'Savaşların en ağır bedelini çocuklar ödüyor'
Saadet Partisi Konya Gençlik Kolları, 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü kapsamında Zafer Meydanı’nda basın açıklaması düzenlendi. Gerçekleşen basın açıklamasına, Saadet Partisi Gençlik Kolları Başkanı Ahmet Cevher’in yanı sıra Esnaf ve Sanatkârlar Derneği (ESDER) Konya Şube Başkanı Latif Işık, Anadolu Gençlik Derneği Karatay Şube Başkanı Fatih Kocaman ve çok sayıda Filistin sevdalısı katıldı.

‘SAVAŞLARIN EN AĞIR BEDELİNİ YİNE ÇOCUKLAR ÖDÜYOR’
7 Ekim 2023’ten bu yana toplam 64 bin çocuğun öldürüldüğüne ve bu sayının herhangi bir ülkenin çocuk nüfusuna denk gelen bir trajedi olduğuna değinen Saadet Partisi Konya İl Gençlik Kolları Başkan Yardımcısı Enes Alper, şu ifadeleri kullandı: “Bugün 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü. Evet, kâğıt üzerindeki sözleşmeler, protokoller, bildirgeler. Hepsi ‘çocuklar için ideal bir dünya’ vaadiyle dolup taşıyor. Fakat gerçek dünya, o metinlerin gölgesinde bile durmuyor. Çünkü bugün milyonlarca çocuk savaşların, açlığın, yerinden edilmenin, bombaların, işgallerin ve siyasi çıkarların altında eziliyor. Bu acı tablo içinde en kanayan yara ise Filistin’dir. On yıllardır süren işgalin ve çatışmaların en ağır bedelini çocuklar ödüyor. Dünya Çocuk Hakları Günü’nde uzun uzun konuşmalar yapanların, nutuk atanların, sahneler kuranların, konferans düzenleyenlerin Filistinli çocukların adını dahi anmaması, işte asıl ikiyüzlülüğün resmidir. Bugün Gazze’de yaşananlar bir ‘çatışma’ değil; sistematik şekilde yürütülen bir çocuk hakları yıkımıdır. 7 Ekim 2023’ten bu yana açıklanan rakamlara göre 64.000 çocuk öldürüldü ya da ağır şekilde yaralandı. Bu sayı, herhangi bir ülkenin çocuk nüfusuna denk düşen bir trajedidir. En az 1.000 bebek hayatını kaybetti. Ve biz hâlâ enkaz altında kaç çocuğun bulunduğunu bilmiyoruz. Bu bile tek başına insanlığın utanç hanesine yazılmış kara bir lekedir.”

‘ATEŞKES VAR DENİYOR AMA GAZZE’DE HİÇBİR ŞEY DEĞİŞMEDİ’
İsrail ile Hamas arasında imzalanan ateşkesin Hamas için hiçbir anlam ifade etmediğini vurgulayan Alper, ateşkesin ilk gününden bu yana İsrail tarafından 200’ü aşkın ihlalin gerçekleştiğini belirterek sözlerine şu cümlelerle devam etti: “Yaklaşık bir ay önce İsrail ile Hamas arasında bir ateşkes imzalandı. Kâğıt üzerinde baktığınızda ABD, Katar, Mısır ve Türkiye garantör ülke olarak görünüyor. Ama soruyorum size: Bu nasıl ateşkes? Bu nasıl garantörlük? Ateşkesin daha ilk gününden itibaren İsrail tarafından 200’ü aşkın ihlal gerçekleşti. Yüzlerce masum insan, kadın, yaşlı ve en çok da çocuk hayatını kaybetti. Ateşkes dedikleri şey, sadece uluslararası toplumun vicdanını susturma girişiminden başka bir şey değildir. Gazze’ye insani yardımların ulaşması hâlâ engelleniyor. Ambulansların geçişine izin verilmiyor. Hastaların çıkması için Refah Sınır Kapısı hâlâ kapalı tutuluyor. Çocukların ihtiyacı olan 350’den fazla temel ürün Gazze’ye sokulmuyor. Yağmur mevsimi başladı. Çadırlarda su içinde kalan ailelerin görüntüleri hepimizin yüreğini dağlıyor. Bu mudur ateşkes? Bu mudur hukuk? Bu mudur insanlık? Bir ayı aşkın süredir “ateşkes var” deniyor. Ama Gazze’de hiçbir şey değişmedi. Kan durmadı. Gözyaşı bitmedi. Çocukların çığlıkları susmadı. Ve tüm bunlar olurken yine bir plan açıklandı. 17 Kasım’da Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin yeni bir düzen oluşturmayı hedefleyen planı kabul edildi. Sözde ‘Barış Kurulu’ kurulacakmış. Başına da Trump geçecekmiş. Ama planın satır aralarına baktığınızda asıl amacın ne olduğunu görüyorsunuz: Gazze’yi silahsızlandırmak, direnişi yok etmek, Gazze’yi tamamen kontrol altına almak. Bu plan, Gazze’ye barış getirme planı değildir. Bu plan, uluslararası hukukun gölgesinde yürütülen bir meşruiyet temizleme operasyonudur. Bu plan, tarihteki tüm işgallerin “hukuki kılıfa” sarıldığı belgelere bir yenisinin eklenmesidir.”
‘BUGÜN MAZLUMLARIN YANINDA DURMAZSAK, YARIN BİZİM YANIMIZDA KİM DURACAK?’
Tüm dünyadaki vicdan sahibi yöneticilere haykıran Saadet Partisi Konya İl Gençlik Kolları Başkan Yardımcısı Enes Alper, “Eğer bugün mazlumların yanında durmazsak, yarın bizim yanımızda kim duracak?” sorusunu sorarak sözlerini şu cümlelerle tamamladı: “Türkiye başta olmak üzere tüm İslam ülkelerinin liderlerine, tüm dünyadaki vicdan sahibi yöneticilere sesleniyorum: Gazze yanıyor! Gazze aç! Gazze soğukla boğuşuyor! Gazze’de çocuklar ölürken dünya bakıyor! Ve siz hâlâ susuyor musunuz? Koltuklarınızda oturup bu katliamı izlemeye devam mı edeceksiniz? Yoksa artık bir ses mi yükselteceksiniz? Buradan garanti veren ülkelere açıkça soruyorum: Neredesiniz? İmza atarken objektiflerin önünde poz verenler… Neredesiniz? Attığınız imzanın gereği nerede? Sorumluluğunuz nerede? Ciddiyetiniz nerede? Bir anlaşma, 13 günde bir kâğıt parçasına dönüştü. Ve buna rağmen tek bir yaptırım yok, tek bir uyarı yok. Hâlâ suskunluk var. Hâlâ sessizlik var. Madem garantörlük yaptınız, o hâlde çıkıp şunu söyleyecek bir lider yok mu: “Bu ihlallere devam edemezsin! Ben bu anlaşmanın garantörüyüm!” Eğer bugün Gazze’ye sahip çıkmazsak, yarın bu ateşin kapımıza dayanmayacağını kim garanti edebilir? Eğer bugün mazlumların yanında durmazsak, yarın bizim yanımızda kim duracak?”
Kaynak:Ali Kaan Kurşun
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.