Paydaşlar gövdesini taşın altına koymalı

Paydaşlar gövdesini taşın altına koymalı

Milli Eğitim Bakanı’nın açıkladığı '2023 Eğitim Vizyonu'nu değerlendiren ÖZDER Konya Şube Başkanı Barış Çağlayan Çakır, “Tüm eğitim paydaşlarının elini değil tüm gövdesini taşın altına koyması gerekmektedir” dedi

Röportaj: Hâlid Şen

Özel Öğretim Derneği (ÖZDER) Konya Şube Başkanı Barış Çağlayan Çakır, geçtiğimiz günlerde Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk tarafından Ankara'da açıklanan '2023 Eğitim Vizyonu'nu hakkında Merhaba Gazetesi Haber Müdürü Hâlid Şen’in sorularını yanıtladı.

“Eğitim 2023 Vizyon Belgesi” ile ilgili genel değerlendirmelerinizi alabilir miyiz?

 

Bu vizyon belgesinde Cumhurbaşkanımız yazısında ifade ettiği ‘Kaliteli eğitim-öğretim, öğrencilerin zihni gelişimlerini kolaylaştırmaktan, onlara vizyon kazandırmaktan, manevi yönlerini güçlendirmekten geçmektedir. Hedefe Ulaşmak için; devletin yanında, milletimizin tamamının el ele vermesi, aynı hedefe yönelmesi, güç birliği yapması şarttır. Bilhassa ailenin içinde aktif şekilde yer almadığı bir eğitim-öğretim sisteminin başarı şansı yoktur. Her biri ciğerparemiz olan evlatlarımızın eğitim-öğretimini emanet ettiğimiz öğretmenlerimize, okul idarecilerimize ve eğitim camiamızın tüm mensuplarına çok önemli sorumluluklar düşmektedir.’ İfadelerini önemsiyoruz. Sorumlulukların herkes tarafından yapılması ile başarılabilecektir. Son dönemde kamuoyunda Bakanımız eğitim camiasından dolayısıyla bu iş başarır şeklinde bir algı var. Oysa değerli bakanımız da bizim gibi bir insan tek başına yapabileceği işler de sınırlıdır. Bu sürecin başarıya ulaşabilmesi için, en kırsal dan en merkezi yerde görev alan devlet yada özel okul ayrımı yapmadan tüm eğitim paydaşlarının elini değil tüm gövdesini taşın altına koyması gerekmektedir. Yine Bakanımızın ifade ettiği ‘Genelde tüm toplum, özelde ise eğitim ekosistemi, “çocuklarımız” ortak paydasında buluşmalıdır. Şunu anlamalıyız ki bütün umutlarıyla, sevinçleriyle, masumiyetleriyle, geçmişten geleceğe bir bağ, bir filiz olmalarından dolayı, bu milletin ortak paydası çocuklarıdır. Paydaşlar olarak bazen farklı kelimeler kullansak da aslında eğitimden beklentilerimiz aynıdır. ‘ cümlesinde yer alan Eğitim Ekosistemi geleceğimiz olan çocuklarımız ortak paydasında buluşmalıdır.

Bu çalışmanın öncekilerden farkı ne?

Bu vizyon belgesinin önceki çalışmalardan farkı, belki de eğitime ilgili uzun yıllar sonra yayınlanmış ilk vizyon belgesi, en önemli noktası sistemi tümden değiştirmek, bazı kurumları kapatıp yenilerini açmak, görev tanımlarını değiştirmek yerine öncü pilotlamalar, kısmi uygulamalarla ülke geneline yayılacak olması bize daha kolay kontrol imkanı sağlayacaktır.

İlk safha olan 2018-2019 eğitim-öğretim yılı tasarım, simülasyon, öncü pilotlamalar ve yeniliklerin kısmi uygulamasıyla başlayacaktır. 2019-2020 eğitim-öğretim yılında ülke ölçekli pilotlamalar ve tasarımı biten eylemlerin uygulamaları gerçekleştirilecektir. 2020-2021 eğitim-öğretim yılında ise ana hedefler altında sıralanan eylemlerin tümünün hayata geçirilmesi ve bazı eylemlerin etki analizlerinin yapılması sağlanacaktır. Özellikle öncü pilotlamalar 1 milyona yakın öğretmen ve 17 milyon öğrencinin olduğu eğitim ekosisteminde yapılacak değişikliklerin nereleri, ne kadar ve nasıl etkilediğini görmek, varsa aksamalarla ilgili değişiklikleri kontrol etmek açısından önemlidir diye düşünüyorum.

4-2-062.jpg

Eğitim 2023 Vizyon Belgesinde hangi konular ön plana çıkıyor?

Öncelikle Erken çocukluktan lise mezuniyetine kadar çocuklarımızın izlenmesi, değerlendirilmesi, geliştirilmesi ve yönlendirilmesi amacıyla her çocuk için bir e-portfolyo oluşturulacaktır. Gelecekte öğrencinin CV olarak ta kullanabileceği bir çalışma olacaktır diye düşünüyoruz. Günümüzde bir çok özel okulda uygulanan bir çalışmadır e- portfolyo.

E- portfolyo’yu biraz açabilir miyiz?

Portfolyo ( Ürün dosyası) öğrencinin, yaşadığı sistem içinde öğrendiklerinden, ilgi ve becerilerinden, sanat çalışmaları ya da fen deneylerinden ve daha pek çok şeyden bazılarını seçip, kendisinin sunduğu ya da sergilediği bir süreçtir. Portfolyo, bireye güçlü ve zayıf yönlerinin neler olduğunu göstererek bireyin bir bütün olarak gelişim aşamalarını izleme fırsatı sağlamanın yanı sıra öğretim sürecinin kayıtlarını tutma şansı da vermektedir. Bu sayede, bireyde sorumluluk bilincini geliştirmeyi, araştırma yapmayı ve bireyi kendi kendine öğrenmeye sevk ederek cesaretlendirmeyi sağlamaktadır. Elektronik portfolyo ise öğrencilerin çalışmalarını düzenleyip, biriktirebileceği ve sergileyerek öğrenmelerini geliştirebilecekleri bir araçtır. Öğretmenin öğrenci portfolyolarını internet, cd v.b aracılığıyla değerlendirmesini sağlar. Elektronik portfolyolar zamandan bağımsız olarak gözden geçirme, iletişim kurma ve geri bildirim verme olanağı sağlar. Buna ek olarak, öğrenciler çalışmaları üzerine düşünebilirler, Öğrenci e-portfolyosunu gelecekteki muhtemel işvereni  ile paylaşabilirler.

İkinci olarak Çocukların öğrenmesiyle ilgili tüm aktörlerin okulu iyileştirme çalışmalarında yer aldığı “Okul Gelişim Modeli” kurulacaktır. Okul gelişimindeki başarı; her bir okulun, var olan imkânlarını göz önüne alarak yapacağı planla kendi hedefleri doğrultusunda bulunduğu yerden kat ettiği mesafe ile değerlendirilecektir. Bu çerçevede tüm okullarımızın gelişimleri tüm kademelerde yapılandırılacak Okul Profili Değerlendirme modeliyle izlenecek, değerlendirilecek ve desteklenecektir. Üçüncü olarak Okullaşma ve okullarla ilgili yaşanan gelişmelere baktığımızda Önce tüm liseleri Anadolu Lisesi yaptık ve sınavla öğrenci alır hale getirdik böylece mahalle okullarından öğrencilerimizi uzaklaştırdık. ( bazı öğrencilerimiz istemesine rağmen puanı yetmediği için mahallesindeki okula gidemezken bazı öğrencilerde sınav sonrası tırnak içerisinde daha başarılı diye evinden çok uzak okullara gitmek zorunda kaldı. ) Kampüs okul modelleri geliştirerek okulları şehir merkezi ve mahallelerden uzak bölgelerde birleştirme ile ilgili adımlar atıldı. En son Geçen yıl TEOG’un kaldırılması sonucu yeniden adrese dayalı sisteme yani mahalle okullarına dönüş yaptık. Burada da okullar arasındaki başarı farkları karşımıza çıktı. Bu sistemden beklenen ise 2023 vizyon belgesinde şu şekilde ifade edilmiştir. ‘Okullar ve bölgeler arası farkları azaltmak, eğitim sistemini bir bütün olarak görmek amacıyla Öğrenci Başarı İzleme Araştırması sonuçları yıllar içerisinde akademik dünyayla birlikte çalışılarak takip edilecek ve sistemde gerekli iyileştirici tedbirler alınacaktır. Okulun ve çocukların kendi mahallesinin bir parçası olarak geliştirilmesi gereği için kayıt bölgelerinde okul-mahalle spor kulüpleri kurulacaktır.’ Dördüncü olarak

Eğitimin yönetiminde kullanılan veri tabanları bütünleştirilerek sadeleştiriliyor. Öğretmen, aile, okul yöneticisi ve eğitim yöneticisi tarafından kullanılan veri tabanları sadeleştirilerek bütünleştirilecektir. Bakanlığın MEBBİS, E-Okul, EBA, MEIS, DYS, E-Rehberlik, E-Yaygın, Açık Öğretim sistemleri, E-Personel, E-Kayıt, Kitap Seçim, Norm İşlemleri, Bedensel Engelli Envanteri, E-mezun, Merkezi Sınav Sonuçları gibi mevcut sistemlerinden gelen veriler kolay erişilebilir bir Eğitsel Veri Ambarı’nda bütünleştirilecektir.Bir Okul müdürünün bu modüllerin her biri için ayrı bir şifre kullanması, benzer içerikli bilgilerin birden fazla bölümlere tekrar tekrar girilmesi sorunları bu sistemle ortadan kaldırılmış oluyor.

 

Öğretmenlik meslek kanunu ile ilgili bir ifade var mı?

Vizyon belgesinde en önemli noktalardan birisi de ‘Öğretmen ve okul yöneticilerimizin atanmaları, çalışma şartları, görevde yükselmeleri, özlük hakları ve benzeri diğer hususları dikkate alan öğretmenlik meslek kanunu çıkarılmasına ilişkin hazırlık çalışmaları yürütülecektir.’ cümlesidir. Asker, polis ya da hekimlerle ilgili o mesleğe ait kanunlar var. Öğretmenlerle ilgili bir kanunda ihtiyaçtır. Özellikle Özel Okulda çalışan öğretmenler için çok çok önemlidir. Hala Yapılan denetimlerde, öğretmenler Milli Eğitim Bakanlığına göre 657 sayılı devlet memurları kanunlarıyla değerlendirilirken, Çalışma bakanlığı yada mahkemelerde SGK’lı olmaları nedeniyle İş kanununa göre işçi olarak işlem yapılmaktadır.

Pedagojik formasyon kaldırılıyor mu? nasıl uygulanacak? Formasyon eğitimini Milli Eğitim Bakanlığı mı verecek?

Burada kamuoyunda bir yanlış anlaşılma var. Kastedilen Herhangi bir öğretmen adayı öğretmenlik hakkını kazandığında Milli Eğitim Bakanlığı, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı ve üniversitelerle iş birliği içerisinde bir yıl tezsiz yüksek lisans alacak. Bu pedagojik formasyondan farklı bir içerik. Daha işlevsel ve uygulama ağırlıklı. MEB öğretmenlik hakkını kazanan kişinin bir yıl pedagojik içerik almayı devam edecek. Hem de okulun içinde fiili olarak uygulamanın içinde olacak. 100 bin civarında öğretmene ihtiyacın olduğu bir gerçektir. Ancak atama bekleyen öğretmen sayısı 400 binler civarındadır. Bunun eritilebilmesi şuan için pek mümkün gözükmüyor. İster eğitim fakültesi mezunu, ister fen edebiyat fakültesi mezunu olup formasyon almış adaylar hatta Açıköğretim sosyoloji, Türk dili ve edebiyatı bölümlerinden mezun olup formasyon alan sınavla öğretmen olma hakkı kazanan adaylar öğretmenliğe başlamadan 1 yıl daha tezsiz yüksek lisans alarak hem okulun hem de fiili olarak uygulamanın içerisinde olacaklar.

Okullarda kurulacak tasarım - beceri atölyeleri hakkında ne düşünüyorsunuz?

İlkokuldan başlayarak tüm öğretim kademlerinde okullara çocukların sahip oldukları yetenek kümeleriyle ilişkilendirilmiş becerilerin uygulama düzeyinde kazandırılabilmesi için “Tasarım-Beceri Atölyeleri” kurulacaktır. Bilmekten çok tasarlamanın, yapmanın, üretmenin ön plana çıkacağı bu atölyeler çocuğun kendisini, meslekleri, çevresini tanımasına yardımcı olacaktır. Pilot örnekleri 2019-2020 yılında devreye girecek olan bu atölyeler öğrencilerin düşünmeye, tasarlamaya ve üretmeye zaman ayırabileceği bir ortaya çıkarma sürecini yaşayacağı yerler olacaktır. Biraz gerilere gidecek olursa 2000 li yılların öncesinde her sınıfa televizyon getirdik. Televizyonlardan ders anlatımı yapılacaktı, 2000 li yıllardan sonra Projeksiyonlar, Bilgisayar ve dil laboratuarları, 2010 lı yıllardan sonra ise e tablet akıllı tahta v.b uygulamalar yapılan yatırımların sonuçları malumunuzdur. Birde son yıllarda eğitim gündemine giren mental aritmetik v.b uygulamalar başladı ve bir süre sonra ortadan katlı. Günümüzde eğitim 4.0, Stem ve kodlama eğitimleri okul öncesinden liseye kadar her okulda stem atölyeleri, kodlama laboratuarları açılmaya çalışıyor. Müfredatı nedir, dersleri kim verecek gibi belirsizliklerle beraber benzer bir belirsizlik Tasarım - Beceri Atölyelerinde karşılaşmamak için mutlaka pilot uygulama ve ardından değerlendirmelerle adım atılması verimli olacaktır. Böylece ekonomik olarak yapılacak yatırımların boşa gitmemesi sağlanmış olur.

Sözleşmeli öğretmenlikle ilgili bir gelişme var mı?

Sözleşmeli öğretmenlerin görev süreleri kısalıyor. 3+1 yıl oluyor. Bugüne kadar atanan yaklaşık 58 bin öğretmen açısından sevindirici bir gelişme. Yapılan çalışmalar ülkemizde belli bölgelere giden öğretmenlerin büyük çoğunluğunun o bölgeden çeşitli gerekçelerle tayin istediklerini gösteriyor. Yeni dönemde Milli Eğitim bakanlığı Kalkınma da öncelikli bölgeler anlamında bir çalışma yapmaktadır. Kalkınma da öncelikli bölgeler için değişen tazminat oranları söz konusu. Şehir merkezinde, köylerde olması ya da X, Y şehrinde olmasına göre bunlar değişecek. Bütün çocukların eğitim alma hakkının garantisi devlet olmalıdır. Bu sağlamanın yollarından birisi sözleşmeli öğretmenliktir. Yoksa 1. Sınıfa başlayan bir öğrenci daha öğretmenine alışamadan öğretmenin tayini çıkıyor, yeni bir öğretmen geliyor, ortalama 4. sınıfı bitiremeden en az 3 öğretmen görüyor. Atanan öğretmenlerde genellikle tayin düşüncesinde olması kendini o bölgeye adapte edememe gibi sorunları da beraberinde getiriyor. Böylece tayin olan öğretmenin yerine yenisi atanamıyorsa ücretli öğretmenlik durumu karşımıza çıkıyor. Bu dönemde Ücretli öğretmenlerin ücretleri artıyor olsa da burada sözleşmeli öğretmenlikten daha çok tartışılması gereken konu ücretli öğretmenliğin tamamen kaldırılması olmalıdır.

Belgede başka ne tür yenilikler var?

Okul müdürlüğü yüksek lisansa dayalı bir meslek oluyor. Okul yöneticiliğine atamada yeterliliklere dayalı yazılı sınav uygulaması ve belirlenecek diğer nesnel ölçütler kullanılacaktır. Okul yöneticiliğinin özlük hakları iyileştiriliyor. Şimdilerde öğretmen yada yöneticiler, belirli kriterleri karşılarlarsa ki bu bir sınav olabilir, bu birtakım yetkinlik kriterleri olabilir, okul müdürü olarak atanmaktadır. Yeni dönemde Meslek Kanunu'na bağlı olarak da kadrosu verilecektir. Şimdiki gibi ikincil görev olarak yapmazlar okul müdürlüklerini, gerçekten yönetici olarak çalışırlar. Her sene de değerlendirilirler.

Meslek lisesindeki öğrenciler 9 ve 10. Sınıfta meslek dersleri yerine matematik, fizik, kimya gibi dersleri gördüğünde zorlanıyor. Zaten bu dersleri çok başaramadığından meslek lisesine gelmiş. Bakanlık 9. sınıfı meslekle doğrudan doğruya irtibatlı görecek. Meslek derslerini 9. Sınıfta artıracak. Meslek liselerinin daha çok 12. sınıfını üniversiteye hazırlık ya da teorik konularla karşı karşıya kalacağı bir alan olarak görecektir. Ayrıca liselerde Öğrenciler 16 dersle liseye başlıyor. 10'uncu sınıfa geçtiğinde ise alan seçiyor. Bu durum değişecek. Öğrenci liseye geçtiğinde artık elindeki portfolyoya bakılarak ilgi alanına göre 7-8 dersle karşılaşacak. Ders programı sadeleştirilecek. Öğrenci 11 ve 12'nci sınıfa geçtiğinde ise üniversiteye hazırlanacağı alt dersler almaya başlayacak. Bunlardan notlar alırken portfolyosu da devam edecek. Öğrencilerin katıldığı yarışmalar dahi üniversiteye girişte etkili olacak. Üniversite sınavının kaldırılmasına yönelik bir madde yok ama 12'nci sınıfın üniversite hazırlık sınıfı olması demek çok önemli bir ayrıntı.

2023 Vizyon belgesinde Özel Öğretimle ilgili açıklayıcı bir bölüm göremedik. Özel Öğretim atamalarının MEB tarafından yapılmasına rağmen özel okul öğretmenlerinin karşılaştığı sorunların çözümüne yönelik bir adım göremedik. Devlet okullarındaki kalabalık sınıf ortalamaların düşürülmesi ve özel okulların boş kontenjanlarının doldurulmasına yönelik yapılan çalışmaların devamını bekliyoruz. Özel öğretim kurumlarıyla ilgili bürokrasi azaltılması adımını destekliyoruz. Özel öğretimde haksız rekabet olmaması için gereken önlemler çeşitlendirilecektir. Özel öğretim kurumlarına yönelik teftiş ve rehberlik sistemleri, öğrenme merkezli olarak dönüştürülecektir.

Eğitim ekosistemi içerisinde Okul dışı kalan yetişkinler için yapılacak çalışmalar da son derece önemlidir. Okul dışı kalan yetişkinler için diplomaya esas müfredat yapısı sadeleştiriliyor. Yetişkinlere 21. yüzyıl becerilerine yönelik farkındalık ve beceri eğitimleri başlıyor. Ulusal Hayat Boyu Öğrenme İzleme Sistemi Kuruluyor. Başta kadın ve çocuk olmak üzere şiddetle mücadelede farkındalık eğitimleri yaygınlaştırılıyor. Her türlü bağımlılıkla mücadelede farkındalık ve bilgilendirme eğitimleri yaygınlaştırılıyor.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.