Ülkemizi vermeyeceğiz

Ülkemizi vermeyeceğiz

Avrupa Milli Görüş Teşkilatı kurucularından Hasan Damar, “Hükümet referansımız İslam değil’, dedi. Ne oldu şimdi? Adamlar ellerini kollarını bağladılar, vücudunu istiyorlar. Ülkemizi elimizden almak istiyorlar. Ama Allah’ın izni ile vermeyeceğiz” dedi

RÖPORTAJ: HÂLİD ŞEN

Avrupa Milli Görüş Teşkilatı kurucularından Hasan Damar, “Hükümet referansımız İslam değil’, dedi. Ne oldu şimdi? Adamlar ellerini kollarını bağladılar, vücudunu istiyorlar. Ülkemizi elimizden almak istiyorlar. Ama Allah’ın izni ile vermeyeceğiz” dedi

AB TÜRKEYİ’Yİ ÜYE ALMAZ

Avrupa Milli Görüş Teşkilatı Kurucularından Hasan Damar Merhaba Gazetesi’ne konuştu. Avrupa Milli Görüş Teşkilatı (IGMG) Avrupa’nın en büyük sivil toplum kuruluşlarından biri olduğunu söyleyen Damar, gurbetçilerin 60 senelik serüvenlerini ve yaşadıkları sorunları anlattı. Türkiye’nin AB’ye girme çabalarını değerlendiren Damar, “Onlar, tamamen çöktüğünüz zaman, paranız bittiği zaman, bölüp parçaladıkları zaman AB’ye alırlar. Onlar bu ülkeyi parçalamak için tüm güçleri ile çalışıyorlar” şeklinde konuştu.

**Almanya’nın işçileri alması süreci nasıl oldu?

Avrupa meselesini iyi anlamak için, Avrupa’ya işçilerin gittiği dönemin iyi bilinmesi gerekir. Avrupa’ya bizim işçi olarak davet edilmemizin ana sebebi Siyonist bir plandır. Bir ülkenin sanayisi yoksa başka bir ülkenin himayesinde felç olur. Onlar bizi işçi olarak çağırırken önce meslek sahibi olanları çağırdılar. Tornacısı, makinacısı, boyacısı, marangoz, elektrikçi… Avrupa, Türkiye’nin sanayileşmesini sağlayacak altyapısını sürükledi götürdü. Yaşları 25-30 civarındaki gençlerdi bunlar. Bunun akabinde yaşlıları da ırgat olarak götürdüler. İşin en enteresan tarafı Avrupa’daki işçi şirketleri kadınlara talip olmuştu. Konya’dan Kars’tan kadınları istediler. Halbuki Almanya’da savaş sonrası kadınlar çok, erkekler ise azdı. Buradan kadınları Avrupa’ya götürdükten sonra ahlaki bozulmayı hızlandırdılar. Bana göne Avrupa’ya işçilerin alınmasının bir gayesi de o insanları tahrip etmekti.

**Siz bu tahribatı gördüğünüz için mi teşkilatlandınız?

Evet biz o zaman bunun tespitini yaptık, hemen teşkilatlandık. Şu an IGMG olarak 1000’e yakın camimiz var. Takriben mal varlığımız 1,5 milyon dolara yaklaştı. İşi tersine döndüremedik ama birçok insanın kurtuluşuna vesile olduk. Pek çok insan da kaybolup gitti. Avrupa anlatıldığı gibi değil. İlk olarak çalışmaya Almanya Braunschweig şehrine gitmiştim. Bir cam fabrikasında çalışıyordum. Orada bir baktık ki kadınlar beylerini aldırmak için işe gelmişler. Kadın orada tercüman bulmak zorunda. Tercümanlara bir bakıyorsun; Yunan, Türkleri, Ermeniler, putperestler… Baktık büyük bir tahribat var, o şehirde Almanya Türkler Birliği’ni kurduk. Bunu Alman Mahkemesi’nden, Almanya’nın her yerinden şube açma iznini de aldık. İşe böyle başladık. O zaman Müslümanlar orada dernek kurmasını falan bilmiyordu. Teşkilatlanmaya çalıştık, gezdik. Temsilciler seçerken şartımız ‘namaz kılan’ olacak idi. Allah yardımcı oldu. Büyük bir teşkilat haline geldik.

**Bu harekat ne zaman IGMG adını aldı?  

Erbakan Hoca çıktığı, Milli Görüş demeye başladığı zaman oldu. IGMG’yi Erbakan Hoca kurmadı. Erbakan Hoca’yı biz bulduk. Biz Avrupa’dayız. Her tarafımız sanayileşmiş, kalkınmış. Erbakan Hoca’da ‘ağır sanayi, kalkınma’ deyince ‘Ancak bizi gurbet elden bu adam kurtarır’ deyip ona sarıldık. Büyük bir teşkilat olunca almanlar saldırmaya başladı tabi. Onlar ırgat istiyorlardı. İlk gittiğimiz zamanlarda üzerimizde bir baskı yoktu, rahatça çalışma yapabiliyorduk. Saygı duyuyorlardı. Güçlenince dikkatlerini çektik. Bize ‘Siz kökten dincisiniz, siyaset yapamazsınız’ falan dediler. 11 Eylül hadisesinden sonra baskılar çok arttı. Başörtüsü sorunu diye bir şey yoktu. Siyasi baskılar geldi. Camiler basıldı. Biz de bu baskılarla hukuki olarak mücadele ettik. Davalar açıldı hakkımızda. Din ve siyaseti karıştırıyorsunuz dediler. 2-3 sene evvel siyasi partiler kanunu değişti. Yurt dışında parti temsilciliği açabilme yetkisi gelince biz de ‘Saadet Partisi’ni kurduk.

**Oradaki Türk toplumu dejenere oldu mu?

Özünü koruyanlar, cemiyetlere cemaatlere bağlı olanlar. Büyük çoğunluğu dejenere oldu. Şu anda Almanya’da 3 milyona yakın Türk vatandaşı var. Bizim teşkilatımıza 350 bine yakın insan kayıtlı. Bunların çocukları, yakınları var. Bizim çalışmalarımız yetmiyor. Türk hükümetinin sahip çıkması lazım. Oradaki gurbetçiye sadece döviz getiren bir tavuk gibi bakılıyor. Oradaki insan uyuşturucuya bağlanmış, ahlak ve maneviyattan uzaklaşmış hükümetlerin pek de umurunda değil. Devlet eğitim noktasında sahip çıkması lazım. Türkiye’de kiliseler onarılıyor, tamir ediliyor, bize orada hiçbir yetkili gelip caminize yardım edelim demiyor. Almanlardan bir kuruş almadık. Minarelere müdahale ediyorlar, dışarıda ezan okuyamıyoruz şu an.

**İslam ülkelerindeki sorun neden kaynaklanıyor?

İslam ülkeleri tefrika ile dolu. Birlik olmaları lazım. Amerika 52 tane ülkeyi tek bir bayrak altında bir araya getirmiş. Sonra Allah onlara güç vermiş. Dünyayı onlar yönetiyor. Dün Türk’üyle, Kürt’üyle, Çerkesi ile Arabı ile Osmanlı 600 sene 3 kıtayı Osmanlı yönetti. Allah’ın ipine sımsıkı sarılın ayetini Amerikalı bilmese de tatbik ediyor. Allah onlara çalıştıkları için başarıyı vermiş. Dostumuz Rusya Halep’te Müslümanları öldürüyor. Dostumuz ABD Irak’ta Müslümanları katlediyor. Ne dostluğu bu? Ecdadımız gavurdan dost olmaz demiyor mu? ‘Bizim referansımız İslam değil’, ‘Faizsiz düzen olmaz’ dedin. Ne oldu şimdi? Adamlar ellerini kollarını bağladılar, vücudunu istiyorlar. Ülkemizi elimizden almak istiyorlar. Ama Allah’ın izni ile vermeyeceğiz. Erbakan hocamız hep ‘maddi ve manevi kalkınma’ derdi. Şimdi bakıyoruz, ne maddi ne manevi kalkınma var. İslami hassasiyetlerimiz elimizden alındı. Başörtüsü arttı içi boşaltıldı. Hocamızın dediği gibi, biz bu kuşun canlısını istiyoruz, içi saman dolu olanı değil.

**Hükümetimiz Avrupa’da tür faaliyetler yapabilir?

Hükümetimiz oradaki insanları korumak için okullar açabilirdi. Mesela Almanlar, İngilizler hep kolejler açıyor. Şu an bizim orada bir okulumuz yok devlet olarak. Bireysel veya cemaat çabalarıyla okullar açıyoruz. Biz Almanya’ya geleli 60 sene olmuş. Bir çalışma yok. Yunanlar da gelmiş buraya çalışmak için. Yunanlılar buraya işçi gönderirken her 50 kişinin başına bir papaz koymuş. Almanlar Katolik’tir, Yunanlar Ortadoks’tur. Sırf mezhep değiştirmesinler diye başlarına papaz koymuşlar. Bizimkiler de davul zurnayla gönderdi. Gidin de ne olursanız olun denildi.

**Türkiye’de hapiste kaldınız o nasıl oldu?

Yıllarca oradaki çalışmalarımdan ötürü hakkımda davalar açıldı. Yaptığım konuşmalardan Türkiye’den aleyhime açılan davalar vardı. Devletin faizini, zinaya izin vermesini eleştirdiğim için. Almanya’dan kimse beni alıp gelemezdi ama kendim çıktım geldim ülkeme. Davalardan 16 sene hapis cezası aldım, 10 senesi onaylandı. 6 seneye yakın Ankara’da cezaevinde kaldım. Burası bizim ülkemiz. Ceza alacağım diye gelmezsem savaş olduğunda hiç gelmem. Kenan Evren Konya’da Ramazan’da su içti, İslam’a saldırdı. Kenan Evren’e seslenmiştim Avrupa’dan. Sonra Evren bana cevap vermişti, ‘yobazlar konuşuyor’ diye.  

**Almanya ile yaşanan bir siyasi gerilim var. Gurbetçiler bu gerilimden etkileniyor mu?

Tabi ki bu gerilim onları etkiliyor. Bu tesadüfi bir gerilim değil. Bu gerilim bir şeyi hatırlatıyor; atalarımız güzel söylemiş, ‘Ayıdan post, gavurdan dost olmaz’. Biz iki şeyi arkamıza koyduk. Birisi Kur’an, birisi sünnet. İslam ülkelerine bakıyoruz, sorunlarla dolu. İslam ülkelerinin bozuk olmayan yanı kalmadı. Bunun sebebi Kur’an ve İslam’ı terk etmemizdendir. Avrupa’nın kötü huylarını almışız fakat kendi mirasımıza sahip çıkmamışız. Bir an önce Kur’an’ı ve sünneti önümüze koymamız lazım. Yoksa yarın bugünden dana kötü olacak.

**Türkiye’nin AB’ye girme macerası başarılı olur mu sizce? 

AB’ye giremezsiniz. Türkiye’yi almazlar zaten. İnşallah da almazlar. Onlar Türkiye’yi şu şartlarda AB’ye alır; Tamamen çöktüğünüz zaman, paranız bittiği zaman, bölüp parçaladıkları zaman alırlar. Onlar bu ülkeyi parçalamak için tüm güçleri ile çalışıyorlar. Bakın Irak’ı Libya’yı Mısır’ı, hep hallettiler, böldüler. Şimdi bizi bölmeye çalışıyorlar. Halbuki biz yönümüzü İslam’a dönüp, İslam Birliği’ni kursaydık, 1,5 milyarlık bir beraberlik oluştursaydık kimsenin burnu kanamazdı. Erbakan Hoca’nın davasına sahip çıkamadık. Şimdi dolar bozdurun çağrısı yapıyorlar. Dolar bozduruldukça yukarı çıkıyor. 600 milyar dolar borç var, her yıl 50 milyar dolar faiz ödüyorsun bu dolar nasıl düşsün? Kendi kendimizi kandırmanın anlamı yok. Ben dünyanın her tarafını dolaştım neredeyse. Dünyanın en güzel yolları Almanya’da var. Yollar güzel ama insanı bozuk. Ahlak yok, adamlık yok. Şimdi Türkiye’de yollar güzel deniliyor. Yol iyi de arabanın başındaki insan bozuk. Her sene savaştan fazla insan trafik kazasında ölüyor. Bu İslam’dan uzaklaşmamız ile direkt alakalı.

**Konya ile ilgili bir anınız var mı?

Konya’ya ben 1977 seçimlerinde 276 araba ile gelmiştim. Erbakan Hocam bizi hep Konya’ya gönderirdi. Abdullah Poyraz isimli Almanya’da çalışan Konyalı bir kardeşim vardı, konvoy ile Konya’ya gelirken buraya 5 kilometre kala ‘Hocam müsaade et ben erken gideyim, Konya bizi bayraklarımızla görsün’ dedi. Acele etme onlar bizi karşılayacak dedim. Biraz heyecanla yola çıktı heyecanla bir kum kamyonu ile çarpıştı. Kucağımda kelime-i şahadet getirerek can verdi. Kapu Camii’nde namazını kıldık. O dönem Tahir Hoca da adaydı. Namazını o kıldırmıştı. ‘Hükmen şehittir’ demişti Tahir Hoca. İkinci arkadaşımızı Trabzon’da kaybettik, sonra dönerken Nevşehir tarafında da bir arkadaşımızı kaybettik. Avrupa’dan buraya gelip çok canlar verdik. Hiçbir makam talebimiz, adaylığımız olmadı. Sadece Hak dava diye çalıştık. Bu davayı bölenler bunun hesabını nasıl verecek?

HASAN DAMAR KİMDİR?

1940 Tekirdağ doğumlu. Daha önce İstanbul Elektrik Tramvay ve Tünel İşletmeleri’nde memurluk yaptığı Türkiye’den 1969 senesinde ayrıldı. O tarihten beri Avrupa’da bulunuyor. İşçi olarak gittiği Avrupa’da Türkler Birliği Teşkilatını kurdu. Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ın siyasete atılmasından sonra birliğin ismini değiştirilerek Avrupa Milli Görüş Teşkilatı’nın kurulmasında aktif rol aldı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.