Uzman isim konuştu: Bu tarihten sonra ekonomik kriz derinleşecek!

2023 yılı, ülke ekonomisinin patinaj yaptığı, dış borcun arttığı, faizin ve döviz kurunun yükseldiği, hayat pahalılığının arttığı, enflasyonun çıldırdığı bir yıl oldu. Ayrıca 11 ilde büyük bir yıkıma sebep olan depremin getirdiği ekonomik yük de ülke ekonomisini zorladı. Gözler, 2024 yılına çevrildi. Geçtiğimiz günlerde açıklanan 17 bin 2 TL'lik asgari ücret kısa sürede 7 dolar eridi. Zamlı yeni maaş vatandaşın cebine girmeden erimeye başladı. Ekonomik anlamda 2024 yılının Mart ayına kadar stabil gideceği, yerel seçimden sonra asıl zorluğun başlayacağı uzmanlar tarafından dile getiriliyor. Uzmanlar, 2024 yılının, 2023'ü aratacağını öngördüklerini ifade ediyor.

2023'TE VATANDAŞIN CEBİNDEKİ EKMEK VE SÜT PARASINA GÖZ KONULDU!

2023 yılında Türk halkının kışın en soğuğunu yaşadığını belirten Kalkınma İktisatçısı, Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Alagöz, vatandaşın fakirleştiğine dikkat çekti. Uygulanan Neoliberal politikaların faturasının acı olduğunu vurgulayan Alagöz, “Sistem tamamen zam, vergi, ek vergi üzerine kurulu” dedi. Zor şartlarda geçinmeye çalışan vatandaşın cebindeki ekmek ve süt parasına el konulduğu belirten Alagöz, “2023 yılı ayrıca depremin getirdiği acılarla dolu bir yıl oldu. Depremin ekonomik maliyetinin çok fazla olduğu bir yıl oldu. 2023 yılında hayat pahalılığı arttı. 2023, belirsizlik ve endişelerin çoğaldığı bir yıl olarak hafızalarda kaldı” şeklinde konuştu.

TÜRK HALKI KEMER SIKMAKTAN YORULDU!

“2024 yılından bir beklentimiz yok” diyen Alagöz, böyle düşünmesinin gerekçelerini sıraladı. Alagöz, şunları ifade etti: “Beklenti içine girmek için var olan ekonomik durumu düzenleyici, hayat pahalılığını azaltıcı, üretim maliyetlerini düşürücü önlemler olması gerekir. Hiçbir önlem alınmadı. Aynı düzen devam ediyor. 2024 yılı asgari ücreti enflasyondan düşük kaldı. Zamlı maaş vatandaşın cebine girmeden hayat pahalılığından ötürü eriyor. Asgari ücret arttı, vatandaşın cebine yeni ücret girmeden eridi. 2024 yılı ekonomik anlamda zor bir yıl olacak. Üretim maliyetlerinin düşürülmesine yönelik gözle görülür yapısal bir politika uygulanmıyor. Faizlerin yükselmesinden dolayı yeni yatırımlar imkânsız hale geliyor. Açık söyleyeyim, 2024, 2023 yılından çok daha çetin geçecek. Hükümetin bir an evvel dış borç arama çabasından vazgeçmesi gerekir. Bunun yerinde doğrudan faydası olmayan kamu ve itibar harcamalarının kısılması lazım. Hükümet, acilen tasarrufa gitmeli. Halkımız kemer sıkmaktan yoruldu. Hükümet harcamaları ise alabildiğince genişletildi. Böyle bir ekonomik politikadan insanların beklentisi olamaz.”

2024'TE FAİZ VE DÖVİZ KURU YÜKSELECEK!

Ekonomide Türkiye'nin bu durumda olmasının en büyük nedeninin 'Faiz sebep, enflasyon sonuç' anlayışının olduğunu dile getiren SÜ İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Alagöz, bu anlayışın vatandaşa ve ülkeye ağır bir mali yük getirdiğinin altını çizdi. 2 sene boyunca dayatılan 'Faiz sebep, enflasyon sonuç' anlayışının

Mehmet Şimşek'in Hazine ve Maliye Bakanı olmasıyla birlikte çürüdüğünü ifade eden Alagöz, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Mehmet Şimşek ile birlikte 'Enflasyon sebep, faiz sonuç' anlayışına dönüldü. Seçimden dolayı kamu harcamaları artacak. 106 milyar dolarlık dış ticaret açığımız var. Cumhuriyet tarihinin en yüksek açıklarıyla karşı karşıyayız. Türkiye'de şu an seçim ekonomisi uygulanıyor. Popülizm politikası artacak. Yaşam daha zor olacak. Mart'tan sonra ekonominin faturası çok daha ağır olacak. Her seçim öncesi olduğu gibi yine 'Ekonomi uçuşa geçecek' denilecek, deniliyor. Türkiye ekonomisi uçuşa geçer mi geçmez mi bilmiyorum ancak fakirleşeceğimiz kaçınılmaz bir gerçek. Hükümetin bu gidişi engellemeye yönelik bir hamlesi, politikası yok. 2024 yılında faiz ve döviz kuru artacak. Eğilim bu yönde. Çünkü borçlarımız çok fazla.”

EMRE ÖZGÜL