Vatandaş ekmeği bile kredi kartıyla alıyor! Bankacılık sistemine köle oldular

Temel ihtiyaçlara dahi bütçe ayıramayan vatandaş, her ay bir sonraki maaşını harcıyor. Türk halkı artık geleceğini kredi kartıyla ipotek altına alıyor.

‘GELİR YETERSİZLİĞİ KREDİ KARTI KULLANIMINA MECBUR BIRAKIYOR’

Vatandaşların kredi kartı kullanmak zorunda bırakıldığını söyleyen Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Alagöz, "Türkiye’de kredi kartı kullanımının artmasının asıl nedeni, insanların gelir yetersizliğiyle baş başa kalması. Bugün birçok kişinin cebinde ne yazık ki nakit para yok. Henüz eline geçmemiş, gelecekte almayı umduğu parayı peşinen harcamak zorunda kalıyor. Emekliler ve asgari ücretle çalışanlar, açlık sınırının altında bir maaşa mahkûm ediliyor. Aldıkları parayla sadece kira, elektrik, su, doğalgaz ve telefon gibi temel giderlerini karşılayabiliyorlar. Gıda ve giyim gibi diğer ihtiyaçlar için ellerinde para kalmıyor. Bu yüzden sabit geliri olanlar, henüz almamış oldukları maaşlarını kredi kartıyla harcamış oluyor. Her ay, bir sonraki ayın gelirini şimdiden tüketmiş hâle geliyorlar. Bunu yapmazlarsa geçinmeleri mümkün değil" diye konuştu.

‘VATANDAŞLAR GELECEKLERİNİ BANKALARA İPOTEK EDİYOR’

Kredi kullanan insanların neredeyse tamamının, gün geçtikçe geleceklerini bankalara ipotek ettiklerini dile getiren Prof. Dr. Alagöz, “İnsanlar, yaşamlarını sürdürebilmek için adeta bankacılık sistemine köle hâline getirilmiş durumda. Bugün insanlar, insanca yaşayabilmek için başvurdukları kredi kartlarının sadece asgari tutarını ödeyebilir hâle geldi. Çünkü her ay aldıkları maaş kadar kredi kartı harcaması yapıyorlar. Kira ve faturalar gibi temel giderler de işin içine girince, her geçen gün daha da zarara uğruyorlar. Hatta bir süre sonra tamamen bankalara çalışır duruma geliyorlar. Ellerinde nakit para olmadığı için geleceklerini bankalara ipotek etmiş oluyorlar” ifadelerini kullandı.

VATANDAŞIN TEK UMUDU: YARIN EKMEĞİ KREDİ KARTIYLA ALABİLECEK MİYİM?

Alagöz, vatandaşların geleceğe dair tek umudunun “Yarın ekmeği kredi kartıyla alabilecek miyim?” sorusu hâline geldiğini vurguladı. Maddi sıkıntıların ev içinde huzursuzluğa yol açtığının altını çizen Alagöz, sözlerini şu şekilde sürdürdü: “Vatandaş artık geleceğe dair bir yatırım yapamıyor. Zaten tasarruf edebilecek bir imkâna da sahip değil, çünkü eldeki gelir belli. Durumu yok ki birikim yapsın. Bu maddi yetersizlik, hane halkına da psikolojik olarak olumsuz yansıyor; evde huzursuzluklar baş gösteriyor. Sadece anne baba değil, evdeki çocuklar da gelirsizliğin farkında. Bu durum, onların da geleceğe dair en ufak bir umut taşımasını engelliyor.”

‘EMEKLİLERİN VE SABİT GELİRLİLERİN ÜCRETLERİ ARTIRILMALI’

Vatandaşı bu krizden kurtaracak tarafın hükümet olduğunu belirten Selçuk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Alagöz, sözlerine şu cümlelerle son verdi: “Vatandaşların bu kredi belasından kurtulabilmesi için hükümetin bir an önce emeklilerin ve sabit gelirlilerin reel anlamda aldığı ücretleri artırabilecek politikaları hayata geçirmesi gerekiyor. Kimse vatandaşın, en temel ihtiyacı olan ekmekten tasarruf etmesini bekleyemez. Yani kimse, temel ihtiyaçlarından kısmayı vatandaştan bekleyemez. Zaten elde ettiği gelirle bu ihtiyaçların sadece bir kısmını karşılayabiliyor, kalanını ise kredi kartlarıyla, borçlanarak gidermek zorunda kalıyor.

Hükümetin burada yapması gereken, 2008 öncesinde emeklinin sahip olduğu alım gücünü ve yaşam standardını yeniden sağlamaktır. Asgari ücretli vatandaşların adeta köle gibi çalıştırılmasındansa, maaşların açlık sınırının üzerine çıkarılması şarttır.”