Zulümden kaçtılar! Konya'da kültürlerini yaşatıyorlar

76 yıldır Çin hükümetinin Uygur Türklerine uyguladığı soykırım politikası, çoğunluğu Uygur olan 1 milyondan fazla Türk Müslümanın herhangi bir yasal işlem olmaksızın, öncelikle gizli gözaltı kamplarında tutulmasına yol açtı. Birçok Uygur Türkü ise ülkesini terk etmek zorunda kaldı. II. Dünya Savaşı'ndan bu yana etnik ve dini kimlikleri nedeniyle Uygurlulara karşı uygulanan şiddetten kaçıp 10 yıl önce Konya’ya yerleşen bir aile de Karahanlılar oldu. Karahanlı ailesi, Konya’da hem dini özgürlüğüne kavuştu hem de kültürünü yaşatmak adına işletme açma kararı aldı. Doğu Türkistanlı Züleyha Karahanlı, Merhabahaber'e konuştu.

‘KONYA, DOĞU TÜRKİSTANLILAR İÇİN GÜVENLİ BİR YUVA OLDU’

Çin’in zulmünden dolayı Doğu Türkistan’dan 10 yıl önce Konya’ya gelmek zorunda kaldıklarını hatırlatan Züleyha Karahanlı, “Doğu Türkistan’da evde yemek yapıp satıyordum. Eşim ise ticaretle uğraşıyordu” dedi. Baskılara dayanamayıp, Türkiye’ye gelme kararı verdiklerini söyleyen Karahanlı, “Uygurlular olarak çok zulüm gördük. Ticaretimize, dini yaşantımıza, kültürümüze engel oldular. Türkiye’de ise özellikle Konya’yı tercih ettik. Eşim ilk dönemler burada da ticaretle uğraşıyordu. El yatkınlığım olduğu için yemek yapıp satma kararını Konya’da da aldım. Hem de kendi kültürümüzü yaşatmak istiyordum. Uygur Lezzetleri isminde bir işletme açtık. Konya bize kucak açtı. Konya’yı ve Konyalıları çok sevdik. Doğu Türkistan’dan Konya’ya geldiğimizde kendimizi asla gurbette hissetmedik. Hep kendi memleketimizdeymiş gibi yaşadık. Konya Doğu Türkistanlılar için gerçekten güvenli bir yuva” şeklinde konuştu.

‘KONYALILAR YÖRESEL ÜRÜNLERİMİZİ ÇOK BEĞENDİ’

Konyalıların kendileri gibi işletmelerini de sahiplendiğine dikkat çeken Karahanlı, zamanla büyüdüklerini vurguladı. Uygur Lezzetleri işletmesinde yöresel yemeklerini yapıp sattıklarına değinen Doğu Türkistanlı Züleyha Karahanlı, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Çin’in zulmünden dolayı Türkiye’ye gelirken aynı zamanda biz Uygur mutfağını da bu cennet vatana taşıdık. Hem kültürümüzü yansıtıyoruz hem de para kazanıyoruz. Uygur lezzetlerinin Konya’ya yakışacağını, Konyalıların yöresel yemeklerimizi çok seveceğini düşündük. İşletmemizde her şey yöresel. Türk kültürüyle Uygur kültürü arasında pek bir fark yok. Kendi yöremize ait menemen, pilav, çorba, mantı ve makarna çeşitlerini Konyalılar çok sevdi. İşletmemize bir kez gelen bir daha geliyor. Artık daimi müşterilerimiz var.”

HEM YÖRESEL LEZZET HEM DE KARDEŞLİK SUNUYORLAR

Uygur Türkü Züleyha Karahanlı, Doğu Türkistan’da diledikleri gibi namaz kılamadıklarını, ibadetlerini yaşayamadıklarını dile getirdi. Çin baskısıyla çok yönlü bir zulmün başladığını ifade eden Karahanlı, şu cümlelerle konuşmasını noktaladı: “Doğu Türkistan’da her geçen gün baskı ve zulüm arttı. İnsanlık dışı muamele sabrı taşırdı. Kültürümüzü yaşamamıza izin verilmedi. İbadet özgürlüğüne darbe vuruldu. Başörtümüze el uzattılar. Baskı, artık dayanılmaz bir hal aldı. 2015 yılında bu zulümden kaçabilenler kaçtı. Kaçamayanlar ise ya öldürüldü ya da işkenceye maruz bırakıldı. Doğu Türkistan’da hala soykırım devam ediyor. 10 yıldır Konya’dayız. Oradaki kardeşlerimizin acısıyla yüreklerimiz yanıyor ama bir yönüyle de hayat devam ediyor. Güçlü durmak zorundayız. Kültürümüzü yaşatma mecburiyetindeyiz. Bizim dışımızda Konya’da yaşayan birçok Uygur Türkü var. Onlar da gelip işletmemizde yemek yiyor, hemşehrileriyle sohbet ediyor.” Uygur Lezzetleri, bugün hem yöresel lezzetlerin yapılıp satıldığı bir yer olurken hem de Uygur Türklerinin bir araya gelip, sohbet ettiği bir mekân olma özelliği de taşıyor.