Okulda tatil zili sorunlarla çaldı
Konya’da 543 bin 349 ilkokul ve ortaöğretim öğrencisi bugün çalacak son ders zilinin ardından tatile girecek. Eğitim İş Konya Şube Başkanı Özgür Ulaş Yiğit, eğitimdeki sorunları dile getirdi
Milli Eğitim Bakanlığına (MEB) bağlı ilk ve ortaöğretim kurumlarındaki yaklaşık 19 milyon öğrenci 16 Haziran Cuma günü karne alarak yaz tatiline girecek. Konya’da 543 bin 349 bugün çalan zil sonrası tatile girecek. Okul öncesi, ilköğretim ve ortaöğretim okullarında 2022-2023 eğitim öğretim yılı, 12 Eylül 2022'de başlatıldı. Birinci dönem ara tatili, 14-18 Kasım 2022'de, ikinci dönemdeki ara tatil 17-20 Nisan 2023'te yapıldı. 6 Şubat 2023'te başlayan ikinci dönem, bugün itibari ile sona erdi. Öğrenciler, eğitim öğretim yılının yorgunluğunu yaz tatilinde atacak. Öte yandan, 6 Şubat'ta meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremler nedeniyle bir süre eğitime ara verilen 10 ildeki öğrencilere yönelik telafi programları ise 1 Ağustos-1 Eylül'de uygulanacak. İlk ve ortaöğretim kurumlarının yaz tatili bugün başladı. 2022-2023 eğitim öğretim yılını Merhaba Gazetesi’ne değerlendiren Eğitim İş Konya Şube Başkanı Özgür Ulaş Yiğit, “Bu eğitim öğretim yılı, hem mesleki itibarının uğradığı saldırılar hem de alım gücündeki erime nedeniyle eğitim emekçisi için de karanlık bir dönem olmuştur. Mesleğe hakaret niteliğindeki Öğretmenlik Meslek Kanunu halihazırda sözleşmeli, ücretli, kadrolu adı altında kategorize edilerek sömürülen öğretmenleri bir kez daha haksız sıfatlarla ayrıştırmıştır” dedi.
EĞİTİMDE SORUNLAR GÖRMEZDEN GELİNİYOR
Eğitim sisteminde yaşanan problemleri dile getiren Yiğit, “Her eğitim-öğretim döneminde ‘bu kadar da olmaz’ dedirten iktidar, 2022-2023 eğitim öğretim yılında da bu geleneğini bozmamış, eğitimde geçen yılları dahi mumla aratan bir dönemi ülkeye yaşatmıştır. Eğitim sisteminde giderek derinleşen okul/derslik ihtiyacı giderilmediği için büyükşehirlerde bile mevcudu 50-60’ı bulan kalabalık sınıflar, bir okul binasında birkaç okul dolusu öğrenciyi vardiyalı biçimde okutma rezilliği, taşımalı ve ikili eğitim garabetleri sürmüştür. Her açıdan mantıksız olan kalıcı yaz saati uygulaması nedeniyle öğrenciler yine sabahın kör karanlığında uyanıp okula gitmek zorunda kalmış, uyku mahmurluğuyla geçen ilk dersler eğitimdeki öğrenme kaybını biraz daha büyütmüştür. Ulaşım, barınma ve beslenme Anayasal bir hak olan eğitimin ayrılmaz parçaları olduğu halde öğrencilerimizin bu temel ihtiyaçları yine karşılanmamış; ailesi zengin öğrenci ile yoksul öğrenci arasındaki makas bir kademe daha açılmıştır. Adeta bilerek çözülmeyen barınma krizini yine tarikatlar fırsata çevirmiş ve çaresiz öğrencileri adeta kapışmıştır” dedi.
DEVLET YURTLARI YETERSİZ
KYK yurtlarının üniversite öğrencilerinin ancak yüzde 18’ini karşılayabilecek seviyede olduğunu ifade eden Ulaş, “Ekonomik krizle birlikte özel yurtların fiyatlarının daha da fahiş hale gelmesiyle bu eğitim döneminin en can yakan konularından birisi olmuştur. Beslenme sorunu nedeniyle çocuklarımızın büyük bir çoğunluğunda başlangıç niteliğinde obezite görülmeye, kansızlık şikayetleri artmaya başlamıştır. Tepe taklak giden ekonomi ve sosyal devlet ilkelerinin eğitimde görmezden gelinmesi nedeniyle çocuklarımız musluklardan su içmekte, kantinden bir tost dahi almakta zorlanmaktadır. Uyuyamayan, beslenemeyen, dikkatini verimli şekilde derse vereceği öğrenci sayısına sahip sınıflarda eğitim göremeyen çocuklarımız; eğitimin kıymetini görmezden gelen yöneticiler nedeniyle bu eğitim döneminde yine yaşlarından büyük zorluklarla mücadele etmiştir” ifadelerini kullandı.
EĞİTİM ÜLKENİN BİRİNCİL MESELESİDİR
Eğitim öğretimde yaşanan aksaklıkların giderilmesinin ülkenin birincil görevi olduğuna vurgu yapan Yiğit sözlerini şöyle tamamladı: “Bu eğitim öğretim yılı, hem mesleki itibarının uğradığı saldırılar hem de alım gücündeki erime nedeniyle eğitim emekçisi için de karanlık bir dönem olmuştur. Mesleğe hakaret niteliğindeki Öğretmenlik Meslek Kanunu halihazırda sözleşmeli, ücretli, kadrolu adı altında kategorize edilerek sömürülen öğretmenleri bir kez daha haksız sıfatlarla ayrıştırmıştır. Ayrıca YÖK’ün aldığı kararla, eğitim fakültelerinin dışında da farklı alanlarda öğrenim gören öğrencilerin pedagojik formasyon eğitimini “seçmeli ders” olarak almasının önü açılmış; bu yolla hem eğitimcilik sıradanlaştırılmaya çalışılmış hem de ataması yapılmayan öğretmenlere bir haksızlık daha yapılmıştır.
Hakkımız olan insanca çalışma koşulları ve insanlık onuruna yaraşır ücretler için; öğrencilerimizin hakkı olan laik, bilimsel, kamusal ve adil bir eğitim sistemi için; mesleki onurumuz için mücadele etmeye devam edeceğiz. Bu mücadele aydınlanma mücadelesidir”
SAİT ÇELİK
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.