Demirel: Konya'daki dev araziyi ranta kurban etmeyin
Konya'da Meram Yeniyol üzerinde bulunan ve Ağır Bakım olarak da bilinen 56. Bakım Müdürlüğü'nün arsası ile ilgili yetkililere seslenen Saadet Partisi Konya İl Başkanı Mehmet Demirel, “Buradaki arsa ile ilgili Konya Büyükşehir Belediye Başkanına bazı soruları sormak istiyorum. Bu arsa Genel Kurmaydan yeşil alan yapılacak diye satın alınmadı mı? Bu arsada tüyü bitmemiş yetimin hakkı yok mu? Burası Meram, Konya’nın yeşil alanı oksijen deposu denilen yer 4-5 zengin ev sahibi olsun diye ranta mı kurban ediliyor? Burası vakıf arazisi değil mi? İnanın Konya’nın geleceğini satıyorsunuz. Oksijenini yeşil alanını heba ediyorsunuz. Konyalı olan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a, İnşaat Mühendisi Milletvekili Selman Özboyacı’ya sormak istiyorum. Konya’nın en kıymetli yeri ranta kurban edilirken sessiz kalmayı mı uygun görüyorsunuz? Yoksa Bunlar bizim partiden bizim hükümetten mi diyorsunuz” diye konuştu
‘HESABINI VEREMEYECEKSİNİZ’
“Konya’nın geleceğini mahvediyorsunuz, satıyorsunuz” diyen Demirel, şunları söyledi: “Yazık çok yazık yazıklar olsun. Ben buradan cumhuriyet başsavcılığına ve vatanını milletini seven adaletli yöneticilerine sesleniyorum. Belediyeyi yönetenler aklı selim ile düşünemiyorlar. Şehrin en kıymetli yerlerini çocuklarımızın gençlerimizin geleceğini satıyorlar. Buna ses çıkarmayacak mısınız Yoksa hükümetin partisi diye sessiz mi kalacaksınız. İnanın bu tüyü bitmemiş yetimlerin hakkı boynunuzda olacak. Tarih sizi yargılayacak. Konya’nın en kıymetli yerlerinin yeşil alan olması gerekirken ranta kurban edilmesinin hesabını veremeyeceksiniz.”

‘BELEDİYENİN YAPTIĞI HER 100 LİRALIK HARCAMANIN YAKLAŞIK 13 LİRASI FAİZE GİDİYOR!’
Belediyenin yaptığı her 100 liralık harcamanın yaklaşık 13 lirası faize gittiğini söyleyen Başkan Demirel, yetkililere seslenerek, “Bu gidişata dur deyin” dedi. Demirel, sözlerine şu şekilde devam etti: “Olayın bir başka boyutu da şöyle; Belediye bu satıştan tam 3 milyar 502 milyon lira gelir elde etti. Evet, kulağa çok büyük bir rakam gibi geliyor, değil mi? Fakat acı gerçek şu ki, bu kadar büyük bir parayla bile belediyemizin 2025 yılında ödeyeceği faiz borcunu karşılayamıyor. Yani belediyemiz, çok yüksek bir fiyata bir arsayı satarak elde ettiği gelirle sadece faiz ödemesini dahi karşılayamıyor. Üretime, hizmete, yatırıma gidecek para faize gidiyor. Bu tablo gerçekten düşündürücü. Daha da vahimi, bu sadece bir yıllık durum değil. 2025 yılı için faiz ödemesi 3,5 milyar lira. 2026 yılında 4,5 milyar, 2027 yılında ise neredeyse 6 milyar lira olması öngörülüyor. Evet, yanlış duymadınız: sadece faiz ödemesi! Bu rakamlar sadece Konya Büyükşehir Belediyesi’ne ait. Türkiye genelinde tabloyu siz düşünün.
Buradan belediye yöneticilerine sesleniyorum: Her yıl milyarlarca lirayı faize ödemek doğru bir yönetim anlayışı değildir. Bu gidişata bir dur deyin! Konya için gerçekten acil olmayan, ertelenebilir yatırımları bir süreliğine durdurun. Önceliğimiz şehrimizin geleceğini ipotek altına alan bu faiz yükünden kurtulmak olmalıdır. Belediyenin yaptığı her 100 liralık harcamanın yaklaşık 13 lirası faize gidiyor. Bu sürdürülebilir bir tablo değildir. Halkın parasını faize değil, Konya’nın kalkınmasına harcayın.”
‘AK PARTİ- CHP KAVGASINA ÜLKE KURBAN EDİLEMEZ’
Konya’nın geleceğini ilgilendiren bir diğer önemli meselenin su sorunu olduğunu ifade eden Demirel, “Bugün Konya’mızın karşı karşıya olduğu en büyük sorunlardan biriyle karşınızdayım: su krizi. Bir zamanlar bereketin simgesi olan bu topraklar, bugün susuzlukla, kuraklıkla ve ihmalin sonuçlarıyla boğuşuyor. Göllerimiz kuruyor, yeraltı sularımız tükeniyor, tarlalarımız çatlıyor. O güzelim Obruk Gölü’nün, Beyşehir’in, Ereğli Sazlıkları’nın her geçen gün gözlerimizin önünde yok oluşuna tanıklık ediyoruz. 2013 yılında Belediye yetkilileri ve o dönemin milletvekilleri dediler ki: “Mavi Tünel projesiyle Konya’nın su sorunu 50 yıl boyunca tamamen çözülecek. Aradan on yılı aşkın bir süre geçti. Peki, bugün 2013 yılında su sorununu çözeceğiz diyen yetkililere sormak istiyoruz: Nerede o akan sular? Nerede o 50 yıllık çözüm? Bugün Konya hâlâ susuzlukla mücadele ediyor. Çiftçilerimiz tarlasını sulayamaz hâle geldi, göllerimiz birer birer kuruyor. Çiftçimiz, artık tarlasını değil, damla damla kalan suyu ölçer hale geldi. Elektrik faturaları, kuyuların maliyeti, azalan verim. Bu tablo sadece bugünün değil, geleceğimizin de habercisidir. Hükümet gereken yatırımları yapmıyor. Bir AK Parti- CHP kavgasına ülke kurban edilemez. Bir tarafta denize akan tatlı su kaynaklarımız, bir yanda susuzluk ve tarımın iflas edilmesi Eğer bugün önlem alınmazsa, yarın Konya Ovası’nda tarım yapmak neredeyse imkânsız hale gelecek” diye konuştu.
‘EĞİTİMDE ADALET SAĞLANMIYOR’
Eğitim sisteminde ciddi sorunlar yaşandığına dikkat çeken Mehmet Demirel, şunları kaydetti: “Son günlerde lise eğitiminin 4 yıldan 2+2 veya 3+1 modele dönüştürülmesi ihtimali, ülkemizde geniş yankı uyandırdı. Bu düzenlemeyi ülkemiz için sevindirici bir haber olarak görüyorum. 4+4+4 yıllık zorunlu eğitim maalesef ülkemizde kötü sonuçlara yol açmıştır. 12 yıllık zorunlu bir eğitim hayatından sonra sanayilerimizde çırak bulunmamaya başlandı. Uzun yıllardır 4+4+4 uygulanmasına rağmen, eğitim sistemimizin çıktılarına baktığımızda başarılı olmadığını görüyoruz. Bu sebeple eğitim sistemimizi milletimizin ihtiyaçları doğrultusunda yeniden yapılandırmak kaçınılmaz hale gelmiştir. Zorunlu eğitim süresinin kısaltılması ve mesleki yönlendirmenin ortaokul seviyesinde başlatılması, çocuklarımızın yeteneklerini daha erken keşfetmesine ve üretim gücümüzün artmasına vesile olacaktır. Bu sayede gençlerimiz iş dünyasına daha donanımlı ve özgüvenli adım atacaktır. Bu arada önce ahlak ve maneviyatı öncelemeyen insani değerlerin hiçe sayıldığı adaletin sağlanmadığı hiçbir eğitim sisteminin başarıya ulaşması mümkün değildir.”
‘BELEDİYELER BİNALARA SAĞLAMLIK TESTİ YAPMAZLAR MI?’
Kocaeli Gebze’den gelen göçen bina haberine ilişkin de değerlendirme yapan Demirel, “Bu vatandaşlar bu kadar mı sahipsiz” diye sordu. Demirel, “Gebze’de göçen bina ile ilgili basından edindiğimiz bilgilere göre ölüler ve yaralılar var. Bu işin sorumlusu kim? Belediyeler binlerce lira emlak vergisi, çevre vergisi, temizlik vergisi ve benzeri vergiler almaktadırlar. Bu belediyeler bu binalara sağlamlık testi yapmazlar mı? Ülkemiz deprem ülkesi çevre ve şehircilik bakanlığının bu konuda yapacağı bir şey yok mu? Herkes bu kadar mı liyakatsizleşti? Bu vatandaşlar bu kadar mı sahipsiz. Geçim derdine düşmüş olan vatandaşımız güvenliğini kim sağlayacak. Maalesef insanlarımız kendi hayati ihtiyaçlarını karşılayamaz hale gelmişken liyakatsiz insanların vurdumduymazlığı can kayıplarına neden oluyor. Ben Gebze’de hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allahtan rahmet yaralılara acil şifalar diliyorum” ifadelerini kullandı.
‘TRUMP İLE İMZA ATARKEN POZ KESENLER NEREDE?’
Katil İsrail’in Filistin’deki zulmüne devam ettiğine vurgu yapan Mehmet Demirel, şunları söyledi: “Sözde barış planı adı altında Tüm dünya, 13 Ekim’de, Mısır’da Trump’ın “barış güvercini kostümüyle” sahne aldığı bir tiyatroya tanıklık etti. 2 yıldır Birleşmiş Milletler sözleşmesinde, tüm uluslararası metinlerde “soykırım” tanımına eksiksiz uyan bir vahşetin ardından Gazze’de ateşkes ilan edildi. Ateşkesle birlikte, katliamlar duracak, insani yardımlara izin verilecek, Gazze’de işgale son verilecekti. Peki ne oldu? Anlaşmanın daha mürekkebi kurumadan İsrail katliamlara başladı! Ne katliamlar durdu, ne insani yardımların önü açıldı, ne de Gazze’de işgal bitti. Şu 15-16 günde 130 kez ateşkes ihlal edildi. Şimdi sormak istiyoruz; Bu garantör ülkeler nerede? Trump ile imza atarken poz kesenler nerede? İmzaların ardından gelen yükümlülükler nerede? Anlaşma metni ile fotoğraf çektirenler nerede? Attığınız imzalar, temsil ettiğiniz devletlerin şeref ve ciddiyetidir. Bu şerefe sahip çıkmak, mazlumların yanında durmak; attığınız imzaların gereği ve mecburiyetidir. Ama daha 15 günde İmzaladığınız antlaşma bir kağıt parçasına dönüştü, çıkıp bir şey demeyecek misiniz? İsrail’e dönüp; "Garantörü olduğum antlaşmayı ihlal edemezsin, yoksa sonuçlarına katlanırsın!" diyecek bir lider yok mu? Allah aşkına siz kimin garantörüsünüz.”
‘SON ZAMANLARDA BİZ DE MİLLİ GÖRÜŞÇÜYÜZ DİYENLER ÇIKTI’
Konya ve Türkiye’de vatandaşların ciddi sıkıntılar yaşadığını söyleyen Saadet Partisi Konya İl Başkanı Mehmet Demirel, konuşmasını şu sözlerle tamamladı: “Sıkıntılar çok maalesef. Ama bu sıkıntıların çözümleri lafla olmuyor. At yarışı spikerliği gibi sıkıntıları söylemekle de olmuyor. Bunun için feraset lazım basiret lazım cesaret lazım. Bu anlayış sadece Saadet Partisi’nde var. Milli görüşte var. Son zamanlarda biz de milli görüşçüyüz diyenler çıktı. Bende buradan milli görüşçüyüz diyenlere bir soru sormak istiyorum. Yahu siz Erbakan hocamızın sağlığında neredeydiniz? Nerelerde geziyordunuz? Erbakan Hocamızın vefatından sonra mı aklınıza geldi milli görüşçü olduğunuz? Bırakın kafa karıştırmayı. Milli görüşçüyseniz gelin Saadet Partisi’ne gelin burada siyaset yapalım. Milleti oyalamayın. Erbakan Hocamızın dediği gibi Saadet Partisinden başka kim ben milli görüşçüyüm diyorsa palyaçodur. Bırakın bu algı yönetimlerini; milletin aklıyla oynamayın. Sözlerimi tamamlarken bir kez daha vurgulamak istiyorum: Bizim gayemiz, kavga etmek değil; bu aziz millete hak ettiği refahı, adaleti ve huzuru getirmektir. Konya’mızın, ülkemizin her köşesinin yeniden bereketle, üretimle ve adaletle buluşması için var gücümüzle çalışmaya devam edeceğiz.”
Kaynak:Ali Kaan Kurşun





Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.