Adil bir dünya, İslam ekonomisi ile mümkün

Adil bir dünya, İslam ekonomisi ile mümkün

Gazetemizin sorularını yanıtlayan Ekonomist Şevki Çobanoğlu, ekonomik sistem üzerine yaptığı değerlendirmede, “Adil bir dünya İslam ekonomisi ile mümkündür” ifadelerini kullandı

Ekonomik düzenin, kapitalizm gibi beşeri bir zulüm sistemi üzerine kurulu olduğu günümüzde, adil bir ekonomik sisteme duyulan ihtiyaç her geçen gün artıyor. İslam ekonomisi, bu konuda adaleti sağlayacak yegâne model olsa da, Müslümanların bu konu üzerine kafa yormak yerine; varolan sistem içerisinde Müslüman kalmaya çalışmaları yüzünden uygulamaya geçilemiyor. Biz de, bu konu üzerine kafa yoran nadir kişilerden olan ve İslam Ekonomisi isimli kitabı, yakın bir tarihte raflardaki yerini alan Ekonomist Şevki Çobanoğlu ile konuştuk. Türkiye’nin önemli ekonomistlerinden olan Şevki Çobanoğlu, İslam Ekonomisi isimli kitabında, İslam ve ekonomi üzerine ciddi tespitlerde bulunuyor. Adil bir dünyanın İslam ekonomisi ile mümkün olabileceğini ifade eden Şevki Çobanoğlu, kapitalizm ve sosyalizm gibi beşer ürünü sistemlerin insanlığa yalnızca zarar verdiğini söylüyor…

*Sayın Çobanoğlu kendinizi tanıtır mısınız? Şevki Çobanoğlu kimdir?

-Araştırmacı, yazar ve şairim. 3 Nisan 1953 tarihinde Kayseri ili, Özvatan ilçesi, Taşlık köyünde doğdum. İlkokulu Taşlık köyünde, ortaokulu Özvatan ilçesinde tamamladım . Nevşehir Ticaret Lisesi’nden mezun oldum. 19. Adana İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi İşletme Fakültesi Maliye ve Muhasebe Bölümü’nü bitirdim. Çalışma hayatına 1974 yılında başladım. Çeşitli firmalarda muhasebeci, muhasebe müdürlüğü ve yönetici olarak çalıştım. 28 Nisan 1994 tarihinden 13 Şubat 1997 tarihine kadar Kayseri Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcılığı görevinde bulundum. Almanya, Hollanda, Belçika, Avusturya, İsviçre, Fransa ve Lüksemburg gibi Avrupa ülkelerini iş seyahatleri dolayısıyla gezdim (1997-2001). Ekonomi üzerine araştırmalar yaparak daha önce 8 adet kitap yazdım. “İslâm Ekonomisi” kitabım, ekonomi üzerine yazdığım dokuzuncu eserimdir. Halen Merhaba gazetesinde ekonomi üzerine yazılar yazmaktayım.

*Ekonomi nedir?

-Ekonomi, mal ve hizmetlerin üretimi, değişimi ve tüketimi ile uğraşan fert ve teşebbüsleri inceleyen bir sosyal bilim dalı olarak nitelendirilmektedir. Daha kısa bir tanımla, ekonomi insan ihtiyaçlarının karşılanması için yapılan bütün ekonomik faaliyet ve teşebbüslerdir.

*Peki İslâm ekonomisi nedir?

-İslâm ekonomisi, İslâmi değerler çerçevesinde toplumun ekonomik durumunu inceleyen bir ilimdir. İslâm ekonomisi, faizsiz bir temele dayanan, lüks ve israfa meydan vermeyen, tutumlu olmayı, iktisatlı harcamayı, adil dağılımı sağlayan ve haksızlığa geçit vermeyen, orta bir yolda gitmeyi öngören bir sistemdir.

*Sizi “İslâm Ekonomisi” kitabını yazmaya iten şey neydi? İslâm dünyasında bu konu ile ilgili bir açık olduğunu düşünüyor musunuz?

‘İslâm Ekonomisi’ kitabım Yediveren Yayınları arasında çıktı. Beni bu kitabı yazmaya iten sebep, bugün uygulanmakta olan kapitalist ve sosyalist sistemlerin dünyayı huzursuz eden durumlarıdır. Halbuki insanlığa huzur ve saadet getirecek olan İslâm ekonomisi var iken, bunun uygulamaya konmaması beni çok rahatsız etmektedir. Bunun için bu kitabı kaleme alarak hem ekonomi ilmine katkıda bulunmak hem de bütün Müslümanların İslâm ekonomisi ile daha fazla ilgilenmelerine dikkat çekmek istedim. İslâm dünyasında bu konu ile ilgili çok büyük bir açık vardır. İslâm ülkeleri arasında akademisyenlerin, ekonomistlerin, yazarların, müteşebbislerin, ilim adamlarının ve faizsiz finans kurumlarının zaman zaman bir araya gelerek İslâm ekonomisi üzerine toplantı ve konferanslar düzenlediği görülmektedir. Yapılan bu toplantılarda, İslâm ekonomisi, bankacılık ve finans, İslâm ülkeleri arasında işbirliği konuları konuşulmakta ve bildiriler sunulmaktadır. Yapılan bu toplantılar bugün için yeterli sayılmasa da gelecek için umut vericidir. Aslında İslâm ülkeleri hükümetleri tarafından İslâm ekonomisi üzerine konferanslar düzenlenerek, İslâm ekonomisinin uygulamaya konması konusu üzerinde durulmalıdır. Artık İslâm ülkeleri, kapitalist ve sosyalist sistemlerin getirdiği zulüm çarklarından kurtulup, kendi ekonomik sistemimiz olan İslâm ekonomisini uygulamaya koymalıdır.

*Aslında iktisat yalnızca para ile ilgili meseleler de değil, Müslüman bireyin hayatının her noktasında uygulaması gereken bir şey değil midir?

-Her Müslüman harcamalarını tasarrufa önem vererek, israfa etmeden, iktisatlı olarak yapmalıdır. Müslümanlar tüketim toplumu olmaktan kaçınmalıdırlar. Harcamalarını öncelikle zaruri ihtiyaçlarını giderecek şekilde yapmalıdırlar. Bireyler sosyal ihtiyaçlarını karşılarken, lüks tüketime gitmemelidirler. İktisatlı davranmak her bireyin hayatında uygulaması gereken en önemli kuraldır. Gösterişten uzak iktisatlı harcamalar yapan bir toplum huzur içinde yaşayan bir toplum olur.

*İslâm ekonomisinde üretim, tüketim ve dağıtım nasıldır?

-Ekonomi üretim, tüketim ve dağıtım ekseni etrafında dönmektedir. İslâm ekonomisinde, Allah’ın emirleri doğrultusunda haram olmayan maddelerin üretimi yapılarak, insan ihtiyaçları karşılanır. Üretim ihtiyaca göre yapılır. Tüketim, kaynakları ve ürünleri israf etmeden, lükse kaçmadan yapılır. İslâm ekonomisinde dağıtım ya da bölüşüm adil ölçüler içinde olur. Gelir dağılımında her fert düşünülür. Dağıtımda toplumun bütün fertleri gözetilir. Toplumda biri tok yatarken, diğeri aç yatamaz. Devlet ve fertler, dağıtım ya da bölüşüm konusunda büyük bir sorumluluk altındadırlar.

FAİZSİZ BANKACILIK MÜMKÜNDÜR

* Peki faizsiz, İslâmi bir bankacılık mümkün mü? İslâm ekonomisinde şu anki bankaların rolünü üstlenecek olan kurum nedir?

-İslâm’da faiz yasak kılınmıştır. İslâm ekonomisi faizsiz bir temele dayanmaktadır. İslâm ekonomisinde faizsiz İslâmi bir bankacılık esastır. Bu nedenle faizsiz İslâmi bankacılık mümkündür. İslâm ekonomisinde şu anki bankaların rolünü üstlenecek olan kurum, faizsiz çalışan İslâm bankalarıdır.

*Karma mülkiyet sistemini biraz açar mısınız? Bu sistemin sınırlarını belirleme de devlete belli inisiyatifler verilmiş midir?

-İslâm’da mülkiyet; ferdi mülkiyet, kamusal mülkiyet ve karma mülkiyet olmak üzere üç kısma ayrılır. Karma mülkiyet; kamunun ve fertlerin ortak oldukları mülkiyettir. Bu sistemde devlet inisiyatif alarak, kurduğu bir işletmeye fertleri de hissedar etmektedir. Kamunun ve fertlerin ortak olduğu mülkiyete, karma mülkiyet denir.

*İslâm ekonomisi “Lehu’l Mülk” ifadesine, yani “Mülk Allah’ındır” prensibine mi dayanmaktadır? Bu sistemdeki mükemmeliyet, bireyin emanetçi olduğunu bilmesi şuurundan mı kaynaklanmaktadır?

-Lehu’l mülk, her şey, bütün mülk Allah’ındır. Allah (c.c.) şöyle buyurmaktadır: “Çocuk edinmeyen, hâkimiyette ortağı bulunmayan, âcizlikten ötürü bir dosta da ihtiyacı olmayan Allah’a hamd olsun” de ve tekbir getirerek O’nun şanını yücelt!” (İsra Suresi, Ayet:111), “Göklerin ve yerin hükümranlığı Allah’ındır. Allah’ın her şeye gücü yeter.” (Al-i İmran Suresi, Ayet: 189) Allah (c.c.) mülkünü, bütün insanlığın emrine vermiştir. İnsanlar, Allah’ın mülkünde emanetçidirler. İnsanlar, teşebbüs güçlerini kullanarak Allah’ın mülkünden faydalanmaktadırlar. İnsanlar, Allah’ın mülkünden faydalanırken, Allah’ın emirleri gereği hareket etmelidirler. İslâm ekonomisi, mülkün sahibi olan Allah’ın emirlerine göre işlemektedir. Müslümanlar, ekonomik hayatlarını İslâm ekonomisinin esaslarına göre düzenlemelidirler.

*Riba fadl konusunu biraz anlatabilir misiniz? Çünkü bu, günümüzde birçok Müslüman tarafından haramlığı bilinmeyen bir konu.

-Riba fadl, vadesiz faizdir. Bu çeşit faiz daha ziyade emtia mübadelesi esnasında görülür. Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir Hadis-i Şerif’lerinde; “Altını altın ile, gümüşü gümüş ile, buğdayı buğday ile, arpayı arpa ile, hurmayı hurma ile, eşiti eşitine, tıpatıpına denk olmak üzere elden ele değiştiriniz. Kim fazla verir veya fazla alırsa faiz yapmış olur. (Günahta) alıcı da, verici de eşittir” demiştir. Bu Hadis-i Şerif’te belirtildiği gibi emtia takasında bir malın tıpatıp aynı olması gerekir. Bir kişi iki kilo kötü elma vererek karşılığında bir kilo iyi elma alsa faiz yapmış olur. Fakat o kişi elindeki kötü elmayı satarak, elde ettiği para ile iyi elma alırsa o zaman faiz yapmış olmaz.

*Züht ile İslâm ekonomisi arasındaki ilişki nedir?

-Züht, dinin yasak ettiklerinden sakınıp, emirlerini yerine getirmedir. Kendini dine verme, takvadır. Züht ile İslâm ekonomisi arasında tam bir ilişki vardır.

İslâm tek başına bir nizamdır. İktisadi veçhesi de bir bölümünü teşkil ettiği gibi temel esaslara bütünüyle bağlıdır. Her Müslüman, hayatı boyunca hem ibadetlerini gereği gibi yapmalı hem de faiz, içki, israf, lüks gibi bütün haramlardan kaçınarak, İslâm’ın emrince temiz bir hayat yaşamalıdır.

*Osmanlı’nın uyguladığı ekonomik sistem İslâm ekonomisi midir?

-Osmanlı Devleti bir İslâm devleti idi. Uyguladığı ekonomik sistem de İslâm ekonomisidir. Osmanlı Devleti’nde uygulanan ekonomik sistem ile insanlar yüzyıllarca refah, huzur ve saadet içinde yaşamışlardır.

*Müslümanların ekonomi üzerine kafa yormaları ne derece önemlidir?

-Müslümanların, ekonomi üzerine kafa yormaları çok önemlidir. Müslümanlar ekonomiyi iyi bilirlerse dünyayı bunalıma sürükleyen sistemlerin, nasıl haksızlıklar getirdiğini daha iyi anlamış olurlar. Bugün insanlığı bunalıma sürükleyen kapitalist ve sosyalist sistemlerin zulüm ve baskılarından kurtulmak için Müslümanların ekonomiyi iyi bilmeleri gerekir. Müslümanlar, ekonomi üzerine kafa yorarak İslâm ekonomisinin uygulamaya konması için gerekli çabayı göstermelidirler.

RÖPORTAJ-MUHAMMET EMİN ÇİFÇİ
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.