Ali Genç: Eğitimde Sorunlar Ve Çözüm Yolları

Ali Genç: Eğitimde Sorunlar Ve Çözüm Yolları

Siyasi partilerin Konya’daki il başkan yardımcıları; fikirlerini, siyasi görüşlerini, şehrin sorunlarını ve çözüm önerilerini Merhaba Gazetesi “Siyasetin Nabzı” sayfaları için kaleme aldı.

Saadet Partisi Konya İl Başkan Yardımcısı Ali GENÇ

Eğitimde Sorunlar ve Çözüm Yolları

 

2020-2021 eğitim öğretim yılı başladı ve bir yarıyıl bitti. İkinci yarıyılın da başındayız. Pandemi dönemi zorlukları ve sorunları bir tarafa, eğitimdeki sıkıntılarımız, sorunlarımız artarak devam etmektedir. Bu sorunların çözümü için doğru teşhis ve tedavi yolları ortaya konmalıdır. Saadet partisi olarak diyoruz ki;

 

Bir ülkenin en büyük serveti ne doğalgazı, ne petrolü, ne uçağı, ne de gemisidir. Bir ülkenin en büyük serveti gençliğidir, genç nüfusudur. Türkiye Avrupa’nın en genç nüfusuna sahip ülkesidir ve Türkiye’de okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim düzeyinde 18 milyon 241 bin 881 öğrenci vardır. Bu potansiyelden, bu cevherden, bu zenginlikten maalesef yeterince yararlanamamaktayız.

 

Gençlik bir cevherse, o cevherin işleneceği süreç de eğitim sistemidir. 18 yıldır ülkeyi aynı iktidar, aynı anlayış yönetmektedir. Ama 18 yılda eğitimde 7 kere bakan değişmiş, değişen bakan sayısından fazla da sistem değişmiştir. Değişen bakanların hepsi de, bir önceki sistemi eleştirip, yeni bir sistem getireceğini söyleyerek göreve başlamış ve hepsi de hayal kırıklığıyla sonuçlanmıştır.

 

Eğitim 7'den 70'e toplumumuzun tamamını ilgilendiren bir konu olması hasebiyle, memleketin en başta gelen meselesi olarak görülmeli ve bu konuda atılması gereken adımlar, ülkenin bekası gözetilerek, siyaset üstü bir anlayışla ele alınmalı, hükümet politikası olmaktan çıkarılıp devlet politikası haline getirilmelidir. Eğitimde yapılacak yanlışlar gelecek 50-100 yılımızı etkileyeceğinden atılacak adımlar dikkatle atılmalıdır.

 

Saadet Partisi olarak eğitim konusunun önemine binaen 1 Ağustos- 17 Eylül 2020 tarihleri arasında Türkiye'deki 81 ilde ikamet eden 1.333 öğrenci, 1.197 öğretmen, 1.333 veli olmak üzere toplam 3863 kişiyle gerçekleştirilen saha çalışması ve gözlemlerimiz neticesinde konuya ilişkin tespit, teşhis ve önerilerimizi şöyle sıralayabiliriz:

 

1) Türkiye'de eğitimin ciddi bir nitelik sorunu bulunmaktadır. Eğitimde nicelikten çok niteliğe önem verilmelidir.

Gerçek hayattan kopuk, çocuklarımızı hayata hazırlamaktan uzak eğitim sistemimiz, evlatlarımızı sadece sınava değil hayata ve geleceğe hazırlayacak hale getirilmelidir.

2) Öğrencilerimiz, akademik başarı için okul dışındaki aktörlere muhtaç ve mahkûm edilmemeli, okullarda verilen destekleme/yetiştirme kurslarının niteliği artırılmalıdır.

3) Eğitim sistemi sınav stresinin cenderesinden kurtarılmalı, öğrencilerin test sorularının değil bilgi ve hakikatin peşinden koşmasını sağlayacak bir sınav sistemi getirilmelidir.

4) İmam Hatip Liselerinin planlaması ihtiyaçlar dikkate alınarak yapılmalıdır. Sadece seçilmiş olanlarda değil, tüm İmam Hatip Liselerinde eğitimin kalitesi ve niteliği yükseltilmelidir.

5) Ara eleman sıkıntısı yüzünden bazı sektörlerde işler yürümüyor. Sanayimiz ağır darbe yiyor. Kalifiye eleman bulamadığı için pek çok sanayici işini büyütmekten korkuyor. Meslek liseleri ilgili sektörlerin ihtiyaçları dikkate alınarak meslek liselerindeki eğitimin niteliği hem mesleki hem de akademik anlamda artırılmalıdır. Okulların teknik, teknolojik, fiziki imkânları ve sınıf mevcutları nitelikli öğretime uygun hale getirilmelidir.

6) Eğitimdeki eşitsizlik gözle görülür ve tüm kesimler tarafından fark edilir hale gelmiştir. Fırsat eşitsizlikleri ortadan kaldırılmalı; kaliteli eğitim, maddi imkânları yetenlerin imtiyazından çıkarılmalı ve toplumun geneline yayılmalıdır. Devlet okullarının kaybettiği itibar, isabetli reformlarla yeniden kazandırılmalıdır.

7) Bir ülkenin eğitiminin kalitesi, öğretmenlerinin nitelikleri ile doğru orantılıdır. Öğretmenlik mesleği uygulanan politikalar nedeniyle sürekli itibar kaybetmektedir Ülkemizin ihtiyaç duyduğu nitelikli öğretmen yetiştirme konusunda ciddi/gerekli adımlar atılmalıdır.

8) Ücretli/sözleşmeli, kadrolu gibi ayrımlar da başka bir eşitsizlik durumu ortaya çıkarmaktadır. Öğretmenler arasında ücretli, kadrolu ve sözleşmeli gibi tüm ayrımlar ortadan kaldırılmalı ve tüm öğretmenler kadrolu olarak istihdam edilmelidir.

9) Öğretmenlerimiz, maaşlarını ve özlük haklarını yetersiz bulmaktadır. Öğretmenlerin meslek onuruna yakışır şartlarda çalışabilmesi ve görevlerini şevkle ifa etmeleri için öğretmen maaşları ve özlük hakları acilen yeniden düzenlenmelidir. Öğretmenlik Meslek Kanunu çıkarılmalı ve söz verilen 3600 Ek Gösterge konuları ivedilikle gündeme alınarak çözülmelidir.

10) Eğitimin her kademesinde, özellikle de yönetim kademelerinde, yapılan atamalarda liyakat esas alınmalıdır. Öğretmen performansı objektif kriterlerle ve sürekli ölçülmelidir.

11) Eğitim sisteminin tüm yapı taşları, yukarıda da ifade ettiğimiz gibi, partiler üstü ve beka meselesi olarak görülmeli, siyasi popülizmden uzak, gerçekçi ve uygulanabilir bir şekilde inşa edilmelidir.

12) Eğitim sistemimizin sorunları yüzeysel değil; köklü ve kroniktir. Dolayısıyla alınacak tedbirler de günü kurtarmaya yönelik pansuman tedbirler değil tüm paydaşların katılımıyla köklü, kalıcı ve cesur reformlar olmalıdır.

13) Eğitimdeki amaç; öğrencilerimizi uluslararası alanda akranlarıyla rekabet edebilecek birikim ve donanıma ulaştırmak, mesleki ve akademik olarak hayata hazır hale getirmek, ahlaki ve manevi değerlerle donanmış bir birey olarak yetiştirebilmek olmalıdır.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.