Mevlana'nınmanevi ikliminden aydınlanıyoruz

Mevlana'nınmanevi ikliminden aydınlanıyoruz

Konyamız, Yüzyıllarca Anadolunun ilim merkezi olmuş, yetiştirdiği büyük ilim adamlarıyla, hususan Hz.Mevlana ve Sadreddin-i Konevi ile bunu ispatlamıştır.

Yurt içi ve yurt dışından her yıl binlerce kişinin ziyaretgahı olan Hz.Mevlana ve “Şeb-i Arus” törenleri şehrimizin simgesi olmuştur.Bu yıl da 738.'sini kutlayacağımız törenlerle bu değerlerimizi anmak, anlamak ve anlatmak bizim için tarifi imkansız bir mutluluk olacaktır.
Hayatını, “Hamdım, piştim, yandım” sözleri ile özetleyen Hz.Mevlâna kâinatı kucaklayan değeri, insan sevgisi ve hoşgörüsü ile dünyaya adını duyurmuş bir düşünür ve alimdir. Bu hoşgörünün temel esası, dinimizin de üzerinde hassasiyetle durduğu, “insan yaratılmışların en şereflisidir” düsturudur. Mevlana bu şerefin şuuruyla insanları kucaklar; yaratılmışları, âşık olduğu yaratandan ötürü, herhangi bir nefis mücadelesine girmeden, rahatlıkla hoş görür.
Hz.Mevlâna ölüm gününü yeniden doğuş günü olarak kabul eder. O öldüğü zaman sevdiğine yani Rabbine kavuşacak. Onun için Hz.Mevlâna ölüm gününe düğün günü veya gelin gecesi manasına gelen “Şeb-i Arûs” demiş ve dostlarına ölümünün ardından ah, vah edip ağlamayın diyerek vasiyet etmiştir. Şeb-i Arûs, fedakârlıkla başlar, ölüm boyunca devam eder, öbür âleme kavuşmakla tamamlanır.
Hz.Mevlânâ, “Ölümümüzden sonra mezarımızı yerde arama, arif kişilerin gönlündedir, der. Burada ölüm olarak tezahür eden hal, orada doğumdur” der. Yine Rabbine, “Ölmek şeker gibi tatlı bir şey, canı sen aldıktan sonra seninle olunca da tatlı candan da tatlıdır, ölüm” şeklinde seslenir. Böylelikle ölüme bir başka açı kazandırır.
Hz.Mevlana, alçak gönüllülükte büyüklük, büyüklükte alçak gönüllülüğü; varlıkta yokluk, yoklukta varlığı bulan ve  kim olursa olsun insanları hoş gören, insanlara hoş davranan, kendisini daima küçülterek insanlara hayır dualar eden bir Allah dostu olması onun İlâhî aşkla, ilâhî cezbelerle ve Allah'ın cemal nurlarına gömülmüş olarak yaşamasındandır.
Bugün Hz.Mevlana'nın sevgiyle yoğrulmuş diline ve anlayışına en çok ihtiyaç duyduğumuz bir gündür. Her sene aralık ayında Şeb-i Arus vesilesiyle ülkemizden ve dünyadan Konya’mıza teşrif eden binlerce kişi Hz.Mevlana'nın  manevi ikliminde yüreği aydınlanıyor, gönlü ferahlıyor. Çünkü burada Mevlana’nın hakikate, hakkaniyete, adalete çağıran, bunun için bir ney gibi inleyen merhametli sesi duyuluyor. Biz, bizi ebediyete çağıran bu sese kulak vererek millet olduk. Bu sese gönül vererek yüzyıllarca bu topraklarda, farklılıklar içinde bir ruh olarak yaşadık.
Biz Konya halkı olarak Hz.Mevlana’nın evrensel mesajını dünya üzerinde egemen kılmaya, evrensel barış ve kardeşliği tesis etmeye çalışırken, bunu en evvel kendi evimizde, kendi ocağımızda başarmak, Mevlana yurdundan, ne olursan ol yine gel, mesajını iletmek zorundayız. Mevlana’dan, Sadreddin-i Konevi'den, Şems-i Tebrizi'den, Hadimi Hazretlerinden, Muhyiddi-i Arabi'den ve bu topraklarda yetişmiş nice büyük zatlardan öğrendiğimiz şey, adalet ve hakkaniyet çizgisinden sapmadan milletimize hizmet etmektir.
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.