Öğretmenlere yönelik zorbalık gündemde

Merhaba Gazetesi’ne konuşan Eğitim-İş Konya Şube Başkanı Bahattin Ertuğrul, öğretmenlerin toplumda ve öğrencilerin gözünde yeniden saygınlık kazanabilmesi için disiplinin güçlendirilmesi gerektiğini belirterek, cezaların yalnızca öğretmenlerin kontrolünde uygulanması gerektiğini vurguladı.

‘ÖĞRETMEN KİMSEYE YARANAMIYOR’

Öğretmenin yalnızca işini yapmak istediğini ancak ne yaparsa yapsın kimseye yaranamadığını vurgulayan Ertuğrul, velilerin her durumda ve her şartta öğretmenin işine müdahil olduğunu belirterek şu ifadeleri kullandı: “Malum, yapay zekâ robotları ortaya çıktı. Öğretmen ise bir yapay zekâ robotu değildir. Dersini verirken insan olduğunu ve bir otoritesinin bulunduğunu bilmesi, hissetmesi gerekir. Çünkü sınıftaki çocuklar öğretmenin kontrolü altındadır. Madem öğretmeni bu kadar itibarsızlaştırdık, o hâlde bütün eğitim uzaktan yapılsın; öğretmenlere nöbet görevi de verilmesin. Bana göre bu durum, yıllar önce mevcut iktidarın uyguladığı öğretmeni itibarsızlaştırma politikasının sonucudur. Bu nedenle öğretmen, veli, öğrenci ve okul idaresi arasında oldukça sıkışmış durumdadır. Hiç kimseye yaranamamaktadır. Oysa öğretmen sadece işini yapmak istiyor. Öğretmenler, ‘Biz burada ekmek paramızı kazanıyoruz, lütfen bize müdahil olmayın’ diyor. Çünkü veli, her durumda her şeye müdahale eder hâle gelmiştir. Okul müdürleri ise velileri idare etmek zorunda bırakılmıştır.”

‘ÖĞRETMENİ İTİBARSIZLAŞTIRMA POLİTİKASINI REDDEDİYORUZ’

Şiddeti eğitimde kesinlikle tasvip etmediğini vurgulayan Ertuğrul, bir çocuk cezayı hak ediyorsa cezasının verilmesi gerektiğini, hatta gerekirse örgün eğitimden uzaklaştırılmasının dahi gündeme gelebileceğini belirterek, sözlerine şu şekilde devam etti: “Eskisi gibi çocuklara bir fiske bile atılmıyor. Zaten biz şiddete karşıyız. Ancak öğretmenler olarak kavga eden iki çocuğu ayırdığımızda bile veli, ‘Çocuğumun omzundan tutmuşsun, asılmışsın’ diyerek şikâyetçi olabiliyor. Bu en ufak şikâyetler öğretmeni artık bıktırmış durumda. En küçük olay bile doğrudan soruşturma konusu hâline geliyor; anında öğretmende bir kusur aranıyor ve cezalandırma yoluna gidiliyor. Biz öğretmenler işimizin gücümüzün peşindeyiz. Öğretmeni itibarsızlaştırma politikasını da reddediyoruz. Alnımızın teriyle, alnımızın akıyla ekmeğimizi kazanıyoruz. Devletimize, milletimize ve çocuklarımıza hizmet etmekten başka bir gayemiz yok. Fakat öğretmen rahat bırakılmıyor; her şey şikâyet konusu hâline getiriliyor. Toplumun her kesiminde, çocuklara ilişkin olarak öğretmen ve idare kontrolünde bir hata varsa elbette cezası verilmelidir. Ancak bir çocuk arkadaşlarına zarar veriyor, öğretmenine ve okuluna saygı göstermiyor ve çevresine de zarar veriyorsa, bana göre örgün eğitimin dışına çıkarılması gerekmektedir. Çünkü herkes çocuğu için bir umut taşır; çocuklarının bir yerlere gelmesini hayal eder.”

‘MAFYATİK DİZİLERE MÜDAHALE EDİLMELİ’

Çocukların televizyonda çıkan dizi karakterlerinden etkilendiğini ve bu durumda RTÜK'e büyük bir sorumluluk düştüğünü ifade eden Başkan Ertuğrul, “Bu mafyatik televizyon dizilerine de değinmek istiyorum. Altındakini ezen, üstündekine biat eden bir zihniyet oluşmaya başladı. Varlıklı ve güçlü insanlara saygı duyulurken, kendi hâlinde olan insanlara eziyet eden bir bakış açısı gelişiyor. Bana göre burada RTÜK'e çok büyük görev düşüyor. Çocuklarımız ve gençlerimiz bu tür içeriklerden çok çabuk etkileniyor. Bu durum, bizlere ahlaki anlamda bir çöküş yaşatıyor ve bunun önüne geçilmesi gerekiyor. ‘Kötü örnek örnek değildir’ anlayışı bizim için geçerlidir ancak ne yazık ki kötü örnekler, çocuklarımız ve gençlerimiz için birer model hâline geliyor. Bu duruma da çok acil bir şekilde müdahale edilmelidir” dedi.

‘ÇOCUKLARA CEZALAR VERİLMELİ, ANCAK KONTROL ÖĞRETMENLERDE OLMALI’

Öğretmenlerin, toplum içinde ve öğrencilerin gözünde itibarını yeniden kazanabilmesi için belli başlı cezaların verilmesi gerektiğini ve bu cezaların öğretmenlerin kontrolü altında olması gerektiğinin altını çizen Eğitim-İş Konya Şube Başkanı Bahattin Ertuğrul, sözlerini şu şekilde tamamladı: “Eğitim ve öğretimin temeli disiplindir. Bu disiplin, çeşitli kurallar aracılığıyla uygulanır. Okul ortamında kim olursa olsun, bu kurallara uyulmalıdır. Ülkesini seven, vatanına hizmet edecek düzgün bireyler yetiştirmek zorundayız; aksi hâlde toplum olarak dağılır gideriz. Bu yetiştirme ortamında kurallara kesinlikle uyulmalı ve süreç öğretmen ile okul idaresinin gözetiminde yürütülmelidir. Dışarıdan hiç kimse müdahil olmamalıdır. Gerekli görülen durumlarda çocuklara, gözlerinin yaşına bakılmadan uygun cezalar verilmesi gerekir. Çünkü bilirsiniz ki bir çürük elma, bir kasayı mahvedebilir. O çürük elmayı kurtarmak için ise başka yöntemlerle topluma kazandırmak gerekir. Ancak engelleyici disiplin dediğimiz, öğretmen ve idarenin kontrolünde uygulanan cezalar konusunda dışarıdan kimsenin müdahalesi olmamalı; öğretmen ve idarenin bu noktada eli güçlendirilmelidir. Ancak bu şekilde öğretmenlerin saygınlığı yeniden sağlanabilir.”