Bahçeli: Kılınçdaroğlu adaylığını açıklasın

Bahçeli: Kılınçdaroğlu adaylığını açıklasın

İYİ Parti'nin kurucu ismi Ahmet Erdemli'nin CİMER üzerinden Darphane'ye yönelttiği "yeni madeni paralar mı basılacak" sorusuna CİMER'den dikkat çeken bir yanıt geldi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Mersin'deki "2023'e Doğru: Aday Belli, Karar Net" mitinginde vatandaşlara seslendi. Bahçeli'nin gündeminde 2023 seçimi, Saraçhane mitingi ve 6 yaşındaki çocuğa istismar davası vardı.

İBB Başkanı İmamoğlu'na 2019 yılında iptal edilen İstanbul seçimlerinin ardından YSK üyelerine "ahmak" dediği gerekçesiyle verilen 2 yıl 7 ay 15 gün hapis cezası ve siyasi yasak kararını ve altılı masanın Saraçhane'de buluşmasını değerlendiren Bahçeli, "İBB Başkanı suç işlemişse elbette sonuçlarına katlanmalıdır. İmamoğlu'nu cumhurbaşkanı adayı olarak sivriltmeye çalışan siyaset bezirganlarının altılı masaya dinamit fırlattığı ayan beyan ortadadır. Saraçhane kumpası tutmaz" dedi.

'Birbirine operasyon çeken partilere Türkiye emanet edilir mi?' diye soran Bahçeli, Kılıçdaroğlu'na ''Adaysan çık söyle. Mert ol, cesur ol, korkma, kaçma, kendine güveniyorsan yapacağın öncelikli iş altılı masayı dağıtmak, bağımsızlığını tescillemek sonra da cumhurbaşkanlığı adaylığını açıklamaktır'' sözleriyle seslendi.

Bahçeli'nin açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

'KILIÇDAROĞLU PUSULAYI KAYBETMİŞ'

“CHP ve 6'lı Masa’nın tamamen yabancıların güdümünde olduğunu söyleyen Bahçeli, “Milyon dolarlar ödeyerek görevlendirilmiş ücretli ve ithal danışmanlara bel bağlayacak kadar geleneğinden ve siyasi gerçeklerinden kopmuş bir partinin milletimizin yanında olması imkansızdır. Kılıçdaroğlu pusulayı kaybetmiş, istikameti şaşmış, yola çıktıklarını yolda bulduklarına değişmiştir.

Türkiye’ye ABD ve İngiltere’den bakan, milletimizin hassasiyetleriyle bütünüyle ters düşen Kılıçdaroğlu’nun kiralık akıl hocaları, Atatürk’ün partisinin kılavuz kaptanı haline gelmiştir. Bu nahoş manzara kokuşmuş bir siyasetin özetidir. Bu çirkin manzara, sömürgeleşmiş bir partinin içler acısı öyküsüdür. Parayla danışmanlık alanlar, yarın parayla da her değerini satacaktır. Bu haliyle CHP’nin 3 Aralık 2022 tarihindeki sözde vizyon toplantısı teslimiyetçiliğin vitrini, köhneliğin viranıdır.

Vizyon diye açıklanan ne varsa milletimize uzak ve yabancı, milli hayatın gerçekleriyle de bağlantısız ve uyumsuzdur. CHP’nin ekonomi vizyonu diye bir şey yoktur zira bu partinin misyonu Türkiye’nin yıkımı ve dağılması, vizyonu da emperyalizmin siyasi devre mülkü olmaktadır. Kılıçdaroğlu vizyon diye isimlendirilen sahne gösterisinde küçülmeyi ve gülünç durumlara düşmeyi normal karşılayacak ölçüde denge ve özdenetim kaybına uğramıştır. Davulu asmışlar boyunlarına, tokmağı vermişler yabancı danışmanların eline. Durumları tıpkısının aynısı budur” diye konuştu.

'KILIÇDAROĞLU GÜNÜNÜ SANDIKTA GÖRECEK'

CHP ekonomide vizyonsuzluğu belgelerken MHP aylar evvel ekonomik büyüme, sosyal gelişme ve milli bütünleşme bağlamında geleceğin ekonomi vizyonunu, saygın akademisyenlerimiz ve uzman isimlerin katkısıyla hazırlamıştır. Kılıçdaroğlu ve zillet paydasında buluşan ortakları bilsin ve duysun ki vizyon öyle değil, böyle olacaktır. Bizim binlerce kilometre mesafeden online bağlanan danışmanlara ihtiyacımız yoktur. Kılıçdaroğlu inanıyorum ki gününü sandıkta görecektir. Biz bize yeteriz. Bu milletin evlatları da her başarıya ulaşacak kalite, kalibre ve kabiliyettedir.

CHP yönetiminin sırt döndüğü, yok saydığı, aziz anılarını rafa kaldırdığı, emanetlerini çiğnediği, adını bile unutmuşluğa terk ettiği Gazi Mustafa Kemal Atatürk diyor ki ‘Hangi istiklal vardır ki ecnebilerin nasihatleriyle, ecnebilerin planlarıyla yükselebilsin? Tarih böyle bir hadiseyi kaydetmemiştir.’ Tarihin kaydetmediğini Kılıçdaroğlu kazanmak için çırpınmaktadır. Karanlıkta kaybettiği değerlerini loş ışıklar altında aramaktadır.

CHP yönetimi dersini tarihten değil tarihimize kara çalan yeminli Türk ve İslam düşmanlarından almıştır. Bu itibarla CHP hastadır, bu hastalığın adı da işbirlikçiliktir. Bizim vizyonumuz Türk tarihinin yol haritasıdır. Bizim aklımız yerlidir, millidir. Sipariş vizyonlarla, fabrikasyon ısmarlama projelerle ne alakamız ne işimiz olacaktır. CHP’nin altı su alan kayığı batmak üzeredir.

Dış güçlerin limanına yanaşma çabası da boşunadır. Bu CHP’yi ne maaşlı sömürge danışmanları ne küresel güçler ne menfaat çeteleri ne organize suç örgütleri ne de haçlı emelleri kurtarabilecektir. Onların Ceremi Rıfkısı varsa bizim de Mehmetlerimiz, Osmanlarımız, Hasanlarımız, Alilerimiz, Ayşelerimiz vardır ve milletimizin tertemiz evlatlarıdır. Onların planları varsa Allah’ın da planları vardır.

'YARGI SONUCUNU SABIRLA BEKLEMEK ZORUNDAYIZ'

İnsan onuru her şeyin önünde ve üstündedir. Kadın ve çocuklarımıza zulüm yapanlar, taciz ve tecavüz edenler hem şerefsiz hem de günahkardır. Küçücük yaştaki evlatlarımızın istismarına göz yumulması, böylesi bir vebale sessiz kalınması söz konusu değildir. Bugünlerde sıcak gündemin en üst başlığı 6 yaşındayken tecavüze uğrayan bir mazlumun dramıdır. Gerçi aklımızın almadığı bu iğrençliğe akıl yürütmek de beyhudedir.

CHP’nin bu istismarı siyaset malzemesi haline getirmesi, meselenin bir diğer ayıplı ve ahlaksız yönüdür. Konu yargıdadır. Failleri gözaltına alınmıştır. Hiç kimsenin böylesi insanlık dışı muameleye onay vermesi düşünülemeyecektir. Suçlular kuşkusuz en ağır şekilde cezalandırılmalıdır. Kılıçdaroğlu’nun milletvekilleriyle birlikte Adalet Bakanlığı kapısına dayanması, bu ağır sorunu gerçek manasından soyutlayıp siyasi hesaplaşma noktasına taşıması başlı başına sorumsuzluktur.

İstismara uğrayan kardeşimizi CHP yönetimi ve zillet partileri aleni biçimde kullanmaya kalkışmış, malumu olduğumuz yürek yaralayıcı vahşeti muhafazakar insanlarımızı suçlamak için bir araca dönüştürmüştür. Hiç kimse bir sapıklıktan hareket ederek dinimizi sorgulayamaz. Hiç kimse bir insanlık suçunu basamak yaparak inancımızı ve inanan insanlarımızı zan ve töhmet altında bırakamaz. Böylesi bir çirkinliğe kimsenin de hakkı olamaz.

Yargı sonucunu sabırla beklemek zorundayız. CHP yönetiminin adalet ve hukukla ilgili derin bir sorunu vardır. Kılıçdaroğlu ve zillet ortakları, ağız birliği etmişçesine Türkiye’de hukukun olmadığından bahsetmektedir. "Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet" diyen aymazlara peş peşe sufle veren dış kaynaklıdır, fitne cephesinde buluşan kötülerdir. Türkiye’de istibdat olsaydı, Kılıçdaroğlu ve şürekası devlete ve millete her defasında meydan okuyabilir miydi?

Türkiye’de istibdat olsaydı, Zillet İttifakı elini kolunu sallayarak bozgunculuk yapabilir miydi? İstibdatın olduğu yerde demokrasi olur muydu? Bu kadar ihanet ve husumet ortalıkta cirit atabilir miydi? Adalet herkes içindir, hukuk herkes için lazımdır. Kaldı ki hukuk önünde kimsenin ayrıcalıklı konumu olamayacaktır.”

'SARAÇHANE KUMPASI TUTMAZ'

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı hakkında 14 Aralık 2022 tarihinde verilmiş kesin olmayan, 2 yıl 7 ay 15 günlük hapis kararından sonra Saraçhane tiyatrosu düzenleyenlerin, devlete, hükümete ve Türk yargısına saldırması, en hafif tabirle fırsatçılıktır. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı bir suç işlemişse bunun sonuçlarına elbette katlanmalıdır.

Bu şahsın ne üstünlüğü vardır? Henüz mahkeme kararı açıklanmadan halkı Saraçhane’ye davet eden belediye başkanı, sonuç açıklanmadan apar topar yola koyulan İP başkanı, altılı masaya Saraçhane dayatması yapmak ve Kılıçdaroğlu’na operasyon çekmek için harekete geçmişlerdir.

Birbirlerine kazık atanların, yargı kararlarını kucaklaşarak ve sevinç çığlıkları içinde karşılayanların, "Yeni başlıyoruz" diyenlerin, gizli kapaklı işler çevirdiğini görmemek için sadece kör değil akli ve zihni melekeleri de kaybetmek lazımdır. İmamoğlu’nu Cumhurbaşkanı adayı olarak sivriltmeye çalışan, Kılıçdaroğlu’na çalım üstüne çalım atmak için her durumdan istifadeye çalışan siyaset bezirganlarının, altılı masaya dinamit fırlattığı ayan beyan ortadadır. Bu tipler siyasetin en güvenilmez simalarıdır.

Kılıçdaroğlu’nu tuzağa düşürmek için manevra yapanlara en iyi cevabı CHP’ye oy veren kardeşlerim verecektir. Saraçhane kumpası tutmaz. Sahte mağdurlara, ucuz kahramanlıklara, kağıttan kaplanlara, mahkeme salonlarından siyaset çıkarmaya çalışan bukalemun siyasetçilere Türk milleti hiçbir şekilde değer vermez, saygı duymaz. Altılı masadaki parti başkanlarının birbirini tekzip eden, konuşmalarını hiç kimse kale almaz nitekim almamıştır. Saraçhane’de yargı kararına sarılıp ‘Fırsat bu fırsattır’ diyen, meydana dökülen siyasetçilerin alayı birden samimiyetsizdir.

'ADAYIMIZ RECEP TAYYİP ERDOĞAN'DIR'

Mersin’den bir kez daha altılı masa soruyorum. Bu yıl içinde 8 defa toplandınız ancak henüz cumhurbaşkanı adayını belirleyemediniz. Milletimiz bu orta oyunundan artık bıkmış ve usanmıştır. Madem Saraçhane’de cumhurbaşkanı adayınızı açıklayamadınız o halde bu ay sonunda yapacağınız toplantıda gecikmiş bu ilanı yapınız. Eğer korkacağınız, saklayacağınız, sıkılacağınız, utanacağınız bir ilişkiniz yoksa ‘Cumhurbaşkanı adayımız budur’ deyin.

Kılıçdaroğlu’nu katakulliye getirip İmamoğlu’nu parlatma arayışı ve amacının cumhurbaşkanlığı adaylığı meselesiyle ilgili olduğu kesindir. ABD’den bazı Avrupa ülkelerine, terörist Demirtaş’tan FETÖ’ye, HDP’den PKK’ya varıncaya kadar Türkiye’ye ters bakan hangi odak varsa zillet partilerinin arkasındadır. Bu gerçeği de bilmeyen, duymayan, görmeyen kalmamıştır. Maskeler patır patır düşmüştür. Zillet ittifakının ipliği pazara çıkmıştır.

KILIÇDAROĞLU'NA 'ALTILI MASAYI DAĞIT' ÇAĞRISI

Birbirine operasyon çeken partilere Türkiye emanet edilir mi? Birbirine yan bakan, omuz atan, geriye düşürmeye çalışan, sancılı bir ittifakın adalet ve hukuk sözlerine kanan ve aldanan çıkar mı? Kılıçdaroğlu telaş ve korkuya kapılarak milli iradeyi yeniden inşa edeceklerini söylemiş.

Kılıçdaroğlu bunu nasıl yapacaksın? Milli iradeyi yeniden inşa etmenin ne manaya geldiğinden haberdar mısın? Adaysan çık söyle. Mert ol, cesur ol, korkma, kaçma, kendine güveniyorsan yapacağın öncelikli iş altılı masayı dağıtmak, bağımsızlığını tescillemek sonra da cumhurbaşkanlığı adaylığını açıklamaktır.

'ALGI OYUNLARINA TEŞEBBÜS EDENLERİN HEVESLERİ KURSAĞINDA KALACAK'

Yani başından seni kafese koymayı planlayanlara, ayağını kaydırmak için uygun ortam peşinde koşanlara dikkat etmezsen dost gördüklerinin yakında postuna samanı doldurması mukadderdir. Zillet itifakı birbirini yerken, adaylık pazarlığı kızışmışken, Cumhur İttifakı’nın adayı belli ve kararı nettir. Bizim Cumhurbaşkanı adayımız Recep Tayyip Erdoğan’dır. Algı oyunlarına teşebbüs edenlerin hevesleri kursağında kalacaktır.”

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum