"Ölmek için herkes ön safta yer almak istedi"

"Ölmek için herkes ön safta yer almak istedi"

İsrail'in Gazze'ye uyguladığı ambargoyu kırmak için yola çıkan Mavi Marmara gemisi, 10 yıl önce onlarca İsrail askeri, gemisi ve helikopteri tarafından saldırıya uğradı. 

İnsan Hak ve Hürriyetleri (İHH) İnsani Yardım Vakfı ve Özgür Gazze Hareketi organizasyonu ile, Gazze'ye insani yardım götürmek için yola çıkan Mavi Marmara gemisine İsrail askerlerince 31 Mayıs 2010 tarihinde yapılan saldırı, dün olduğu gibi bugün de lanetleniyor. Gazze’de yaşanan insanlık dramına sessiz kalmayarak mazlumlar için yola çıkan, uluslararası sularda İsrail askerleri tarafından saldırıya uğrayıp, 10 şehidin verildiği Mavi Marmara gemisi saldırısının üzerinden 10 yıl geçti. Saldırı esnasında gemide olan Eğitim Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi ve Konya İHH Başkanı Op. Dr. Hasan Hüseyin Uysal, yaşananları ve o onları Merhaba Gazetesi'ne anlattı. 

İSRAİL'İN BÜYÜSÜ SALDIRI İLE BOZULDU

Filistin halkına yardım götürmek, bölgedeki insanlık dışı uygulamaları gün yüzüne çıkarmak için 

Mavi Marmara gemisinde yer alan ve saldırıya uğrayan kafile içinde yer alan  Eğitim Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi, Mavi Marmara gemisi hareketini sadece aktivist bir hareket olarak tanımlamanın doğru olmayacağını belirtti. Bu hareketin uluslararası sistemin ve dünya devletlerinin görmezden geldiği insanlık dramına karşı çıkmak için başlatılan bir hareket olduğunu aktaran Selvi, “Bizim hareketimiz, sözde dünya devletlerinin katliamlara sessiz kaldığı, bu katliamlara karşı bir inisiyatif almaktan çekindiği dönemde sivil inisiyatif olarak başlattığımız bir hareket. Amacımız 

Filistin'deki insanlık dışı uygulamaları gözler önüne sermek, kardeşlerimizin yaralarına merhem olmaktı. Yükümüz insani yardımdı, sağlık malzemesiydi. Filistin'de bazı kardeşlerimize çölde elleri kolları bağlanmış, ölüme terkedilmiş adam muamelesi yapıyor Sessiz kalamazdık. Çünkü İsrail, maalesef yüzyıl içerisinde cesaretlendirmelerle insanlık dışı uygulamalarına acımasız şekilde devam ediyordu. Filistin'de yaşananların görülmesini istemiyordu. Bu yüzden de bize sürekli 'geriye dönün' uyarıları yapıyordu. Bizi durdurmaya çalışıyorlardı ama biz kararlılıkla yolumuza devam ettik. Donanmaları ile etrafımızı kuşattılar. Filistin'de yapılanlar, Mavi Marmara gemisine de yapıldı. Cesaret ve azimle yapılması gerekenleri saldırı esnasında yaptık. Aslında bu katiller, ne yaptıklarını biliyor. Yaptıkları katliamların dünya tarafından bilinmemesi için bize saldırdılar. Böyle bir hareket içinde yer almak, herkese nasip olmazdı. İnsani bir duruş sergiledik. Mavi Marmara gemisi hareketi ile tarihi görev ifa edildi. Bütün insanlık bir anda Filistin'i takip etti. Pek çok ülkede yürüyüşler yapıldı. Bütün insanlık, bu saldırıyı kınadı. Zalimlerin en büyük korkusu, geniş kitlelerin farkındalığı. Biz, o kutlu hareket ile bu farkındalığı oluşturduk. Gemideki bütün arkadaşlarımız, mükemmel bir kararlılık içerisindeydi. Herkes taşıdığı sorumluluğunun farkındaydı. Anormal bir şekilde şişirilen İsrail'in büyüsü o saldırı ile bozuldu. İsrail'in, bir alay korkaklar sürüsü olduğu bir kez daha gün yüzüne çıktı. Bunlar sadece şımarık bir katil. Tutuklu olduğumuz halde bile İsrail askerleri yanımıza yaklaştığında zafiyet içerisindeydi. Türkiye, inisiyatif alırsa dünyada çoğu şey değişir. Zorbaların saltanatı devam etmesin diye bu hareketler devam edecektir” şeklinde konuştu. 

3-5.jpg

ÖLMEK İÇİN HERKES EN ÖN SAFTA YER ALMAK İSTEDİ

Gazze'ye insani yardım götürmek için yola çıkan Mavi Marmara gemisinde yer alan ve saldırı anlarını anlatan Konya İHH Başkanı Op. Dr. Hasan Hüseyin Uysal da Filistin konusunun, ümmetin dindirilemeyen yarası olduğunu söyledi. Bu yaranın acilen tedavi edilmesi gerektiğini dile getiren Başkan Uysal, yaranın tedavi edilmesinin ancak ümmet birliği ile mümkün olacağını ifade etti. Mavi Marmara gemisinde yer alma amacının yüz yılın iyilik hareketine destek vermek olduğunu söyleyen Uysal, “Filistin'in özgürlüğüne bir katkım olsun diye o gemide yer aldım” dedi. İsrail'in ölçüsüz, azdırılmış bir yönü olduğunun altını çizen Uysal, şunları söyledi: “Biz, İsrail'in bu tutumsuz ve ahlaksız özelliğini bilerek o yola çıktık. İlerleyen saatlerde İsrail terör örgütünün ciddi anlamda saldırıya hazırlandığına dair endişelerimiz oldu. Gemide İsrail'in saldıracağını bilen herkes, kendini savunacak bir aracı olmamasına rağmen, en ön safta yer almak istedi. Elimizde bir  silahımız yoktu. Tabi o esnada hararetli görüşmeler oluyordu. Benim elimde bir kamera vardı. Görüntü almam istendi. Yaşımı öne sürerek, beni geri çekmek istediler. Mavi Marmara'nın en genç şehidi Furkan ile nereden nasıl görüntü alabiliriz konusunda istişarelerimiz başladı. Daha sonra 'İş gittikçe ciddiye biniyor' denildi. Beni hekim olduğum için daha geri plana aldılar. Gemideki bütün arkadaşları anonsla bir araya topladık. Görev bölgelerimizin hazırlığına geçtik. Saldırıya kadar da görev bölgemizde kaldık. Can yeleklerimizi giydik, abdestlerimizi aldık. Kendi görev yerimizde namazlarımızı da eda ettik. Sonra saldırdılar. Arkadaşlarımız kendi elimizde şehit düştü. Elimizde silahımız veya farklı bir savunma aracımız olmamasına rağmen, 3 İsrail askerini de esir aldık. Onların gözlerinden okunuyordu. Korku paçalarından akıyordu. Zaten korkudan altlarına yapmışlardı. Karşımızdaki düşmanımızdı fakat yaralılardı. Onları da kendi yaralılarımızla birlikte tedavi ettik. Saldırılar artınca teslim olmaya karar verdik. Onlar teslim olsak dahi ölçüsüz saldırılarına devam ettiler. Karşımızdaki düşmanın alçak olduğunu biliyorduk ama bu kadarını da zannetmiyorduk. Yere düşmüş yaralılarımıza bile çok yakından ateş ettiler, onlar şehit düştü. Bizi 1-2 saat bile bizi teslim alamadılar. Saldırıdan hemen sonra Türkiye Cumhuriyeti Devleti aktif bir refleks gönderdi. Büyük destek gördük. Daha sonraki gelişmeler, ne yazıkki bizleri tatmin etmedi. Ama biz yine de durmayacağız. Hangi gelişme olursa olsun, Mavi Marmara seferinin bitmeyeceğini söylüyoruz. Bu bir, ruh ve dava seferiydi. Bundan sonra da  araçlar değişir, yine de sefer devam eder.” 

EMRE ÖZGÜL

4-3.jpg

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.