Mutlu Öcal: Bir Meram’ımız Var!

Saadet Partisi Meram İlçe Başkanı Mutlu Öcal

Bir Meram’ımız Var!

..ve her geçen gün elimizden, avucumuzdan kayıp gidiyor. Gözlerimizin önüne yok oluyor. Kendine ait ne varsa bütün güzelliklerini kaybediyor. Ve daha acısı bütün bunlar planlı, imarlı bir şekilde yapılıyor. 

Evlerimize hayat’ımızın ortasına kadar betona gömülüyoruz. En çok 50-60 yıl sonra moloz yığını haline gelecek geleceğimiz için bütün çabamız gayretimiz. Kızılderilinin dediği gibi “son ırmak kuruduğunda, son son ağaç kesildiğinde, son balık tutulduğunda..” beton ve asfaltın yenmeyeceğini  anlayacağız.

Sadece imar problemi olsa bir nebze çözülebilir bu problem. Yaşantımıza, inancımıza dair –istisnalar hariç- hiçbir özellik barındırmayan “barınaklarımızda” yetişen yeni neslimiz, çocuklarımızda iman problemiyle karşı karşıya. 

Ahir zamanda insan merkezli olmayan inancını hayatın merkezine koymayan imar planları, plan yapanların insanımızı borca esir etme ve dininden uzaklaştırma amaçları doğrultusunda gerçekleşiyor. Kendi dünyasını kendi yuvasını kurma çabasında olan insanımız, böylelikle ırkçı emperyalizmin faiz tuzağı içine çekilerek düşünmekten ve sorgulamaktan uzak, bütün algı operasyonlarına açık hale geliyor. 

Adil düzen, yaşanabilir bir Türkiye, yeniden büyük Türkiye, yeni bir dünya kurma inancı ve istikametinden bir derecelik sapma ile farkında olmadan çok farklı dünyalara, hedeflere savrulmaktadır. Belde-i muhayyere olarak bütün konuşmalarında bunu bizlere hatırlatan Erbakan hocamız, ahir zaman kurtuluş hareketinin Konya’dan başlayacağı müjdesini istisnasız bütün konuşmalarında dile getirmiş, Konyayı çadırın orta direği olarak tanımlamış, en büyük değeri vermiş, Konya milletvekili olarak başbakan olmuş, çok önemli yatırımları konyaya kazandırmıştır. 

Ekini ve nesli helak etmek isteyen, yeryüzünde kötülüğü düzenleyip organize eden güç hasta ettiği insanları ilaç satarak, savaştırdığı insanları silah satarak sömürmeye devam ediyor. Teknoloji ve tıbbı büyük ölçüde ele geçiren üresel güçler “bilim” adı altında yazılı ve görsel medya ile insanları yönlendirirken, dünya sağlık örgütü, (DSÖ) birleşmiş milletler (BM) gibi kuruluşları vasıtasıyla dünyadaki ülkeleri yönlendirmekte, bağımsızlığını devralmaktadır. 

İnsanları topraksızlaştırma bütün hızıyla devam ederken agenda 21, agenda 2030, iklim değişiklikleri, küresel ısınma, kuraklık, açlık gibi gündemlerle BM güya tehlikelere dikkat çekmekte protokollerle ülkelerin iç işlerine müdahale etmektedir. Yeryüzü kurulduğundan beri varolan sığırlar bile çıkardıkları gazlar sebebiyle dünyayı ısıtmakta, bu yüzden sayıları azatılmalı ve yapay et yenilmeli diyen sözde bilim insanları bilgisayarcılılar dinlenirken, aklını kullanan ve sorgulayan sıradan insanlar rencide edilmektedir.

Great reset olarak dillendirilen, düşünüldüğü iddia edilen insanların sağlığı değil, bütün insanların kendilerine köle olduğuna inananların bu yöndeki çabalarıdır. 

Geldiğimiz bu noktada ya milli görüşe sahip çıkacağız, Meram’da hayat’ın duvarından aldığımız taşla calutu saf dışı bırakacağız ve tarihteki şanlı yerimizi alacağız ya da yok olup gideceğiz.