Demirel: Biz buradayız baba ocağındayız
Saadet Partisi Konya İl Teşkilatı, Mayıs ayı Divan Toplantısı’nı yoğun katılımla gerçekleştirdi. İl başkanlık binasında düzenlenen toplantıya; Saadet Partisi Konya İl Başkanı Mehmet Demirel’in yanı sıra İl Müfettişi Ali Mücevher, Karatay Belediyesi eski Başkanı Mehmet Şen, Konya Milli Görüşçü Kuruluşlar (MİLKO) ve çok sayıda partili katıldı.
‘GAZZE KANAYAN YARAMIZ’
Gazze’nin kanayan yaramız olduğuna ve bu yaranın acısının 7 Ekim’den bu yana yüreklerde hissedildiğine değinen Saadet Partisi Konya İl Başkanı Mehmet Demirel, şu ifadeleri kullandı: "Kanayan yaramız Gazze’de, 7 Ekim’den bu yana acısını yüreklerimizde hissettiğimiz ancak maalesef hamasetten başka hiçbir şey yapamadığımız Gazze’yle sözlerime başlamak istiyorum. Gazze’de katliamlar devam ediyor. Ne yazık ki ülkemizde de Gazze savunucularının yargılanması ve Gazze ile ilgili eylem yapanlara uygulanan şiddet hafızalarımıza kazındı. Bu durum bizi çok üzüyor."
‘GELİN ÜLKEYİ BİRLİKTE AYAĞA KALDIRALIM’
Millî Görüş hareketinin kurulduğu günden bu yana milletin derdiyle dertlenen herkesle yan yana geldiğini ifade eden Saadet Partisi Konya İl Başkanı Mehmet Demirel, AK Parti’ye oy veren vatandaşlara seslenerek, “AK Parti’nin vebaline ortak olmayın. Millî Görüş’ün tek temsilcisi olan Saadet Partisi burada, baba ocağınız burada. Gelin, birlikte çalışalım. Başka maceralara, başka sıkıntılara girmeyin” diye uyarıda bulundu. Demirel sözlerine şöyle devam etti: “AK Parti’ye oy veren kardeşlerimize seslenmek istiyorum. Zaman zaman bizleri CHP ile iş birliği yapmakla, onların diliyle konuşmakla, hatta daha da ileri giderek terör örgütleriyle yan yana durmakla suçluyorlar. Evet, geçtiğimiz seçimlerde CHP ile bir ittifak yaptık. Ama şunu çok açık söyleyeyim: Biz 1969’dan beri, bu milletin derdiyle dertlenen herkesle yan yana geldik. Ve 1969’dan beri hep aynı şeyleri söylüyoruz. Belki de başkaları bugün bizim söylediklerimizi tekrar ediyor; dikkatli bakarsanız fark edersiniz. Ama biz hiçbir zaman İsrail’le, ABD’yle, emperyalistlerle aynı safta olmadık! Irak’ta çocuklarımız ölürken, kadınlarımızın onuru kirletilirken biz sessiz kalmadık ve uyarmaya devam ettik. ‘Yedi sülaleniz alnını secdeden kaldırmasa bu vebali ödeyemezsiniz’ dedik, nafile. Gazze’yi bombalayan uçaklara yakıt gönderenlerle iş birliği yapmadık. Suriye’yi bu hale getirenlerle aynı masaya oturmadık. Ortadoğu’yu kana bulayan güçlerin karşısında durduk. Biz, FETÖ’nün karşısında en başından beri durduk. Birileri onlara ‘hocaefendi’ derken, biz uyardık. ‘Bu yapının siyasi ayağı araştırılsın’ dedik. Kimin parmağı varsa ortaya çıksın, hesap versin istedik ama hep reddedildik. Kur Korumalı Mevduat’la milletin parasını faizcilere yedirmedik. Rahip Brunson meselesiyle, İsveç meselesiyle milletin kaynaklarını heba etmedik. Ülkenin milyarlarca dolarını israf etmedik. Biz, zulme nerede rastladıysak ve kime denk geldiyse karşısında durduk. Duruşumuz nettir: Hakkın, adaletin ve milletimizin yanındayız. AK Parti’ye gönül vermiş kardeşlerim! Bizim derdimiz makam değil, koltuk değil. Bizim derdimiz bu milletin yeniden huzur bulması, bu ülkenin yeniden adil bir şekilde yönetilmesidir. Ama ne yazık ki bugün iktidar sahipleri, eleştireni düşman ilan ediyor. Bir yanlışın düzeltilmesini isteyen ya terörist ya da vatan haini ilan ediliyor. Bu yaklaşım ne ahlaka sığar ne de demokrasiye. Biz birlikten, kardeşlikten, kucaklaşmadan yanayız. Kimsenin oyuna, inancına, yaşam tarzına düşman değiliz. Ama milletin değerlerini istismar edenlerin de karşısındayız. Biz, geçmişini de geleceğini de dert edinen bir hareketiz. “Önce ahlak ve maneviyat” diyerek yola çıktık, bugün de aynı noktadayız. Bu yüzden diyoruz ki: Gelin, kucaklaşarak; ayrışarak değil birleşerek, güçlünün değil haklının yanında durarak bu ülkeyi yeniden ayağa kaldıralım. AK Parti, 23 yıldır iktidarda ama hâlâ muhalefetteymiş gibi davranıyor. Emekliye, asgari ücretliye maaş değil, adeta harçlık veriliyor. Açlık sınırı 24 bin lirayı geçmişken, emekliler 15 bin lirayla yaşam mücadelesi veriyor. Oysa en düşük ücretin, yoksulluk sınırı olan 70–75 bin lira seviyesinde olması gerekir. Halkımız sistemli bir şekilde fakirleştiriliyor. Bakın kardeşlerim, gurur yapmayın. Millî Görüş’ün tek temsilcisi olan Saadet Partisi burada, baba ocağınız burada. Gelin, birlikte çalışalım. Başka maceralara, başka sıkıntılara girmeyin.”
'İŞSİZ SAYISI DÜŞÜK GÖSTERİLİYOR'
TÜİK’in açıkladığı 2025 yılı işsizlik istatistiklerinin şeffaflıktan uzak olduğuna dikkat çeken Demirel, şu ifadeleri kullandı: “Geçen hafta, Nisan 2025 dönemine ilişkin açıklanan işsizlik rakamlarına göre işsizlik oranı %8,6’ya yükseldi. Resmî verilere göre 3 milyon 63 bin kişi işsiz. Ancak aynı açıklamada TÜİK, evde oturan ev genci sayısını 5 milyon olarak veriyor. Bu fark ne? Acaba devletimiz bu insanları işsizden saymıyor mu? Evde oturup bekleyen gençleri, geleceğinden umudunu kesmiş insanları görmezden mi geliyor? Bu gençler kaderine mi terk edildi? Biz şeffaf, doğru ve gerçekçi veriler istiyoruz” diye konuştu.
‘VATANDAŞ EŞİTSE NEDEN BU KADAR FARK VAR?’
Anayasa’da yer alan ‘Her vatandaş fırsat eşitliğine sahiptir’ ifadesinin gerçeklikten uzak olduğunu vurgulayan Demirel, şunları kaydetti: “Anayasamızda ‘Her vatandaş fırsat eşitliğine sahiptir’ deniyor. Ama eğitimde bu eşitliği görebiliyor muyuz? Geliri düşük bir ailenin çocuğu devlet okuluna gitmek zorunda. Özel okullar, özel kurslar derken çocuklar arasında büyük bir uçurum oluşuyor. Bu adalet midir? Sağlıkta da benzer bir durum var. Devlet hastanesinden randevu almak için 45–50 gün, bazen aylarca bekleniyor. Diş tedavilerinde, özellikle ortodontide 8 yıl sonraya randevu veriliyor. Parası olan özel hastaneye gidiyor, parası olmayan bekliyor. Bu mu fırsat eşitliği?”
‘ZENGİN MAHALLE PIRIL PIRIL, YOKSUL MAHALLE KADERİNE TERK EDİLMİŞ’
Konya’daki belediyecilik hizmetlerine de değinen Saadet Partisi Konya İl Başkanı Mehmet Demirel, şu ifadeleri kullandı: “Merak ediyorum; zengin mahallelere yapılan hizmetle yoksul mahallelere yapılan hizmet aynı mı? Yoksul mahallede yaşayan insanlarımız ikinci sınıf vatandaş olarak mı görülüyor? Belediye herkesin belediyesi değil mi?” diyerek serzenişte bulundu. Demirel sözlerine şu cümlelerle son verdi: “Biz buradayız, baba ocağındayız. Sizleri de buraya, omuz omuza mücadeleye davet ediyoruz. Konya’mızda elbette belediyemiz bazı çalışmalar yapıyor. Ancak bu çalışmalar yürütülürken halkın mağduriyeti dikkate alınıyor mu? Örneğin, Ulaştırma Bakanlığı’nın banliyö hattı için kapattığı Cadde ve Demiryolu Caddesi üzerindeki vatandaşlarımızla hiç konuşuldu mu? Bu bölgelerde bir yılı aşkın süredir süren çalışmalar nedeniyle insanlar tozun, çamurun içinde yaşıyor. Esnaf kepenk kapatmak zorunda kalıyor. Belediyemizin bu konuda bir çalışması var mı? Belediyenin verdiği hizmetler zengin mahallelere başka, yoksul mahallelere başka mı? Dar sokaklarda iki araç yan yana geçemiyor; ama başka semtler pırıl pırıl. Bu insanlar ikinci sınıf vatandaş mı? Biz de insanların temiz, düzenli ve yaşanabilir mahallelerde oturmasını istiyoruz. Belediye herkesin belediyesi değil mi? Gelin, bu ülkeyi yeniden ayağa kaldıralım. Ahlâkı, adaleti, hakkı ve kardeşliği hâkim kılalım. Milletin derdiyle dertlenen, halkı için çalışan bir anlayışla yola devam edelim. Biz buradayız, baba ocağındayız. Sizleri de buraya, omuz omuza mücadeleye davet ediyoruz.”
Kaynak:Mustafa Ünüvar
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.