Organik ürün var, talep yok!

Organik ürün var, talep yok!

Meram ilçesine bağlı Melikşah mahallesine kurulan organik gıda pazarı, Konya'da bir ilk oluşu ve içerisindeki ürünlerin tamamının organik oluşu, tüketici açısından insanı cezbediyor

Yalnız şu noktada bir terslik var. Pazarı cezbeden  etmenler maalesef gerekli ilgiyi göremiyor. Köylerinde bin bir emek sarfedip, ekiminden, toplamasına kadar her zahmetine katlanan çiftçi, aynı zamanda esnaf, Cumartesi günleri kendileri için kurulan  pazara geldiklerinde, gün boyu zararına satış yapıp, akşam tezgahını toplamak zorunda kalıyor.

 

Organik gıda pazarları, doğallığın, tabiiliğin vazgeçilmez adresi. İnsanı bir lahza olsun çocukluğuna götüren, saf, arı bir tat veren pazar yerleri. Tazelikten, doğallıktan zerre kadar taviz yok. Böyle bir yer geçen ay Meram ilçesinin katkılarıyla ilçeye bağlı Melikşah mahallesine kuruldu. Ama kurulan pazar yeri, aldığım duyumlar nispetinde, beklenen ilgi ve alâkayı şu ana kadar göremediği. Bu kapsamda bunun nedenlerini bizzat yerinde irdelemek için organik gıda pazarına bi gideyim dedim. Bu bağlamda Cumartesi günü öğlen civarı pazar yerine vardım. Hakikatende maalesef kulağıma çalınan haberlerin doğru olduğuna o an şahit oldum.

 

Gördüğüm manzara aynen şöyle; Esnaf semaverini yakmış, tezgahının arkasında çayını yudumlamakta, - hatta bana da ikram ettiler,  çay bile doğal, ateşide doğal, ikinciyi istemeye çekindim biraz-  pazarı dolaşan bir elin parmakları kadar vatandaş alış– veriş için pazar yerinde. Burası  'organik gıda pazarı mı' dedim, sessizce, kendim bile zor duyabileceğim bir tonda. Hemen kalabalığın(!) biriktiği yere kafamı uzattım, ilk olarak esnafa sordum, “Ne iş abi, kimse yok pazarda. Şu domateslerin, şu salatalıkların güzelliğine bak! Nasıl talep olmaz?” Pazarcı biraz dertli, biraz üzgün, “Ben bir izah bulamıyorum.” Ellerini gösteriyor, “Şu ellerimin haline bakın. Hep nasır tutmuş. Sabah namazından sonra kasalara domatesleri, salatalıkları toplayıp getiriyorum köyden, vatandaş bahçe domatesi yesin diye, ama gördüğünüz gibi kimse yok!” Neden diye diretiyorum, ya diyor, “İnsanlarda bilinç yok, alışmış süper marketlerden meyvesini, sebzesini almaya, buraya tenezzül etmiyor, ya da fiyatlarımızı pahalı buluyor” Bunun üzerine fırsat bu fırsat deyip tezgaha alış–veriş için gelen Hatice ablaya dönüyorum. “Ablacım nasıl fiyatlar, sizce biraz pahalı mı?” Hatice abla, yüzünde tebessüm,“Evladım ben şehirde yaşıyorum. Şehirde böyle biberleri bulmak zor. Burasının açıldığını öğrendik. Hemen ilk müsayit zamanımda geldim. Bu ürünleri bulmuşum fiyatı ne kadar olursa olsun, adamın bir emeği var, göz nuru var, helal olsun. Ürün kaliteli. E fiyatı biraz pahalı olsun canım!!” Bu arada unutmadan belirtelim domatesin kilosu 2 lira, salatalığın kilosu 2,5 lira, biberin kilosuda 1,5 lira.Varın siz karar verir fiyatın pahalı mı değil mi olduğuna sevgili okurlar... Neyse ben dolaşmaya devam ediyorum. Kurulan tezgahları inceliyorum.

Meyve – sebze tezgahları, birbirinden güzel görsel seyir sunan bal tezgahları, kuru baklagil tezgahları, kozmetik ürün satan tezgahlar... Kozmetikte karar kılıp yanaşıyorum reyona. Gördüğüm kremler, çeşit çeşit şişelere doldurulmuş cilt bakım ürünleri dikkatimi çekiyor. Daha önce bu işin piyasasında böyle ürünlere rast gelmemiştim. Daha fazla dayanamayıp müsaadeyle soruyorum, “Bunları nerden alırsınız, renkleri çok farklı, şişeleri tuhaf tuhaf, ne bileyim işte çok farklı” diyorum. Hemen cevabını veriveriyor hanım abla, “Bizim imalatımız. Kendimiz yapraklardan, koza ağacı fıstıklarından, türlü yeşilliklerden karışım yaparak cilt bakım kremleri, kokular, kozmetik olarak aklınıza ne gelirse üretiyoruz” Ama hanım ablada pazardan yana dertli. O da aynı diğer pazarcılar gibi  rağbetin olmadığından, müşterinin fiyatı pahalı bulduğu gibi benzer şikayetler içerisinde. Velhasıl baştada belirttiğim gibi organik ürün var ama rağbet yok. Anladığım kadarıyla rağbet olmamasının nedenleri ya tam olarak böyle bir yerin varlığı bilinmiyor, ya da vatandaş fiyatların çok pahalı olduğunu düşünüp organik ürün tüketmeyi tercih etmiyor. Ama benim şahsi görüşüm her güzelliğin bir bedeli olduğu kanaatiyle, almasanız bile o kokuyu hissetmeniz için gitmenizi tavsiye ederim.

MUSTAFA GÜZEY

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.