Osman Seçgin: Çiftçi Ürün Kaybı Yaşadı 

BBP Konya İl Başkanı Osman Seçgin 

Çiftçi Ürün Kaybı Yaşadı 

Kuraklığın etkisi ile zor bir dönem geçiren tarım ve hayvancılık sektörü, ayakta kalma mücadelesi vermektedir.

Son günlerde bu kuraklık sıkıntısına bir de dolu afeti eklendi ve bu afetler nedeni ile çiftçimiz ürün kayıpları yaşadı.

Bir yanda kuraklık, bir yanda dolu afeti bir yanda da sulanan araziler için su kıtlığı ile karşı karşıya kalan çiftçimiz, ayakta kalabilmek için daha çok devlet desteğine ihtiyaç duymaktadır.

Son dönemde hepimiz gördük ki dünyanın en stratejik sektörü gıdadır. Gıdaya ulaşamayanın yaşama şansı yoktur. Dört mevsimin yaşandığı coğrafyamızda eğer üretebilirsek bu konuda sıkıntı yaşamayacak ender ülkelerden birisi de Türkiye’mizdir.  Eğer üretebilirsek diyorum; Çünkü tarım ve hayvancılık sektörü gerçekten sıkıntılı. Çiftçimizin kullandığı girdiler çok pahalı, hayvancılıkta da aynı şekilde, yem fiyatları sürekli artış gösteriyor.

Hayvancılıkta yem destekleri sağlanmalı, buzağı ve süt destekleri arttırılmalı, süt ve besi ile ilgili girdilerde sübvansiyonlar uygulanmalı. Tarımda kullanılan mazottan ÖTV kaldırılmalı, elektrik fiyatları tarıma özel hale getirilerek düşürülmeli. Gübre, ilaç, tohum ve bitki besleme girdileri sübvanse edilmelidir. Bunlarla birlikte bölgemiz için en önemlisi su konusunun çözülmesidir. Madem ki gıda en hayati sektör, bu ülkede sulanmayan arazi bırakılmamalıdır. 

Bölgemiz çiftçisi, insanca yaşayabileceği gelir seviyesine ulaşabilmek için tarlasına ikinci ürün ekmeye başlamıştı. Ancak yer altı sularının çekilmesi ve özellikle bölgemizde obruk oluşmalarının artması bu imkanı da elinden aldı. Bu yıl ilimizde bulunan bir çok sulama kooperatifi ikinci ürüne su vermeyeceğini açıkladı. Bundan dolayı üretici bir kez daha mağdur oldu.

Konya havzası su sıkıntısı çekiyor. Çözüm, dış havzalardan su getirmekle sağlanacak. O halde Kalkınan Anadolu Projesi hayata geçirilmeli ve Erzurum Dumlu’dan başlayarak Murat ve Karasu, Kızılırmak yolu ile Orta Anadolu’ya indirilmelidir. Ülkemizin çılgın projelere değil ayakları yere basan, ülke insanının üretimine katkı sağlayacak ve refahını arttıracak aklı başında projelere ihtiyacı vardır. İktidardan beklentimiz, bir an önce Kalkınan Anadolu Projesine başlayarak Orta Anadolu’nun su sıkıntısını çözmesidir.

Doğu Türkistan’da işgalci Çin devleti tarafından uydu fotoğrafları ile tesbit edilen yüzlerce cami yıkılıyor. Türkiye Cumhuriyeti hükümeti bu duruma sessiz kalıyor. Oradaki hocalar tutuklanıp kamplara dolduruluyor. Mevcut iktidar sessiz.

Doğu Türkistanlı soydaşlarımız kamplara toplanıp her türlü işkenceye tabi tutuluyor, mevcut iktidar sessiz. Soydaşlarımızın mahremine giriliyor. Her eve bir Çinli yerleştiriliyor, mevcut iktidar sessiz.

Bİrleşmiş Milletler genel kuruluna Çin’i kınayan bir bildiri geliyor, o tasarıyı da desteklemiyor. 

En son olarak Dünya Uygur Konseyi Başkanı Dolkun İsa’nın Türkiye’ye girişine müsade etmeyen bir yönetimimiz var. Dolkun İsa dünyada iki ülkeye giremiyor birisi Çin diğeri de maalesef Türkiye...

Osmanlı düşmanı, Türkiye düşmanı Mahmut Abbas’a kucak açan yönetim Dolkun İsa’yı ülkeye sokmuyor. Barzani’yi kırmızı halı ile karşılayanlar Dolkun İsa’ya ülkemize giriş izni vermiyor. Bunun adını ne koyacağız? Bu nasıl bir muhafazakarlıktır? Bu nasıl bir milliyetçiliktir?

Dilleri susanlar, gözleri görmeyenler, kulakları duymayanlar; anlıyoruz ki bütün değerlerimizin içini boşaltıyor. Buna müsade etmeyiz. Biz mazlumun yanında durmaya devam edeceğiz. Biz; hangi dinden, hangi kavimden olursa olsun haksızlığa uğrayanın, zulme uğrayanın yanında olmaya devam edeceğiz. Yarın huzuru mahşerde sizler bunun hesabını veremezsiniz. Bu dünya fani, kimler geldi kimler geçti. Aslolan bu gök kubbede hoş bir sada bırakabilmektir.

Selam ve dualarla...