındığını ifade etti. Çin zulmünün evlere kadar girdiğini, özgürlük tanımadığını ve hak ihlal ettiğini dile getiren Samancı, “Vahşetin boyutu sürekli artıyor. Özellikle dinini yaşamak isteyen Doğu Türkistanlı Müslümanlara karşı zorbalık çok daha fazla. Namaz kılanlar, başörtüsü takan kadınlar zorla eğitim kamplarına götürülüyor. Bu zorbalığa ise sessiz kalınıyor” şeklinde konuştu. 

ATEİSTLER MÜSLÜMANLARA DERS VERİYOR!

“Çin, en ağır işkenceyi, dini inancını yaşamak isteyenlere yapıyor” diyen Samancı, şunları kaydetti: “Kamplarda en ağır işkencenin yapıldığı bölüm, Müslümanların dini inancını kaybetmesine yönelik olduğu bölüm. Ateistler, Doğu Türkistanlı Müslümanlara kendi düşüncelerini, yaşam biçimlerini empoze etmeye çalışıyor. Bunun için çeşitli konuşmalar yapıyorlar. Doğu Türkistanlı kızlarımız, zorla Ateistler ile evlendiriliyor. Çin uygulamalarına karşı gelenlere psikolojik baskının yanı sıra dayak da atılıyor. Bütün yıldırmalara ve işkencelere rağmen, dini anlayışından taviz vermek istemeyen Müslüman kardeşlerimiz oluyor. Çin, o andan itibaren işkence konusunda çok daha acımasız davranıyor. Müslümanlara kimyasal madde veriliyor. Şuur kaybı yaşanıyor. Elektrikle şok veriliyor. Müslümanlar, bu ağır işkence altında sadece dinini değil, kendi benliğini de unutuyor. Kimseyi tanımaz bir hale geliyor. Çok yazık.” 

BİR MÜSLÜMAN BU UYGULAMALARI NASIL KABUL EDEBİLİR?

Öğretim Görevlisi Dr. Yusuf Sami Samancı, şu cümleler ile konuşmasını noktaladı: “Ateist anlayışına bağlı kişiler, Doğu Türkistan'a yerleştirildi. Hatta bu insanları, Doğu Türkistanlı Müslümanların her birinin evine dağıttılar. Müslümanlara 'Bunlar sizin akrabanız, onlarla iyi geçinin' dediler. Onlar da Müslümanların yapıp ettikleri tüm şeyleri raporlayıp, talimat aldıkları yerlere iletiyorlar. Bu uygulamaya karşı çıkanlar, sorgusuz sualsiz işkence kamplarına gönderiliyor. Müslümanların, evlerine yerleştirilen bu Ateistlerle de iyi geçilmesi şartı koşuluyor. Ateistlere karşı gelen olursa, onlar da kamplara gönderiliyor. Uygur Türklerinin arasına yerleştirilen bu adamların tek amacı, Doğu Türkistanlılar’ı asimile etmek. Çin Komünist partisinin sempatizanlığını yapmak.  Bu tarz bir uygulamayı hangi Müslüman kabul edebilir? Doğu Türkistanlı kardeşlerimiz bu ahlaksız uygulamaya maruz bırakılıyor. İslam dininin kabul etmeyeceği her şey, bugün Doğu Türkistan'da devletin kuralı haline gelmiş. Camilerin üzerine ‘Allah yok’ yazılıyor.  Açık konuşacağım. Bunu daha önce de dile getirmiştim, Ölüm, Doğu Türkistanlı Müslüman kardeşlerimiz için bir kurtuluş Doğu Türkistanlılar için. Çin, kardeşlerimizi öldürmüyor ama yaşama hakkı da tanımıyor.” 

EMRE ÖZGÜL