Yaz aylarında beslenmeye dikkat! İşte püf noktaları
Yaz aylarının gelmesiyle birlikte artan hava sıcaklıkları, bazı sağlık sorunlarını da beraberinde getiriyor. Uzmanlar; tüketilen yiyecek, içecek ve miktarları konusunda hem kilo kontrolü hem de sağlıklı yaşam açısından dikkatli olunması gerektiği yönünde uyarılarda bulunuyor.
‘BESLENMEYE DİKKAT ETMEZSEK UZUN VADEDE SAĞLIK RİSKİ OLUŞUR’
İçinde bulunduğumuz bu aylarda geleneksel aile ziyaretlerinin artması nedeniyle öğünlerin aksaması ya da gecikmesi sıkça gözlemleniyor. Bu nedenle, özellikle yaz aylarında su ve besin tüketimine dikkat edilmesi gerektiğini belirten Diyetisyen Şule Sevinç, şu ifadeleri kullandı: “Yaz aylarında artan sıcaklıklarla birlikte hayatımızda ve vücudumuzda bazı değişiklikler meydana gelir. Sıcağa tolerans düzeyimize bağlı olarak iştahımız artabilir ya da azalabilir. Bu durum, yeterli ve dengeli beslenmeyi etkileyen faktörlerden biridir. Sıcak havalar, bireyin hareket etme isteğini de azaltır. Eğer kişinin günlük hareketliliğinde bir azalma varsa, bu durum günlük enerji ihtiyacını da düşürebilir. Öte yandan, çoğu kişi için tatil dönemi denince akla yaz mevsimi gelir. Eş, dost, arkadaş ve akrabalarla bir araya geliriz. Kültürel olarak sosyal etkinliklerimiz genellikle yemekli ya da ikramlı olur. Günlerin uzamasıyla birlikte yemek saatlerinde de değişiklikler yaşanabilir. Tüm bu değişkenler, eğer beslenmemize dikkat etmezsek uzun vadede sağlığımız açısından risk oluşturabilir.”

‘SICAKLARDA HAREKETTEN KOPMAYIN, BESLENMEDE ÖLÇÜYÜ KAÇIRMAYIN’
Yaz sıcaklarıyla birlikte hareketlerimizin kısıtlandığını ifade eden, ancak günlük egzersizlerin aksatılmaması gerektiğini vurgulayan Sevinç, sindirim sistemi yavaş çalışan bireyler için yaz aylarında besin tüketimi konusunda şu uyarılarda bulundu: “Öncelikle iştah düzeylerini kontrol etmeliler. Azalmış ya da artmış iştah, dikkat edilmediği takdirde kişiyi yeterli ve dengeli beslenmeden uzaklaştırabilir. Öğünlerde, sağlıklı beslenme tabağı modelini örnek alarak bu durumu bir ölçüde engelleyebiliriz. Dondurma ve serinlemek amacıyla tüketilen birçok içeceğin belirli bir kaloriye sahip olduğu unutulmamalıdır. Kaloriden çok, bu tür yiyecek ve içeceklerin içerdiği yağ ve basit şeker oranına dikkat edilmelidir. Evet, kalori önemlidir; ancak daha önemli olan, bu enerjinin hangi besin ögelerinden geldiğidir. Bu nedenle bu tür gıdalar ölçülü tüketilmelidir. Tatil bölgelerinde, özellikle açık büfelerde tabağa yiyecek alımına önce salata ve lif açısından zengin besinlerle başlanmalı; ardından sevilen bir sebze yemeği, devamında et, balık veya kuru baklagil gibi protein kaynakları eklenmeli, en son olarak ise pilav, makarna, börek ya da ekmek tercih edilmelidir. Ancak açık büfelerde şunu unutmamalıyız: Oradaki yemekler sınırsız olabilir ama midemizin bir sınırı vardır. Lütfen normal tüketiminizin üzerine çıkmayınız. Büfeyi önceden gezip inceledikten sonra yemek seçimi yapmanızı öneriyoruz. Tatmak istediğiniz yiyecekleri önce bir kaşık kadar alıp, hoşunuza giderse size uygun ölçü ve yemek sıralamasına göre tekrar alabilirsiniz. Böylece hem israfı önlemiş hem de gereksiz kilo alımından korunmuş olursunuz. Havaların sıcak olması, fiziksel aktivitenin tamamen bırakılması gerektiği anlamına gelmez. Doktorunuz aksini önermediği sürece, günlük yürüyüş ya da egzersiz mutlaka yaşamınızda yer almalıdır. Bu durum yaz ayları için de geçerlidir.”

YAZIN BESLENMEDE DOĞRU TERCİHLERİN PÜF NOKTALARI
Yaz aylarında hangi gıdaların nasıl tüketilmesi gerektiğine değinen Diyetisyen Şule Sevinç, sözlerine Şu cümlelerle devam etti: “Aslında mesele, hangi gıdalardan çok, bu gıdaları nasıl tercih ettiğimizdir. Havanın sıcak olması nedeniyle soğuk sandviçler ya da salatalar serinlemek için harika seçimler olabilir. Ancak günlük almamız gereken besin ögesi ihtiyaçlarını göz ardı edip sadece tek tip beslenirsek, bu durum uzun vadede sağlık sorunlarına yol açabilir. Salataların veya sandviçlerin içerisine tavuk, balık, kuru baklagiller, peynir ve tam tahıllı makarna ya da tam tahıllı kıtır ekmek ekleyerek; yanına da ayran ya da kefir ilave ederek dengeli bir öğün oluşturabiliriz. Böylece hem serinlemiş olur hem de yeterli ve dengeli beslenmiş oluruz. Dilersek bu karışımlara, uygun ölçülerde ceviz, çiğ fındık veya çiğ badem de ekleyebiliriz. Yağlı tohumlar, doğru miktarda tüketildiklerinde vücudumuzda sağlık açısından olumlu etkiler gösterir. Taze sebzelerin bu mevsimde daha bol bulunması, çeşitli sebze yemekleri ya da soğuk çorbalar yapma imkânı sunar. Tatlı tercihlerinde ise sütlü tatlılara yönelmemiz daha sağlıklı olacaktır. İçecek olarak, Türk mutfağının çeşitli bitki bazlı şerbetlerini tercih edebiliriz; elbette içerisindeki şeker miktarına dikkat ederek. Ayrıca evde, şekersiz ve serinletici içecekler de hazırlayıp tüketebiliriz.”
KIZARTMAYA HAYIR, MEYVEYE EŞLİKÇİ ŞART!
Yaz aylarında özellikle kaçınılması gereken besinleri sıralayan Diyetisyen Şule Sevinç, meyvenin günde 2–3 porsiyon olarak, yatmadan yaklaşık dört saat önce ve yanında yoğurt ya da peynir gibi bir eşlikçiyle tüketilmesinin sağlık açısından faydalı olduğunun altını çizdi.
Sevinç, “Kesinlikle kızartma ve kavurma türü yemeklerden uzak durmamız gerekir. Çok yağlı yiyecekleri normalde de tüketmemeliyiz ancak yaz aylarında bu konuya özellikle dikkat etmek, sağlığımız açısından daha da önem kazanır. Aynı şekilde, iştahsızlığa bağlı olarak edinilen atıştırma alışkanlığı da önerilmez. Bu durum kişinin gün içinde ne yediğini fark etmesini zorlaştırır ve sindirim sistemi açısından da uygun değildir. Beyaz ekmek, hamur işleri ve özellikle şerbetli tatlılardan uzak durmamız gerekir. Asitli içecekler ve enerji içecekleri de içerik bakımından kaçınılması gereken gruptadır. Alkollü ve tatlandırıcı içeren içecekler de sağlıklı beslenme açısından önerdiğimiz gruplar arasında yer almaz. Meyvelere gelecek olursak, eğer kişiyi riske atacak bir sağlık durumu yoksa, günde 2–3 porsiyon meyveyi yatmadan yaklaşık dört saat önce tüketmelerini öneririm. Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta, meyvenin tek başına yenmemesidir. Meyve, yanında bir ‘arkadaş’ ister; aksi takdirde kan şekerini hızla yükseltip ardından ani bir düşüşe neden olabilir. Bu ‘eşlikçiler’ 2 adet ceviz, bir avuç içi kadar leblebi, 1 kâse yoğurt ya da 1 küçük dilim beyaz peynir gibi besinler olabilir. Hangi seçeneğin tercih edileceği, kişinin damak tadına ve sağlık durumuna göre belirlenmelidir. Meyveler, bağışıklık sistemimize destek olan birçok antioksidan içerir. Ancak bu faydalı besinleri tüketirken, kendimize zarar vermemeye de dikkat etmeliyiz” diye konuştu.
‘BU SORULARI KENDİNİZE SORUN’
Her bireyin fizyolojisinin farklı olmasından dolayı beslenme biçiminin farklı olduğunu vurgulayan Diyetisyen Şule Sevinç, sağlığını önemseyen kişilerin en yakın beslenme uzmanıyla iletişime geçmesi gerektiğini belirterek sözlerini şu şekilde tamamladı: “Hepimiz insanız; bu nedenle bazı genellemelerimiz olabilir. Ancak hiçbirimizin hayatı bir başkasıyla aynı değildir, vücutlarımız da bire bir aynı çalışmaz. En küçük düzeyde bile olsa bu farklılıklar, farklı ihtiyaçları ve dolayısıyla farklı beslenme şekillerini beraberinde getirir. Sağlık, iki temel faktörden etkilenir: Bunlardan ilki genetik faktörler, ikincisi ise çevresel faktörlerdir. Beslenme ise çevresel faktörler arasında en etkili olanıdır. Bu nedenle, beslenme konusunu bir uzmanla görüşmeniz size önemli faydalar sağlar. Şu sorulara yanıt bulabilirsiniz: ‘Yaşadığım bazı sağlık sorunları yediklerimden mi kaynaklanıyor, yoksa ileride bu sorunlarla karşılaşabilir miyim? Yoksa hayat tarzım, yediklerime mi uygun değil ve bu nedenle bazı sağlık problemleri yaşıyorum ya da yaşayabilir miyim?’ Bu soruların cevabını bulduğunuzda, kendinizi ve beslenme alışkanlıklarınızı buna göre şekillendirebilirsiniz. Ailede görülen her hastalık çocukta ortaya çıkacak diye bir kural yoktur. Bunu belirleyen unsurlardan biri, ailenin yaşam alışkanlıklarını çocuğun da birebir devam ettirmesidir. Ancak çocuk, zamanla kendisine zarar verecek bu alışkanlıkları bizim konumuz özelinde, sağlıksız beslenme alışkanlıklarını bırakır ve yerine sağlığını destekleyen doğru beslenme alışkanlıklarını koyarsa, ileride birçok hastalıktan korunmuş olur. Unutmayın, beslenme uzmanları sizlerin yaşam kalitesini artırmak için uzun yıllar eğitim alıyor. Kendi iyiliğiniz için, bir uzmana danışmaktan çekinmeyin.”
Kaynak:Mehmet Ali Nurullahoğulları





Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.