Bedesteneskiyi arıyor

Bedesteneskiyi arıyor

Konyada geleneksel ticaretin merkezi olan Bedesten Çarşısında yarım asırdır çalışan esnaflar bulunuyor.

Birçok esnafın eski hareketliliğin yaşanmaması nedeniyle burayı terk etmek zorunda kaldığı belirtiliyor

10 yaşında Bedesten Çarşısı’na gelerek babasının yanında çalışmaya başladığını ve tam 50 yıldır bisiklet satışı yaptıklarını belirten İbrahim Nar (60) dede mesleği olan bisikletçiliği babasından devraldığını ve oğullarının da bu işle ilgilendiğini belirtti. 1950’li yıllarda bisikletin şimdiki otomobillerin yerinde olduğunu belirten İbrahim Nar, “O dönemde Konya’daki araba sayısı bir elin parmak sayısını geçmezdi. O da aşırı zengin insanlarda bulunurdu. Şehir içi ulaşımda bisikletler kullanılıyordu. Toplu ulaşımda ise at arabaları çalışırdı. Daha sonra Arçelik marka üç tekerlekli motosikletlerle şehir içi toplu ulaşım sağlanmaya başlamıştı. O zamanlar bisiklet de şimdiki gibi çok değildi. Yerli üretim zaten yoktu. İngiltere’den Ralle, Gumber, Philps, Rudge gibi markaları olan bisikletler getirtirdik. Yılda birkaç tane bisiklet ancak satabilirdik” dedi.
Yaklaşık 50-60 yıl önce imkanların şimdiki gibi çok olmadığını, bisiklet sahibi olanlara farklı bir gözle bakıldığını dile getiren İbrahim Nar, “Bisiklet o dönemde zenginliğin nişanesiydi. Şimdi ise çocuk oyuncağı oldu. O zamanlar koca Konya’da bisiklet satan sadece üç yer vardı. Biri bizdik, diğerleri de İsmail Gürler ve Muammer Bahçıvan’dı. Sakallıoğulları kışın kırtasiye ürünleri satardı. Tamirci olarak da sayılı usta vardı. Bisikletini veya motosikletini tamir ettirmek isteyenleri odacının Ahmet’e, bisikletçi Tahir’e, motorcu Koreli Ali’ye, motorcu Muammer’e veya motorcu gırgır Ali’ye gönderirdik. Bu ustaların hepsi öldü, Allah rahmet eylesin” diye konuştu.
Bisiklet satışlarının az olması nedeniyle bu işten elde edilen gelirin aile geçimini sağlamaya yetmediğini, bu nedenle de bağdan, bahçeden gelen ürünlerle ayakta durabildiklerini belirten İbrahim Nar, tam dört nesildir bu işi aynı yerde devam ettirmeye çalıştıklarını ifade ediyor. “Dedem Ali, babam Derviş ve sonrasında da ben… 3 nesildir bu mesleği yapmaya, dede yadigarı olan bu dükkanı canlı tutmaya, yıkılmamaya çalışıyoruz. Şimdi benim oğlum Derviş de bu işi yapıyor. Benden sonra da o devam ettirecek. Fakat Bedesten’in eski tadı yok” ifadelerini kullandı.
Bedesten’in eskiden Konya’yı yansıttığını dile getiren İbrahim Nar, eski günleri hatırlayıp anlatırken derin bir iç çekerek, “Burası tarihi bir çarşıydı. Kapı Camii ile Aziziye Camii arasındaki bu tarihi çarşı, Konya’da geleneksel ticaretin merkeziydi. O zamanlar şehirlerarası otobüs terminali şimdiki yerinde değildi. Bugün eski garaj olarak bilinen, Karatay Otobüs Terminali’nin olduğu yer, şehirlerarası otobüs terminaliydi. Ayrıca ilçeden, kasabadan, köyden gelenler de ilk olarak buraya uğrardı. Gıda, giyecek ve temel ihtiyaçlar buradan giderilirdi. Kapı Camii’nin arka tarafı odun pazarıydı. Buraya eşeklerle odun getirip satarlardı. Güzel de bir geleneğimiz vardı. Alışveriş için gelen müşteri iki parça ürün mü istedi, esnaf birini satar siftahını yapar, sonra müşteriyi yan komşusuna yönlendirirdi. Onun da siftah yapmasını isterdi. Burada halen o eski havayı, eskiden kalan bazı izleri görünce zaman zaman hatırlıyorum o günleri. Bu nedenle de buradan ayrılamıyorum. Eskiler geleneksel ticareti devam ettirmeye çalışıyor olsa da esnaf arasında eski bağlılık, kaynaşma yok. Nesil değiştikçe esnaf arasındaki bağ da kopmaya başladı. İş yerlerinin sahipleri de değişti, artık birçok esnaf birbirini dahi tanımıyor” dedi.
Anlattıkça eskileri daha çok hatırlayan, biri biterken hemen diğerini anlatmaya başlayan İbrahim Nar, “Eskiden Aziziye Camii’nin karşısında bulunan Mısır Çarşısı baharat ihtiyacı olanların gidebileceği tek adresti. Şimdi buradaki esnaf da yer değiştirdi. Birçok eski esnaf yeni açılan alışveriş merkezlerine taşındı, kimisi de iş yerini kapatıp gitti. Tellal Pazarı’nda halı, kilim gibi ev eşyaları satılırdı. Buradaki tarihi han kapısı 251 yıllık. Az ilerimizde bulunan ve şimdi Melike Hatun Çarşısı olarak bilinen yerin eski insanlardaki bilinen adı Kadınlar Pazarı’dır. Buraya Kadınlar Pazarı denmesinin nedeni ise evlerinde yetiştirdikleri ürünleri getiren kadınların burada ticaret yapmasıdır. Sonradan Melike Hatun Çarşısı yapıldı, yağcılar, kasaplar da bu çarşının içindeydi” diye konuştu.
RASİM ATALAY

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.