Milli Görüş’e borçlular

Milli Görüş’e borçlular

Zülfikar Gazi, Bugün Milli Görüşün çizgisinden çıkmış bir takım insanlar halk tarafından takdir topluyor, destek görüyorsa Milli Görüş Hareketinin himmetine böyle bir desteği görüyorlar dedi

HAZIRLAYAN: ALİ ÖZCAN
 
* Milli Görüş Hareketiyle ilk tanışmanızı anlatır mısınız?

Bizler Milli Görüş Hareketini, Milli Nizam Partisi’yle tanıdık. O zaman ben İmam Hatip okulu 4. sınıf öğrencisiydim. Erbakan, ilk defa Çorum’da sinemada konferans vermişti. Hocamı o yıllarda tanıdım ve hayatımda Milli Görüşçü partilerin dışında hiçbir partiye oy vermedim. 1974 yılında Konya’da Yüksek İslam Enstitüsü’ne öğrenci olarak geldim. Şimdiki İlahiyat Fakültesi o zaman Yüksek İslam Enstitüsü’ydü. O dönemden bu yana da Milli Görüşçü partilerin hepsinde fiilen görev aldım. Milli Selamet Partisi’nde Gençlik Kolları Başkanlığı, Refah Partisi döneminde 8 yıl il başkanlığı, 1 dönem Çorum Milletvekili olarak Ankara’da bulundum. Daha sonra da yine 1 dönem Saadet Partisi’nin İl Başkanlığı görevini yürüttüm. Şu anda da Saadet Partisi Genel İdare Kurulu üyesi olarak görevime devam ediyorum.

* Sizi etkileyen ne oldu?

Bütün siyasi partiler o döneme kadar bu milletin gerçek özelliğini, ruhunu, inancını, kültürünü, temsil etmiyordu. Bir kısmı batıcı, bir kısmı da solcuydu. Yani bir kısmı Amerikan, bir kısmı da Sovyet taraftarı, sağcı veya solcuydu. İnançlı kesim de genellikle sağcı partilere oy veriyordu. Ama onların da birbirinden farkı yoktu. Aynı uygulamaları yapıyorlar, hiçbirinin manevi boyutu yoktu. Bizler dini tahsil almış, öyle bir okulda okuyan insanlar olarak maneviyatımıza bağlı inançlı insanlar olmamız hasebiyle; Hocamızın ‘Önce ahlak ve maneviyat’ diye çıkışı, işin manevi boyutunu ortaya koyması sebebiyle, bize çok cazip geldi ve böylece bu hareketin içerisinde kendimizi bulduk.

* Milli Görüş Hareketi’nin 35 yıldır içindesiniz, bu sürece ilişkin unutamadığınız, sizde etki bırakan birkaç hatırayı paylaşabilir misiniz?

Yüksek İslam Enstitüsü’nde talebeyken, zannediyorum 1975’li yıllardı, o yıllarda seçimler vardı. Bir seçimde, Seyit Mehmet Buğa Bey gençlik kolları başkanıydı. Bir grup arkadaşla her akşam köylere gidiyoruz. O seçimler de Ramazan’a denk gelmişti. Biz Yüksek İslam Enstitüsü talebesi olmamız hasebiyle camide sohbet yapıyorduk. Bizden sonra onlar siyasi konuşmalar yapıyordu. Halk o zaman şunu söylüyordu; ‘Evladım, siz çok iyi çocuklarsınız, çok temizsiniz, sizi çok seviyoruz, keşke sizler milletvekili adayımız olsanız da size oy versek.’ Ve tabiî ki hiçbir arkadaşımızın bir beklentisi yoktu. Allah rızası için bu hareketin başarısı noktasında gece gündüz çalışıyordu. Hatta bir defasında Altınapa Barajı’nın Başarakavak’a giden yol tarafındaki istikamette köylere giderken arabamız takla attı. Bizi bir eczaneye getirdiler. Sonradan öğrendim ki o eczane de Veysel Candan abinin eczanesi.
Milli Selamet Partisi Gençlik Kolları döneminde Hocamızı daha yakından tanıma imkanı bulduk. Erbakan Hocam bir defa bu davanın bütününe vakıftır, hakimdir. Hiçbir küçük teferruatı bile göz ardı etmez. O dönemki il başkanları Ankara’ya toplantıya giderdi. Hoca bizi sorguya çekerdi. İşin inceliklerine varıncaya kadar takip ederdi.
Milli Selamet döneminde Hocam Konya’ya gelmişti. Hükümet meydanındaki Vakıflar Bölge Müdürlüğü binasının en üst katı Milli Selamet Partisi’nin il merkeziydi. Biz odanın birisini halıfleks ile şark odası usulü döşedik. Hocam geldiğinde yemek ikram ettik, yemeği de kendimiz yaptık. Mustafa Özkan organize ediyordu. Yemeğimiz de mercimek çorbası, pilav ve salata. Pilavda da et yok. Yemeği tüp üzerinde parti binasının bir odasında kendimiz yaptık. Binada asansör yok, Hocam merdivenlerden çıkıyor, ardından biz ikişer merdiven atlayarak ancak ona yetişebiliyoruz. Bana dedi ki, ‘Bu binada kaç basamak var?’ Ben bilmiyorum tabi. Bu çok önemli bir şey değil ancak, Hocamız işi en ince detayına kadar takip eder, bilir ve bu hareketi bu disiplinle yürütürdü. Yine orada ayakkabıları çıkartıp içeri girdiğimizde, Hocam birisini çağırdı: ‘Cengiz Bey, burada yediğin yemeğin tadını hiçbir yerde bulamazsın. Burası dergah çorbasıdır, gel buradaki yemekten ye’ diye davet etti. Sonra öğreniyoruz ki, o gazeteci Cengiz Çandar. O yıllarda Hocamla beraber dolaşıyormuş.

* Nasıl bir anlayışla çalışıyordunuz?

Milli Selamet Partisi Gençlik Kolları dahil 14 yıl il başkanlığı yaptım. Konya’da gitmediğimiz köy yok. İlçelerde, köylerde yıllardır beraber çalıştığımız arkadaşlarla karşılaştığımızda,  ‘Neydi o günkü zevk, heyecan, bereket, ihlas ve samimiyet’ diyerek hepimiz o dönemi anıyoruz. Çünkü hiç kimsenin aklından bile dünyevi menfaat geçmezdi. Milletvekilliği falan düşünülmezdi, teklif edildiği zaman da yüzler kızarırdı, ‘Acaba ben bir beklentiyle mi bu davaya hizmet ediyorum da bana bu görev teklif edildi?’ diye düşünülürdü.
İşin sorumluluğunu, vebalini, ağırlığını düşünüyorduk. Bize en kolay gelen neydi, biliyor musunuz? Teşkilatın başkanları, yöneticileri olsun, bize talimat, görev versin, biz de Allah rızası için neye gücümüz yetiyorsa onun için çalışalım. O samimiyet ve ihlasla devam edildiği için Allah bu hareketi çok bereketli kıldı. Bakın, bu dava hakikaten Türkiye’nin değil dünyanın en büyük davasıdır. Bu hareket dünyanın en büyük hareketidir ve Milli Görüş Hareketi’nin bütün dünya üzerinde etkisi vardır. Bugün Türkiye’nin siyasetini Milli Görüş Hareketi’nin o günkü ruhu, aşkı, şevki, heyecanı, ihlas ve samimiyeti belirlemektedir. Bugün Milli Görüş’ün çizgisinden çıkmış bir takım insanlar halk tarafından takdir topluyor, destek görüyorsa Milli Görüş Hareketi’nin himmetine böyle bir desteği görüyorlar. Dünkü, Milli Görüş’teki hizmetlerinden dolayı halk güveniyor. Tabiî ki bu güne gelinceye kadar bu hareketin içinden çıkmış insanlar çizgilerini değiştirdiler, gömleklerini çıkardılar, başka mecralarda, işte sistemin içindeki yerlerini aldılar. Halk tarafından benimsendiler ancak uzun sürmedi. Bunların gerçek mahiyeti ortaya çıkınca halkımız tekrar aslına döndü, Milli Görüş Hareketi’nin gerçek temsilcilerinin safında yer aldı. Bugün de aynı şey olacak.

* Mevcut iktidara, Milli Görüş’ün mirasçıları gözüyle bakılarak mı oy verildi?

Elbette; bu arkadaşlar ‘biz değiştik’ falan da dese de, vatandaş diyor ki, ‘Birtakım çevrelere, iyi, şirin görünmek için bunu söylüyorlar.’ Bugün ki iktidar o günkü mirasın üstündedir.
Ama bu bir yere kadar gidecek. Bir bekler, iki takip eder, yarın bir de baksa ki, hakikaten değişmiş, hemen eski yerine, gerçek safına gelir. Ve Milli Görüş saflarında bu millet yerini alır. Milli Görüş, çizgisini değiştirmeyen bir harekettir, dün ne söylüyorsa bugün de aynısını ifade ediyor.

* Gelinen noktayı nasıl görüyorsunuz?

Halk, geçmişte olduğu gibi bugün de aldatıldı. Ama bunlar zaman geldi, ortaya çıktı, gerçekler millet tarafından tanındı ve milletimiz yeniden Milli Görüş’e sarıldı ve ona gereken desteği verdi. Şimdi, önümüzdeki dönem yine Milli Görüş’ün şahlanacağı dönemdir. Halkımızın Milli Görüş’e döneceği dönemdir. Milli Görüş’ün yeniden iktidara geleceği bir dönemdir; biz bunu görüyoruz. Şu an, görüyorsunuz, yine bir kadro, yeni bir genel başkan, genç bir jenerasyon, Milli Görüş’ün içerisinde doğmuş, büyümüş bir jenerasyon görevi aldı. Halkımızın da çok büyük takdir ve beğenisini almaktadır. İnanıyorum ki, Allah bu kadrolara yeniden bu aziz millete ve bu ülkeye hizmet fırsatı verecektir, böyle bir fırsat doğacaktır.

* Son olarak Milli Görüş’ün Türkiye’ye hem maddi, hem de manevi katkısını kısaca özetleyebilir misiniz?

Bir defa Milli Görüş bağımsızlık hareketidir. Milli Görüş, özümüze dönme hareketidir. Bu milletin kendisidir, tarihidir, maneviyatıdır, inancıdır. Bunlardan uzaklaşma, sapma olmuş, Milli Görüş milletimize bu sapmaları, yanlışları tanıtmış, anlatmış ve gerçeği ortaya koymuştur. Milli Görüş, Türkiye’de siyasetin yönünü değiştirmiştir. Eğer bugün hanımı başörtülü bir Cumhurbaşkanı seçilmişse bu Milli Görüş’ün eseridir.
Halkımız Milli Görüş’e itibar etmekte ve ona güvenmektedir. Dolayısıyla Milli Görüş, ‘Önce ahlak ve maneviyat’ demiş, bu milletin neslini ilimle, irfanla, edeple, terbiyeyle, maneviyatla sapasağlam yetiştirmenin adımlarını atmıştır. Milli Görüş, ‘Ağır sanayidir’, ‘böyle işsizlik, açlık, sefaletle, geri kalmışlıkla olmaz, bu ülkenin bütün nimetlerinin sofraya konulup halkın tamamının bu nimetlerden istifadesi gerekir’ demiş bunları başlatmıştır. Ve yine bugün sanayi tesisi olarak ne varsa, o günkü Milli Görüş Hareketi’nin eseridir. Kalkınma, ağır sanayi, milletimizin zenginliği, ahlak ve maneviyatın güçlendirilmesi denilince akla Milli Görüş Hareketi gelir. Bunları gündeme getiren ve uygulayan Milli Görüş olmuştur. Yine saygın bir dış politika, itibarlı bir dış politika prensibini ortaya koymuştur. Bin yıllık tarihe sahip aziz milletimizin yeniden tarihteki şerefli yerine oturmasının yolunu açmıştır. 1974’te Kıbrıs Barış Harekatı onun eseridir. O dönemde eğer koalisyonda Milli Görüşçüler olmasaydı, Kıbrıs Barış Harekatı yapılamazdı. Belki bugün orada bir tane dindaşımız, bir tane soydaşımız kalmayacaktı. Toplu katliama maruz kalacaklardı. Kan ve gözyaşı, cinayetler önlenmiştir. O günden bu yana Kıbrıs’ta barış vardır. Kan dökülmesi durdurulmuştur.
Milli Görüş, Avrupa taklitçiliği, Avrupa’nın kuyruğunda gitme, Siyonizmin oyununa gelme gibi hataları, yanlışları belirlemiş ve Türkiye’yi bunlardan kurtarmak için mücadele vermektedir. Kendi benliğimizle, inancımızla, dünya görüşümüzle kalkınmanın nasıl olacağını, nasıl yapılacağını göstermiştir. 11 aylık Erbakan hükümeti dönemini vatandaş unutamıyor. Memur diyor ki, ‘O gün hocamızın, böyle yüksek artışı olmasaydı, bugün biz yaşayamazdık.’ Çiftçimiz, o gün pancara verilen fiyatı hala unutamıyor. Esnafımız, hareketli, kazancını, bolluğunu, bereketini unutamıyor; sanayicimiz unutamıyor. Diğerlerinin böyle bir başarısı yoktur, programları da yoktur. Sizin bu milletin neslini, ahlaklı, edepli, terbiyeli, terörden uzak bir nesil olarak yetiştirmek için ne programınız var? Kalkınma için ne programları var, şahsiyetli dış politika konusunda bir programları yok. Bu konularda tek programı olan, mutlak-doğru çözümü olan bizden başka bir siyasi parti yok.
YARIN: MEHMET SÖZER

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.