Afrin’de Çanakkale ruhunu dirilttiler

Afrin’de Çanakkale ruhunu dirilttiler

Zeytin Dalı Harekatı kapsamında Afrin’e yönelik düzenlenen operasyonda şehit düşen Jandarma Astsubay Çavuş Abdullah Taha Koç, geride bir nesiller boyu hatırlanacak bir kahramanlık hikayesi bıraktı.

RÖPORTAJ:İBRAHİM BÜYÜKEKEN

AFRİN’İ ASIL SAHİPLERİNE TESLİM ETTİLER

1 Mart 2018 tarihinde Zeytin Dalı Harekatı kapsamında Afrin’e yönelik düzenlenen operasyonda şehit düşen Konyalı Jandarma Astsubay Çavuş Abdullah Taha Koç, unutulmayacak bir kahramanlık hikayesi bıraktı. Vakarlı duruşuyla tüm Türkiye’nin sevgisini kazanan baba Ahmet Koç, oğlu Abdullah Taha’yı ve onsuz geçen 1 yılı anlattı. Baba Koç, “Oğlum Abdullah Taha ve silah arkadaşları Afrin’de iman gücüyle bir zafer kazandı ve Afrin’i asıl sahiplerine teslim etti. Afrin’de Çanakkale ruhunu dirilttiler“ dedi.

4-2-064.jpg4-3-059.jpg

 

GEREKİRSE BİZ BURADA ŞEHİT OLALIM

Çatışmada şehit düşen Abdullah Taha Koç’un ‘Komutanım jetlerimiz tepenin yamacını vursun, biz zaten emniyetimizi aldık. Gerekirse biz burada şehit olalım, bu hainler de burada gebersin” sözleri akıllardan hiç çıkmadı. Şair Erdem Beyazıt’ın 'Ölüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm. Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm' sözlerini de okuyan Şehit Abdullah Taha Koç, okuduğu bu şiirle vatan sevgisini, bayrak sevgisini ve Türk askerinin cesaretini ortaya koydu.

abdullah-taha-koc5-001.jpg

SUBAYLIĞA YÜKSELMEK İSTİYORDU

**Oğlunuz Şehit Abdullah Taha Koç nasıl bir askerdi? Onunla en son zaman konuştunuz?

-Oğlum en son İzmir’de görev yapıyordu. 13-14 Şubat tarihinde İzmir’e oğlumun arabasını almaya gittik. Arabadan hevesi geçmiş. ‘Annesi keşke ben de gitseydim’ demişti. ‘Baba arabayı satalım size bir ev alalım’ dedi. En son görüşmemiz böyle oldu. 15 Nisan’da sınava girecekti. Subaylığa yükselmek istiyordu. 4 yıllık üniversite diploması almak istiyordu. İngilizce kurslarına gitti. Gerçekten Taha çok farklıydı. Gerçek bir asker ruhu vardı yapısında. Disiplinli, dakik, mütevaziydi. 3 yıl askerlik yaptı. 2 yıl Batman’ın Kozluk ilçesinde görev yaptı. 2 yılda orada neler çekmiş neler. Her yıl takdir belgesi almış. Bize bunların hiçbirinden bahsetmedi.

 

ŞEHİT OLMADAN ÖNCE GAZİ OLMUŞ

**Oğlunuzun şehit olmadan önce gazi olduğunu ne zaman öğrendiniz?

- Abdullah Taha, Batman’ın Kozluk ilçesinde görev yaparken, bir çatışmada yaralanmış. Bacağına şarapnel parçaları girmiş. Biz bu olayı şehit olduktan sonra öğrendik. Bize tatbikatta yaralandığını söylemişti. İzmir’de sırtlarında 50 kiloluk çantalarla yapılan koşuda 300 metrede birinci gelmiş. Onun belgesi de var. Takdir almış. Onu da bize söylemedi. Çok mütevaziydi.

 

 

ABDULLAH TAHA SÖZÜNÜN ERİYMİŞ

** Oğlunuzun şahadet haberi geldiğinde ne hissettiniz?

-Gazeteciler, 22 Şubat 2018 tarihinde Abdullah Taha ile röportaj yapmış. Şair Erdem Beyazıt’ın 'Ölüm bize ne uzak bize ne yakın ölüm. Ölümsüzlüğü tattık bize ne yapsın ölüm' şiirini okumuş. Akşam annesini aradı. “Anne televizyonlarda beni gösterecekler izleyin” demiş. Akşam televizyonlarda hep izledik. Annesi bu şiiri paylaşıyor. Annesini arıyor. “Anne bunu durumundan kaldır ben böyle şeylerden hoşlanmam” demiş. Ben bu şiir nereden çıktı Taham diye soramadım

Bazı televizyon kanallarında Abdullah Taha’yı izledik. Hatta bir televizyon kanalı “Allah’ın izniyle” kısmını kaldırmış. Orada “Allah’ın izniyle Afrin’e gireceğiz. Afrin’i asıl sahiplerine teslim edeceğiz” dedi. Afrin’in asıl sahibi kim? İnsanlara soruyorum. Taha çok bilinçli konuşurdu. “Oğlum sen sözüyün eriymişsin. Sözünü tuttun ve Afrin’i asıl sahiplerine teslim ettiniz” dedim. Afrin’in asıl sahibi bizdik. İnşallah bayraklarımız orada hep dalgalanacak. Oralar için şehit kanı döküldü. Taha ve arkadaşları orada Çanakkale ruhunu diriltmişler. Tam 8 saat çatışmışlar.

Uğur Günaydın diye bir arkadaşı ile telsizde konuşuyor. Buğra diye arkadaşı TİM komutanıydı. O omzundan yaralanınca Abdullah Taha emir komutayı alıyor. Eline telsizi alıyor. O tepeyi almak için sonuna kadar çatışıyorlar. “Gerekirse burayı da vurun. Burada şehit olalım. Bu hainler gebersin” diyor…Bu sözü herkes söyleyemez. Bu söz normal bir söz değil. Bu imanın gücüdür. Burada manevi bir güç var. İnsanlar devamlı soruyor nasıl bu sözleri söyledi diye? İman gücüdür bu. Ben bile bunu duyduğum zaman ürperdim.

abdullah-taha-koc.jpg

YER VE GÖK EHLİ ONU ÇOK SEVDİ

**Oğlunuzun şahadetinin üzerinden bir yıl geçti. Ama hala akıllarda ve yüreklerde. Siz bu konuda ne demek istersiniz?

-Abdullah Taha, çok mütevazi ve imanlı bir gençti. Allah bir kulunu sevdi mi onu hep yer ehline hem gök ehline sevdirir. Ben bunu Taha da gördüm. Yer ehlinde şuurlu insanlar çok sevdi onu. Hala unutulmuş değil. Türkiye’nin dört bir yanından onunla ilgili paylaşımlar yapılıyor. Şehitliğe gittiğimiz zaman kız çocuklarını görüyoruz mezarı başında. “Taha abimiz gibi asker olacağız” diyor. Bizi ağlatıyorlar. Oğlumuzla hep gurur duyuyoruz. Sosyal medyadaki paylaşımları ve yorumları gördükçe duygulanıyoruz. Silah arkadaşları devamlı arayıp halimizi hatırımızı soruyorlar. İnsanlar hatırlatmayalım diye bizi aramıyor. Üzülmeyelim yeniden diye acımızı hatırlatmak istemiyorlar. Durum hiç öyle değil. Ama hep kalbimizin bir köşesinde oğlumuz var. Öbür tarafta ebedi bir hayat var. İnşallah oğlumla orada görüşeceğiz.

abdullah-taha-koc4.jpg

EVLAT ACISI ÇOK ZORMUŞ ONU ANLADIK

**Oğlunuzun şahadeti ardından siz ve aileniz son 1 yılda neler yaşadınız?

-Evlat acısı zormuş bunu çok iyi anladık. Eşim ve çocuklarım çok büyük üzüntü yaşadı. Özellikle ikizler çok üzüldüler. Ben kendi iç dünyamda çok şeyler yaşadım. İnsanlar yoldan geçerken beni gördüklerinde sen Abdullah Taha’nın babası değil misin? Diyor sonra da beni kucaklıyorlar. Türkiye’nin dört bir yanından insanlar bizi aradı, taziye diledi, acımızı paylaştı. Geçen günde bir cenazede bir vatandaş geldi beni kucakladı. Beni ağlattı. Evin önünde 1 yıldır bayraklarımız duruyor. Bayraklarımız eskidikçe değiştiriyoruz. Oğlumuzun hatırasını canlı tutuyoruz.

Oğlumun şehadeti çok farklıydı. Kahramanca savaştı ve şehit oldu. İlkokullardan, liselerden öğrenciler taziye ziyaretine geldi. Evin önüne kurulan taziye çadırı aylarca kaldırılmadı. Öyle bir manevi atmosfer vardı ki; bunu anlatmak çok zor. Herkesin gelip bu atmosferi yaşamasını istedim. Allah bize şehit babası ve annesi olmayı nasip etti. Oğlumla hep gurur duydum. Bu vatan ona hep minnettar kalacak. Onlar Afrin’de Çanakkale ruhuyla savaştılar.

YÜREĞİMDE FIRTINALAR KOPTU

**Havalimanında düzenlenen karşılama töreninde oğlunuzun tabutunu sırtladınız. Bu fotoğraf karesi günlerce hatta aylarca konuşuldu? O anı anlatır mısınız?

-Havalimanına vardığımızda oraya kırmızı bir şerit çekmişler. Normalde oraya girilmezmiş. Ben yürüyün gidiyorum dedim. Şeridi kopardım gittim. Protokol kurallarını filan dinleyemezdim o an.Bana durun filan deseler zaten durmazdım. Benim buradaki halimi görecektiniz. Kendimi kaybetmiştim, içim yanıyordu. Uçak havalimanına inerken içimde fırtınalar koptu. Bir babanın yaşayabileceği en büyük acıyı yaşadım. Milletimizin manevi desteğiyle ayakta durduk. İnsanlarımız hep yanımızda oldu. Ama bazı yöneticiler taziyeye bile gelmedi. Mesela eski Konya Valisi gelmedi. Kendisinin yüzüne de dedim. Taziyeye gelmediniz diye. O da ‘Başbakan ile birlikte geldim‘ dedi. Sayın Valim sizin bizzat gelmenizi isterdim dedim. Meram Belediye Başkanı ve Karatay Belediye Başkanı da taziyeye gelmedi. Fatma hanımla biz belediye de beraber görev yaptık. Onların gelip gelmemesi birşey değişmeyecek biliyorum. Tahir bey de sonradan geldi. Beni yargısız sorgusuz infaz ettiler. Belki bu yüzden gelmediler. Ben vatan sevdalısı birisiyim. Bin kere bu vatan için ölürüm. Oğlumu bu vatan için şehit verdim. İki satır bir yazı geldi. Görevimden ihraç edildim. Ben duruşumu hiç bozmadım. Uğradığım haksızlıkla ilgili hiçbir şey konuşmadım. Gazeteciler ısrarla bu konu hakkında konuşmamı istediler. Defalarca röportaj yapmak istediler. Özel sorunlarımın şehidimizin önüne geçmesine istemedim. Zaten havalimanında oğlumun tabutunu sırtlarken gereken mesajı verdim. 6 ay önce de görevime iade edildim. Ama mutlu muyum bu durumdan? Mutlu değilim. Hala bir kırgınlık var içerimde. Hiçbir şey eskisi gibi olmadı. Cenab-ı Allah bize büyük bir hediye verdi. Abdullah Taha’yı gelecek nesiller de hatırlayacak.

ŞEHİDİMİZİN ADI YAŞATILSIN

**Oğlunuz Abdullah Taha nasıl birisiydi? Biraz şehidimizden bahseder misin?

-Oğlu Abdullah Taha’nın eğitimli ve birikimli bir gençti. Abdullah Taha, çok farklı bir gençti. Namazında niyazındaydı. Sigarası, alkolü yoktu. Okumayı çok severdi. Çok mütevaziydi. Batman’ın Kozluk ilçesinde girdiği çatışmada yaralandığını bile bize söylemedi. Bize tatbikatta yaralandığını söyledi. Gazi olduğunu şehit olduktan sonra öğrendik. Evlat acısı çok zormuş. Bunu daha iyi anladık. Ama bir vefasızlık var. Şu ana Abdullah Taha’nın ismi bir yere verilmedi. İlla bizim mi söylememiz lazım? Kendileri bunu düşünmeli. Diğer şehitlerimizin isimleri bir yerlere verildi. Gelecek nesiller de şehidimizi tanısın ve unutmasın. Hep yüreğimin bir köşesinde Abdullah Taha var. Türk milletinden tek isteğim oğlumun ve diğer şehitlerimizin unutulmamasıdır. Şehit Abdullah Taha Koç’un adının bir okulda bir eğitim merkezinde yaşatılmasını çok istiyoruz. Aile olarak tek isteğimiz bu.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
6 Yorum